Gazete Vatan Logo

Çarşı'ya 'darbe' davası!

Adliyenin en küçük salonunda yapılan duruşma yer yetersizliğinden bir türlü başlayamayınca avukatlar daha büyük salon talebinde bulundu. Mahkeme heyeti bu talebi kabul etti. Salon değişince 'duruşmadan ilk gol sesi' yorumunu yaptı.

İstanbul Adalet Sarayı’nda bulunan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sabah saat 09.50’de başlayan duruşmada 35 tutuksuz sanık hazır bulundu. Duruşmaya CHP’li milletvekilleri İlhan Cihaner, Sezgin Tanrıkulu, Mahmut Tanal, Umut Oran, Kütahya Bağımsız Milletvekili İdris Bal, CHP eski İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı, Ressam Bedri Baykam ve çok sayıda Beşiktaş taraftarı duruşmaya izleyici olarak hazır bulundu. Sanıkların savunmak için İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal’ın da aralarında bulunduğu 100 avukat duruşmaya katıldı.

"DAHA GENİŞ BİR SALONDA DURUŞMA YAPILSIN"

Duruşmada başladıktan sonra söz alan tutuksuz sanıkların Avukatı Ömer Kavilli, "Bu salonda bu duruşmanın görülmesi mümkün değil. Alt yapı yetersizidir. Daha geniş bir salonda duruşma yapılsın" dedi. Bu sözler üzerine Mahkeme başkanı, "İşi olmayan dışarı çıksın. Avukat, milletvekili, basın mensupları salonda kalsın" diye konuştu. Hakim, "Sanık sayısı, izleyici sayısı dikkate alınarak oturabiliriz. Ne zaman mahkeme deplasmana gitiyse bir sıkıntı yaşandı. Mümkün mertebe kendi salonumuzda duruşma yapmaya çalıştık" ifadesini kullandı. Avukatlar ise ısrarla duruşma salonun küçük ve yetersiz olduğunu dile getirdi.

Haberin Devamı

"BURADA DEPLASMAN YOK"

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, "Burada bir taraftar grubu yargılanıyor. Burada deplasman yok. Sanık avukatları ayakta ve yetersiz salon koşullarında savunma yapamayacaklarını belirtiyorlar" diyerek mahkeme başkanına tepki gösterdi. Bunun üzerine mahkeme heyeti, "Kimlik tespiti ve iddianame okunduktan sonra duruşmayı büyük salona alacağız" dedi. Avukatlar da, "Bu şekilde kimlik tespiti de mümkün değil" yanıtını verdi.

Duruşma tutuksuz sanıkların kimlik tespitiyle devam ediyor. Öte yandan bazı sanıklar ile avukatların Beşiktaş forması giyip atkıları taktıkları görüldü.

ŞÜPHELİLERİN AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPSİ İSTENİYOR

İstanbul Cumhuriyet Savcısı Adem Meral tarafından hazırlanan 38 sayfalık iddianamede, 35 şüpheli dışında, 9 polis de "şikayetçi" sıfatıyla yer alıyor. 35 şüpheli hakkında, "Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor. Ayrıca, yine şüpheliler hakkında ayrı ayrı, "Örgüt kurmak ve yönetmek, örgüte üye olmak, görevi yaptırmamak için direnme, kamu malına zarar verme, toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet" gibi çeşitli suçlardan 2 yıldan 50 yıla kadar değişen hapis cezaları talep ediliyor.

Haberin Devamı

DURUŞMA BÜYÜK SALONDA GÖRÜLECEK
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi de, avukatların bu talepleri üzerine adliye içindeki büyük salonun hazır edilmesi için Adalet Sarayı İç Yönetimine bilgi verdi. Adliye İç Yönetimi de mahkemeye, büyük salonun hazırlanacağını bildirdi. Bunun üzerine mahkeme heyeti davanın büyük salonda görülmesini kararlaştırdı. Çarşı Davası iddianamesi ve yargılamasının bundan sonra büyük salonda yapılmasına karar veren mahkeme heyeti duruşmaya 15 dakika ara verdi.
BERKİN ELVAN’IN ANNE VE BABASI DA ADLİYEDE
Öte yandan Gezi olayları sırasında başına isabet eden gaz fişeği kapsülü sonrası komaya giren ve 269 gün sonra da hayatını kaybeden Berkin Elvan’ın babası Sami Elvan ve annesi Gülsüm Elvan da sanıklara destek vermek için İstanbul Adalet Sarayı’na geldi. Ancak Sami Elvan ve Gülsüm Elvan duruşma salonunun dolu olması nedeniyle duruşma salonuna giremedi. Öte yandan CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün de duruşmaya izleyici olarak katıldı.
MAHKEME BAŞKANI: SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIM
Büyük salonda duruşma başlamadan önce duruşma salonuna ve duruşma salonunun bulunduğu koridora girişlerde kalabalık nedeniyle izleyiciler ve özel güvenlik arasında arbede yaşandı. Duruşmanın başlamasıyla beraber mahkeme başkanı Metin Tamirci, "Bir önceki duruşma salonunda çekim yapanlar oldu. Suç duyurusunda bulunacağım, peşin peşin söyleyeyim. Salondaki kamera kayıtlarını açtırmıştım" dedi. İlk duruşma salonunda sanıklar, mahkeme heyetinin müzakerede olduğu sırada ’selfie’ yapmışlardı.
"BEN NE İSTERSEM ONU YAZDIRIRIM"
Sanıklardan Yusuf Demirci’nin avukatı Ömer Kavili, duruşmanın sesli ve görüntülü bir şekilde kayıt altına alınmasını talep etti. Bunun üzerine sanıklardan Cem Yakışkan’ın avukatı Mehmet Derviş Yıldız ise, "Bizim böyle bir talebimiz yok" dedi. Mahkeme heyeti sesli ve görüntülü sistem ile duruşmanın kayıt altına alınması talebini oy birliği ile reddetti. Mahkeme Başkanı Metin Tamirci de, "Biz o şekilde hazırlanmadık. Ben ne istersem onu yazdırırım" şeklinde konuştu.
"TAPELER DOSYADAN ÇIKARILSIN"
Bir kısım sanıklar avukatı Ali Rıza Dizdar, dosyadaki tapelerin ayrı bir soruşturmadan çıkarılarak bu dosyaya eklendiğini belirterek, "Bu dosyadaki suç tarihi 16 Haziran 2013. Bu tarihi kapsamayan tapeler söz konusu iddianameye dayandırılmıştır. İddianamedeki tapeler delil niteliği taşımadığından dosyadan çıkarılmasını talep ederim" dedi.
ÖĞLE ARASININ ARDINDAN SANIK SAVUNMALARI ALINACAK
Sanıklardan Cem Yakışkan’ın avukatlarından Ersan Şen ise, dosyaya delil niteliğinde konulan iletişim tespit tutanaklarının başka bir soruşturmadan bu davaya delil olarak gösterildiğini belirtti. Şen , "Soruşturma savcısı Adem Meral ’Ben bu dosyada örgüt göremiyorum’ dedi. 2 ay sonra örgüt buldu. Tapeleri kendi lağvetmiş" dedi.
Sanık avukatlarının taleplerini reddeden mahkeme, duruşmaya 14.30’a kadar ara verdi. Bu sırada sanıklardan Yusuf Demirci’nin avukatı Ömer Kavili taleplerinin tutanağa geçmediğini belirtti. Mahkeme başkanı ise, "Valla avukat bey geçemeyeceğim tutanağa, milletin şekeri düştü. Siz de gidin karnınızı doyurun" diye konuştu.
Duruşma, öğle arasının ardından sanıkların savunmalarının alınmasıyla devam ediyor.
''GÜCÜMÜZ OLSA BEŞİKTAŞ'I ŞAMPİYON YAPARDIK''
Sanıklardan Cem Yakışkan savunmasını yapıyor.
Mahkeme Başkanı'nın ''Darbe yapmaya çalıştınız mı?'' şeklindeki sorusuna Cem Yakışkan, ''Darbe yapabilecek gücümüz olsaydı Çarşı grubu olarak Beşiktaş'ı şampiyon yapardık. 1980'de darbe gördüm ben. Ne demek olduğunu biliyorum. Bizim darbe ile siyasetle işimiz yok. Çarşı'yı terör ve suç örgütü olarak göstermek en hafif ifadeyele haksızlıktır. Çarşı bir simgedir, korunması gereken bir değerdir. Çarşı her türlü hukuka aykırılığa dolayısıyla darbeye de karşıdır'' cevabını verdi.
Cem Yakışkan'ın savunmasının diğer bölümü şöyle:
Çarşı taraftar grubunun suç ve terör örgütü olarak nitelendirilmesini kesinlikle reddediyorum. Çarşı taraftar grubu Beşiktaş'ın kalbinden doğmuş, ülkemizde ve dünyada adını duyurmuş demokratik bir gruptur. Haksızlıkların karşısında olduk, yardıma ihtiyacı olanların yanında olduk.
"ÇARŞI GRUBU’NUN ÜYESİ OLDUĞUM SÖYLENEMEZ"
Sanık Kaan Kabaş, "Suçlamalar gerçekçi olmadığından, atılı suçu kabul etmiyorum. Espri niteliğindeki konuşmalar suç olarak karşıma çıkarıldı. Neden buradayım, anlamıyorum. Çarşıda esnafım. Beşiktaş taraftarıyım. Yargılanan insanlardan belki 2 kişiyle görüşmüşümdür. Bu nedenle örgütsel bağdan söz edilemez" dedi.
"ÇARŞI GRUBU’NUN TERÖR ÖRGÜTÜ OLARAK YARGILANMASI BİR HATADIR"
Koray Yalnız adlı sanık da, "Taksim’e hiç çıkmadım. Bir gün Beşiktaş’ta bir arkadaşıma misafirliğe gidiyorum, aracım bozulunca olayların içinde kaldık. Beşiktaş taraftarıyım, kendimi Çarşı Grubu ferdi olarak görmüyorum" dedi.
Mahkeme Başkanı’nın, "Çarşı Grubu emir talimatla mı çalışır?" diye sorması üzerine Koray Yalnız, "Çarşı Grubu dünyaya mal olmuş bir gruptur. Terör örgütü olarak yargılanması bir hatadır" diye cevap verdi.
Mahkeme Başkanı’nın, TOMA veya dozer ele geçirme iddiasını sorması üzerine sanık Yalnız, "Olay zamanı ehliyetim bile yoktu. Dozer ya da TOMA kullanma imkanım yoktur" dedi. Mahkeme Başkanı ise, "Sen kullanmamışsındır ama, kullanan arkadaşın oldu mu veya yanına bindin mi?" diye sorması üzerine, Koray Yalnız binmediğini söyledi.
"SANIKLARDAN HİÇBİRİNİ TANIMIYORUM"
Sanık Sarp Dağ da, suçlamaları reddederek, "Başbakanlık ofisine yapıldığı iddia edilen yürüyüş sırasında Bağdat Caddesi’ndeydim. 1 veya 2 kez Beşiktaş maçına gitmişimdir. Çarşı Grubu’yla ilişkim yoktur. Sanıklardan hiçbirini tanımıyorum" diye konuştu.
"BEŞİKTAŞLI DEĞİL FENERBAHÇELİYİM"
Sanık Barış Karaca’nın ise "Beşiktaşlı değil, Fenerbahçeliyim" demesi üzerine salondan alkış yükseldi. Mahkeme Başkanı alkışlayanları "Böyle yapmayın" diyerek uyardı.
Karaca, "Çarşı Grubu’yla ilgim yoktur. Kanunların bana izin verdiği ölçüde, bir gün Akaretler’deki gösterilere katıldım. Darbeye teşebbüs ve diğer suçlamaları kabul etmiyorum" diyerek savunmasını bitirdi.

Haberin Devamı