Gazete Vatan Logo

Fırat'a uyuşturucu için özel soru sorun

CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin, Deniz Feneri Derneğiyle organik ilişki içinde olduğu ve buradaki kirli ilişkilerin kendisine uzanacağını bildiği için konuyu saptırdığını öne sürerek, "Bunların hesabını soracağız, bu hesap, Yüce Divan'da biter, Yüce Divan'a gidecekler" dedi.

Kılıçdaroğlu, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin Deniz Feneri Derneği davasıyla ilgili sorularını yanıtladı. Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin'in, "Türkiye'den Almanya makamları bir adli yardım talebinde bulunmadan, bizim Adalet Bakanlığı olarak resen hareket etmemiz mümkün değil" açıklamasına ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, adli yardımlaşma anlaşmalarının hükümetler arası olduğunu, bu nedenle Adalet Bakanlığının öncelikle harekete geçmesi gerektiğini söyledi.

Kılıçdaroğlu, Türkiye ile Almanya arasında idari anlaşma sözleşmesini onaylayan yasanın 2004'te TBMM'den geçtiğini anımsatarak, şöyle devam etti:
"Burada adli yardımlaşmanın nasıl olacağı bellidir. Eğer savcılar harekete geçerse, bunlar doğrudan doğruya Alman hükümetinden bilgi alamazlar.
Olayın Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla Almanya'ya iletilmesi gerekiyor. Adalet Bakanı'nın bu gerçekleri bilmemesi mümkün değil. Bu sözleşmenin gereğinin yerine getirilmesini istiyoruz. Ama adımın nasıl Kemal Kılıçdaroğlu olduğunu biliyorsam, AKP hükümetinin de bu olayı kapatmak için olağanüstü çaba harcadığını biliyorum. Hükümet, bu davayı unutturmak, gündemden düşürmek için elinden gelen her türlü çabayı gösteriyor. Ama AKP, Deniz Feneriyle organik ilişki içinde olduğu için, özellikle Deniz Fenerini koruma altına aldığı için, oradaki kirli ilişkilerin kendisine uzanacağını gayet iyi bildiği için konuyu saptırıyor."

-"BİR SİYASİ OTORİTENİN BASKISI OLMASA..."-

Deniz Feneri Derneğine, TBMM'nin Üstün Hizmet Ödülü verdiğini, bazı malzemelerin Kızılay dışında Deniz Feneri Derneğine de verildiğini savunan Kılıçdaroğlu, "Bülent Arınç döneminde, Deniz Feneri Derneğine hangi malzemeler verildi?" diye sordu.

Kılıçdaroğlu, Arınç'ın, siyasette ahlakın, maddi ilişkiler, yolsuzluklar açısından üzerinde durulması gerektiğinin altını çizdiğini belirterek, Arınç'a,
bu konudaki duyarlılığı dolayısıyla teşekkür etti. Devlet kurumlarının neden harekete geçmediğini, MASAK'ın, denetim elemanlarının elini kolunu kimin bağladığını soran Kılıçdaroğlu, "Bir siyasi otoritenin baskısı olmasa, bu kadar rezaletlerin döndüğü ortamda, devletin sessiz kalması mümkün mü?" dedi.

-"SUÇLAMA YAPMAK ACİZLİK"-

AK Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ'ın, CHP'ye yönelik eleştirilerinin anımsatılması üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Bize yönelik bir suçlama varsa, iktidar onlar, savcıyı, kurumları harekete geçirsinler. Suçlama yapmak acizlik belirtisidir. Kendisi hesabını
veremeyince, acaba biz sorarsak, birileri de hesabı veremez diye bir kaygı içindeler. Biz her zaman ve her ortamda hesap vermeye hazırız. Hesap vermeye
hazır olduğumuz için hesap soruyoruz. Biz korksak, tırssak, verilecek hesabımız olmasa bu kadar rahat konuşabilir miyiz? Yargı ellerinde. Biz bütün bu olaylarda, yürekli bir cumhuriyet başsavcısı bekliyoruz. Hesap soracak, belgeleri toplayacak, teknik dinleme yapacak, kuryelerden hesap soracak...Hem Müslüman geçineceksin, sonra Müslüman'ın hakkını yiyeceksin. Sonra da fakir fukara edebiyatı yapacaksın. Bunların hesabını soracağız, nereye giderlerse gitsinler. Bu hesap, Yüce Divan'da biter. Bunların hepsi Yüce Divanlıktır, Yüce Divan'a gidecekler, kaçınma şansları yok."

RTÜK Başkanı Zahit Akman'ın da iddialar nedeniyle istifa etmesi ya da Almanya'ya gitmesi gerektiğini savunan Kılıçdaroğlu, Almanya'da gereğinin
yapılacağını bildirdi. Kılıçdaroğlu, daha önce Tansu Çiller hakkında Almanya'da uyuşturucu kaçakçılığına ilişkin iddiaların bulunduğunun anımsatılması, "Almanya'nın Türk siyasetine karıştığı söyleniyor. Ne diyorsunuz?" diye sorulması üzerine, "Uyuşturucu konusunda ayrıca Dengir Mir Mehmet Fırat'a özel bir soru sorabilirsiniz" dedi.

Haberin Devamı