Gazete Vatan Logo

Evsiz kalan bin aileyi misafir edecekler

Dumankaya’dan Sinpaş GYO’ya önde gelen 16 şirketin üyesi olduğu KONUTDER’in Başkanı Ömer Faruk Çelik, Van depreminde evsiz kalan aileleri, kalıcı evleri yapılana kadar projelerinde misafir edebileceklerini belirterek, “Kâr hesabının sırası değil. Üyelerimiz adına söylüyorum ki 16 şirketin her biri 50’şer aileyi barındırabilir. Sıcağı sıcağına bir şey yapmak güç ancak 3-5 gün sonra belediyeler veya Kızılay’la görüşerek durum tespiti yapabiliriz” dedi

TOKİ ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Van’da hasar tespit çalışmaları başlattığı ve geçici prefabrik konutların inşa edileceği belirtilirken, kalıcı konutlar için TOKİ tarafından ihale açılacağı ve evlerin en geç 2012 yazı sonunda tamamlanacağı kaydediliyor. GYODER Başkanı Işık Gökkaya ise özel sektörün kentsel dönüşüm yasasının yanı sıra imarlı arsa üretimi, KDV’nin indirilmesi gibi teşvikler verilirse Anadolu’da harekete geçeceğini söylüyor

Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği (KONUTDER) ve Sinpaş GYO İcra Kurulu Başkanı Ömer Faruk Çelik, Van depreminin ardından gayrimenkulde özel sektörün de içinde olduğu bir seferberlik başlatılması gerektiğini belirterek Van’da evsiz barksız kalmış vatandaşları, kalıcı konutları yapılana kadar İstanbul ve Ankara’da bulunan konut projelerinde misafir etmeyi planladıklarını açıkladı. “Bugünlerde kâr hesabı yapmanın sırası değil” diyen Çelik, “Vatandaşlarımızı 3 ay ya da 1 yıl, ne kadar gerekiyorsa misafir edebiliriz. KONUTDER Başkanı olarak üyelerimize sormadan sizi temin edebiliyorum ki Sinpaş GYO dahil 16 üyemizin her biri 50’şer aileyi barındırabilir. Somali’ye yardım etmiş bir toplum olarak kendi vatandaşlarımızdan bu desteği esirgemeyiz” şeklinde konuştu. Ağaoğlu, Dap Yapı, Dumankaya, Ege Yapı, Fer Gayrimenkul, İhlas İnşaat, Kiler GYO, Kuzu İnşaat, Sinpaş GYO, Soyak İnşaat, Sur Yapı, Teknik Yapı, Torunlar GYO, Varyap Varlıbaşlar, Ukra İnşaat ve Yeşil GYO’nun üyesi bulunduğu KONUTDER’in sıcağı sıcağına bir şey yapmasının güç olduğunu kaydeden Çelik, “Ancak 3-5 gün ya da 1 hafta sonra belediyeler veya Kızılay’la görüşerek durum tespiti yapabiliriz” dedi.

Belediyeler ‘Yıkacağız’ demeli

Kentsel dönüşüm yasasının özel sektörü de içine alan biçimde ortaya konulması gerektiğini, en önemli ihtiyacın ‘mevzuat ve hukuki güç’ olduğunu dile getiren Çelik, yasal mevzuat oluşturulana kadar büyük şehir belediyelerini kentsel dönüşümde ‘yaptırım’ uygulamaya çağırdı. İstanbul ve Ankara dahil olmak üzere Van, Hakkari, Çorum gibi Anadolu vilayetlerinde her büyükşehir belediyesinin bünyesindeki imar müdürlükleri aracılığıyla kendi şehrinde tamamı yıkılacak binaları belirlemesi gerektiğine dikkat çeken Çelik, “Belediyelerin insanlara ‘Burası olası bir depremde yıkılacak, 6 ay içinde siz çıkmazsanız biz burayı devlet olarak yıkacağız” yaptırımı uygulaması ve taahhüt firmalarıyla işbirliğine geçmesi gerekiyor. Bunu yapmaya talip olan firmalar muhakkak çıkacaktır” diye konuştu.

TOKİ ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Van’da hasar tespit çalışmaları başlattığı ve geçici prefabrik konutların inşa edileceği belirtilirken, kalıcı konutlar için TOKİ tarafından ihale açılacağı ve evlerin en geç 2012 yazı sonunda tamamlanacağı kaydediliyor.

Ağaoğlu: İhtiyaç olursa tüm iş makinelerimizi gönderebiliriz
Van depremin ardından iş makinesi ihtiyacı ile ilgili olarak Bakan dahil olmak üzere yetkililerle görüştüklerini söyleyen Ağaoğlu Şirketler Grubu Başkanı Ali Ağaoğlu, “Yetkililer, göndemin birkaç gün süreceğini ancak şu an için buna ihtiyaç olmadığını söyledi. Ancak gerekirse tüm makinelerimizi gönderebiliriz. Maddi manevi üzerimize düşenleri yapmaya hazırız” dedi. Van’daki konut yapısının içler acısı olduğunu söyleyen Ağaoğlu, “Van, nüfusu 1 milyonu bulan bir şehir, büyüklüğü İstanbul’un ancak 1 mahallesi kadar. Biz yaralarını sararız. Ancak fotoğrafa daha geniş açıdan da bakmak lazım. Tek bir şirket olarak oraya gidip 10-20 daire yapmak tek başına bir çözüm olamaz. Biz her desteği vermeye hazırız ancak koordinasyonunun devlet tarafından yapılması lazım” diye konuştu.

Yazlık bölgelerdeki boş evler değerlendirilmeli

Van depreminin ardından ders çıkarılarak, milli bir politika oluşturulup seferberlik ilan etmeleri gerektiğinin altını çizen İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) Başkanı Nazmi Durbakayım, dernek olarak üyeleri bölgedeki yaraları sarmak için yardıma davet ettiklerini açıkladı. Risklerin ortadan kalkması için önerilerini ilgili bakanlığa ulaştıracaklarını, bugün itibarıyla bir sayfa açtıklarını kaydeden Durbakayım, “Öldüren, risk yaratan binaların derhal boşaltılıp yıkılması, buradaki insanların da daha güvenli binalara taşınması gerek. Yazlık bölgelerde binlerce boş ev var. Belki çok riskli olan bölgelerdeki insanlar geçici olarak buralarda ikame edebilir ve süratle deprem evleri yapılabilir. Ekonomik değeri fazla olmayan bölgelerde de milli bir politika şeklinde belli bir fon ayırıp, vatandaşın da elini taşın altına koyması suretiyle, bu binalar yıkılıp tekrar yapılabilir” diye konuştu. TOKİ’nin acil ihtiyacın yüzde 20’sini karşılayabildiğini ifade eden Durbakayım, “Bunu daha büyük boyuta geçirebilmek için TOKİ gibi ikinci bir kuruluş oluşturulabilir. Önümüzdeki 5 seneyi hedef koyarsak, Türkiye’deki bu kötü yapı stoğunun yüzde 80’ini kaldırılabilir” dedi.

Kat mülkiyeti kanunu şart

Nazmi Durbakayım, şöyle devam etti: “1-2 kişinin ‘Hayır’ demesi ile bina yenilenemiyor. Devletin anayasa hükmünde çıkartacağı bir kanunla mevcut kat mülkiyeti kanunundan kötü niyetle yararlanılması engellenmeli. Belli bir yüzdenin oyu ile bina yıkılıp yenisi yapılmalı ve azınlık önüne geçememeli.”

Teşvik harekete geçirir envanter çıkarılmalı

İstanbul’la sınırlı bir kentsel dönüşüm odağının yeterli olmadığını ancak özel sektöre Anadolu’da destek verecek bir devlet mekanizmasının şart olduğunu vurgulayan GYODER Başkanı Işık Gökkaya, “Bugün bina stoğunun yüzde 45’inin yenilenmesi gerekiyor ve bunların pek çoğu 1999 depreminden önce yapılan binalardan oluşuyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Türkiye çapında bir envanter çalışması yapması, hangi ilde ne kadar konutun yıkılıp yapılacağının, ne kadarlık imarlı arsa üretilmesi gerektiğinin tespit edilmesi gerekiyor. Nüfusu 1 milyonu geçen yerlerle ilgili 1/100 binlik planlar bile henüz tam olarak yapılmadı” dedi.

Kamu-özel sektör işbirliğinin, imarlı arsa üretiminin ve imar transferi ile imar hakkının menkulleştirilmesi konularının önemini hatırlatan Gökkaya, “Özel sektörün ulaşamadığı yerlerde TOKİ’ye büyük görevler düşüyor. Özel sektör, ancak TOKİ imarlı arsa üretip özel sektöre çağrı yaparsa o bölgelere gidebilir. Teşvik mekanizması da harekete geçirilmeli. İmarlı arsa üretimi, iyi bir arsa payı, KDV oranlarında ve tapu harçlarında indirim, arsa KDV oranının yüzde 18’den yüzde 1’e çekilmesi gibi teşvikler özel sektöre verilmeli ki, bu bölgelere de gelebilsinler” değerlendirmesini yaptı. GYODER olarak yönetim kuruluyla görüşerek neler yapılabileceğinin görüşüleceğini ve üzerlerine düşen ne varsa yapmaya hazır olduklarını kaydeden Gökkaya, sigortası bulunmayan konutlara yapı kullanım izni verilmemesi yönünde bir yaptırımın da sağlıksız yapıları engelleyebileceğini sözlerine ekledi.

‘Yapı Radarı’ ile binaların röntgeni çekiliyor

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi’nce hayata geçirilen ve yaklaşık 5 ay önce uygulanmaya başlanan ‘Yapı Radarı’ adlı görüntüleme sistemi binalarda kullanılan beton kalitesinden, kullanılan demirin çapına kadar her türlü teknik analizi yaparak binaların dayanıklılığını ölçüyor.

Bu sistemi, “Yerin röntgenini çekebiliyorsak yerin üstünü de, binaları da çekeriz” diyerek ortaya koyduklarını söyleyen Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Mühendislik Mimarlık Fakültesi Dekanı ve Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Orhan Tatar, “Yapı radarıyla önce binanın zeminine iniyoruz, daha sonra kat kat çıkıyoruz. Gerektiğinde dairelerin içine giriyoruz. Yapı radarı ile binanın kolon kiriş bağlantılarına, kullanılan malzemeye, demirlerin paslanıp paslanmadığına, kolezyon durumuna, kiriş bağlantılarının yönetmeliğe uygun olup olmadığı gibi birçok binayı taşıyıcı elemana bakıyoruz. Bu işlemler binanın tüm katlarında uygulanıyor” diye konuştu.

Dayanıklılığı raporluyor

Öncelikle 1999 depreminden önce yapılmış olan binaların bu sistemden geçmesi gerektiğini kaydeden Tatar, “Binalar sismik kayıt cihazlarıyla taramadan geçiriliyor. İşlemler 2 günde bitiyor. 5 jeofizik mühendisi bu işlemleri yapıyor. Yöntemin orta büyüklükteki bir bina için manliyeti 1 ya da 2 bin TL” dedi. Sistem kapsamında GPR denilen ve yerin 60 metre kadar derinliğine inebilen bir alet kullandıklarını söyleyen Tatar, şöyle devam etti:

“Bu sistemi geçmişte deprem üreten fayların üzerinde kullanıyoruz. Yani eski tarihte meydana gelen bir depremin kaybolan fay zonunu buluyoruz. Geriye dönük yapmış olduğumuz çalışmalarla tekrar bir deprem riski olup olmadığına bakıp oraya jeolojik bir yaş veriyoruz. Ayrıca küçük ve büyük sarsıntılarda yapının ne şekilde tepki vereceğini belirleyebiliyoruz. İşlemlerden sonra yaklaşık 10 gün içinde binanın tablosunu, depreme dayanıklı olup olmadığı ile ilgili raporlarımızı bina sahiplerine sunuyoruz.” - Öznur KARSLI / HABER MERKEZİ

Haberin Devamı