Gazete Vatan Logo

Erdoğan'dan flaş açıklamalar

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan İstanbul'da düzenlenen Kadın ve Adalet Zirvesi'nde konuştu.

Erdoğan Zirve'de yaptığı konuşmadan satır başları;

Yaklaşık 1,5 yıllık bir geçmişi olmasına rağmen ses getiren uyaran ve uyandıran çok sayıda faaliyete başarıyla imza attı. KADEM mevcut diğer STK'lara nazaran alternatif fikirleri ile duruşu ile farkını net bir şekilde ortaya koydu. Bu fikrini masada ortaya koymak başka birşey hizmetle ortaya koymak başka birşey bir de toplum içerisinde gerilimler meydana getirmek suriteyile sesimi duyurabilir miyim demek başka birşey. Aslolan önce dinlemek sonra da dinletebilmek. KADEM çok yeni bir dernek olmasına rağmen kısa zamanda iyi bir konuma yükseldi. Kadın sorunlarının hep ulusal hem uluslararası düzeyde altını çiziyorum adalet kavramı ile birlikte ele almasını şahsen çok önemsediğimi ifade etmekte fayda var. Modern dünyada insana ve insanlığa ilişkin her meselenin ele alındığını biliyoruz ama sorunlara karşı bütüncül acil bir yaklaşım ortaya konamadığını üzülerek müşahade ediyoruz.

Şuanda dünyada özellikle çevre konusunda atılan adımlar ve demokraside çok ileriyiz diyen ülkelerde aynı hassasiyetin olmadığını görüyoruz. Demokrasi ihlali veya insan hakları ihlalini çok büyük mesele haline getirenlerin başka ülkedeki demokrasi katliamına insan katliamlarını gözlerini kapattıklarını görüyoruz. Yine fok balıklarının avlanmasını küresel konu haline getirenlerin Filistin'de Gazze'de binlerce kadının çocuğğun katledilmesine en küçük bir tepki göstermediğini görüyoruz. Şuanda Suriye'de 300 bini aşkın insan öldürüldü. Hala dünyanın sesi yok. Kendileri ile hep görüşüyorum. Ama söylediklerim ile kalıyorum. En ufak bir hassasiyetleri yok. Tek hassasiyetleri var o da petrol. Kucağında yavrusu ile ölen dün bir misafirim vardı çocuğunun sniperlarla nasıl öldürüldüğünü anlatıyor o anne yanımızda orada eşimle birlikte dinledik evimde o tabloyu bize sergiledi. Ben şimdi uluslararası bir mahkemeye gidebilecek miyim diyor ülkemde dava açamıyorum diyor çünkü durum daha kötü olabilir diyorlar. Böyle bir dünyada yaşıyoruz. Onlarca yüzlerce binlerce örneği var bunun. Bütün bu çifte standartlar aslında karşı karşıya kaldığımız sorunların çözümünde en büyük eksiğin adalet duygusunun olduğunu gösteriyor. Hani bizim Gencebay'ımız varya diyor ya 'Batsın bu dünya' evet batsın bu dünya. Çünkü adalet yok. Eğer sorunlarda bile ayrımcılık yapılıyorsa orada adalet duygusundan söz edilemez. Adaletin devreye girmediği hiç bir mesele hakkaniyetli olarak çözüme kavuşturulamaz.

Haberin Devamı

İstediğiniz kadar Cumhurbaşkanı olun Başbakan olun adil yargı yoksa felakat olur. Yasa hukuka uygun değilse hiçbir değeri yoktur.Karşı karşıya kaldığımız her meseleyi adalet ve vicdan terazisinde tartmak zorundayız.

Haberin Devamı

Eğer devlet yasalar yapıp bunu milletine dayatırsa bu zulüm olur. Biz Galataport ihalesi yaptık, kazananı belli ama 2 yıl sonra durdurma kararı çıktı. Böyle bir şey olabilir mi? Bu yatırımcı milyonlarca dolar harcamış bu yatırımcı daha nasıl yatırım yapsın.

Yargıç vatani ihanet içinde olursa necidir? İki yıl sonra böyle bir karar veriyorsunuz bu nedir?1 milyar dolarlık bir proje sen geliyorsun bunu ne kadar rahat engelleyebiliyorsun? Bu vatanperverlik midir? Böyle giderse biz ülkemizi ayağa kaldıramayız.

Haberin Devamı

Sen kalkıp bunu nasıl olur da engelleyebiliyorsun? Böyle çok proje var.

Birileri bir yerde cüzdanı unutmuş vicdan da olmayınca böyle oluyor. Farklı etnik kökenlerğin sorunları mı var. Adaletle hareket edeceğiz. Kadınların ve erkeklerin arasındaki ayrımcılığa da adalet nazarıyla bakacağız. İnsanı yaradılmışların en şereflisi olarak görebilirsek, inanın bütün ayrımları ortadan kaldırmış oluruz. O zaman sadece can olur.

Kadın ile erkeği eşit konuma getiremezsiniz, o fıtrata terstir. Tabiatları bünyeleri fıtratları farklıdır. İş hayatında hamile bir kadını erkekle aynı şartlara tabii tutamazsınız. Erkeğin yaptığı işi kadına yükleyemezsin. Komünist rejimlerde böyleydi. Anadolu'da da böyleydi. Ne çekti analarımız hepsinin kamburu çıktı.
Bizim dinimiz kadına bir makam vermiş. Annelik makamı. Bir makam daha vermiş. Cenneti annenin ayakları altına koymuş. Ben annemin ayaklarını altını öperdim. Ayaklarını çekerdi çekme derdim burada cennet kokusu var derdim ağlardı.
Bunu feministler anlayamaz çünkü onlar anneliği kabul etmiyorlar. Kadın cinayetleri oluyor. İnanan bir insan öyle sapıklardan falan bahsetmiyorum. Bizim dinimiz İslam "Sin" kelimesinden türüyor. Ne demek "Sin" barış. Biz barış dinine mensubuz. Kadına şiddet uygulayamazsınız. Hatta yanınızda yaşlanırlarsa öf bile diyemezsin. Bizim değerlerimiz bu.
Türkiye son yıllarda bölgesel ve küresel olaylarda farklı bir bakış açısına sahip. Türkiye'de şu anda 1 milyon 600 bin mülteci var. Avrupa'da kaç kişi var? 130 bin kişi.
Şu ana kadar 4.5 milyar dolar harcadık. Batı sadece lafını yapıyor. Biz açık kapı politikasıyla tüm mazlumlara kapımızı açacağız. Biz sığınan insanları bombaların altına bırakamayız. Biz çünkü Doğu'nun ve Batı'nın birikimini tevarüs etmiş bir milletiz.
Türkiye öz güveniyle sorunlara farklı çözümler getiren bir siyasi yapıya sahibiz. Bölgesel ve küresel sorunlara adil çözümler üreten bir ülkeyiz.
Bazıları bizim ezber bozan açıklamalarımızı istihza edebilir. Ama bu bizi yıldırmaz. Bu alanda KADEM'e de çok büyük görev düşüyor.

Haberin Devamı