Sanata yatırımda Koç Sabancı ve Eczacıbaşı’ndan sonra dördüncü aile Ülker

Haberin Devamı

Resim konusunda Türkiye’nin sayılı uzmanlarından olan Rüştü Sungur, sanata yatırımda Koç Ailesi’nin önde geldiğini belirterek, “Koç Ailesi’nden sonra Eczacıbaşı Ailesi ve Sabancı Ailesi’ni de söyleyebilirim. Onlar da misyon üstlendiler. Açtıkları müzelerle bunları toplumla paylaştılar. Murat Ülker de çok eser alıyor. Yani Koç, Sabancı, Eczacıbaşı ailelerinden sonra Ülker Ailesi gelecek” dedi.

Türkiye’de sanat piyasası son 10 yılda katlanarak büyüdü. Bu büyümeyi en yakından takip eden ve Türkiye’nin resim konusundaki sayılı uzmanlarından biri Rüştü Sungur. Artium Sanat Evi’nin sahibi Rüştü Sungur’la Türkiye’de büyüyen sanat piyasasını, kaybolan tabloları, çürümeye terk edilen eserleri, en çok prim yapan isimleri de konuştuk.

Sanata yatırımda Koç Sabancı ve Eczacıbaşı’ndan sonra dördüncü aile Ülker

- Burhan Doğançay Murat Ülker’i İtalyan‘Medici Ailesi’ne benzetti bundan 2 ay kadar önce İstanbul Modern’deki serginin açılışında. Bununla ilgili fikriniz nedir?

Bu ailenin 500-600 yıl sadece sanatla özel, önemli bir geçmişi var. O yüzden de Medici Ailesi gibi olmak kolay değil. Onlar derebeyiydi, güç ellerindeydi. Yaşadıkları sürece de tüm aile sanatçılara destek oldu, sanatçıları yönlendirdi bu aile. Yıllar boyunca sanat eseri toplayıp toplumla paylaştı. Müzeleri de var, biliyorsunuz. Ayrıca sanat üzerine spekülasyon yapan bir aile değil. Türkiye’de kısa geçmişi olmasına rağmen evet sanata destek olan aileler var. Türkiye’de de bu aileye benzetebileceğim aileler var.

Koç Ailesi ilk sırada

- Kimler?

Koç Ailesi başta gelir. Koç Ailesi’nden başta Ömer Koç olmak üzere çok önemli koleksiyonerler var. Koç Ailesi’nden sonra Eczacıbaşı Ailesi ve Sabancı Ailesini de söyleyebilirim. Onlar da misyon üstlendiler. Açtıkları müzelerle bunları toplumla paylaştılar. Ömer Koç çok önemli bir isim. Aynı şekilde Eczacıbaşı ailesinin İstanbul Modern’i kurması çok önemli. İstanbul Modern’e kadar Türkiye’de çağdaş sanat müzesi yoktu. Eczacıbaşı ailesi bir rüzgar yarattı. DEMSA da yakında müze kuracak. Cengiz Çetindoğan da eser topluyor bir süredir.

- Murat Ülker?

Murat Ülker de çok eser alıyor. Hat Sergisi açtı, İslam eserleri de topluyorlar, ayrıca soyut eserler de alıyorlar. Onlar da belli ki 4’üncü aile olacak, olmayı istiyorlar. Yani Koç, Sabancı, Eczacıbaşı ailesinden sonra Ülker Ailesi gelecek gibi. Onların biraz zamana ihtiyacı var.

- Bakıyoruz bazı sanatçılar aniden sıçrama yapıyor. Yine Burhan Doğançay örneğine döneceğim, Doğançay, ‘Yıllarca benim eserlerime kimse değer vermedi’ diyor. Geçenlerde Erdal Matraş paylaştı, Ömer Uluç da ölmeden önce, ’70 yıl fakir yaşadım, 2 yıldır zengin yaşıyorum’ demiş.

Sanırım eseri yapan kadar o eseri alan da önemli. Tamam eser değerli, farklı olmalı. Tekniği de çok önemli ama alan da önemli. Bakın Oktay Duran sattı Burhan Doğançay’ın Mavi Senfonisi’ni. ‘Ben çağdaş sanat sıçrama yapsın’ diye sattım dedi. Ailesinden izin aldı, çünkü Mavi Senfoni önemli bir eserdi. ‘1 milyon doların altında asla olmaz’ dedik. Fiyat sıçraması da yaptı. Yalnız şunun altını çizmek istiyorum. Hep para konuşuluyor ‘sanat olarak sıçradık mı, sıçramadık mı? bu konuşulmuyor.

- Sıçramadık mı? Ayrıca sanatta hareketlilik deyince ne anlamak gerekiyor?

Büyük gelişme var. İstanbul Bienali ses getiriyor. Belki İzmir Bienali olacak. Bu yıl Contemporary kuvvetli oldu. Türkiye’ye güçlü sergiler geliyor artık. Halk resim görmeye başladı. Resim Heykel Müzesi dışında bir yer yoktu eskiden. Abidin Dino gibi bir değerimizi keşfettik, daha yeni oluyor bunlar. Murat Ülker birçok eserini almış Abidin Dino’nun. Hareket kuvvetli Türkiye’de. Türkiye sanatta önemli olmaya başladı.

- Yakın zamanda yeni isimleri göreceğiz diyebilir miyiz?

İnternet ortamı geliştirdi. Resim eğitimi alan gençler kendini yetiştiriyor. Genç sanatçı adayları kendini gösteriyor. Ama ne yazık ki geriden çok iyi bir genç grubu gelmiyor. Ama her yapılan şeyin bir tekrarı var. Bunu ayıkladığınızda geride ne kalacak ben de merak ediyorum.

- Türkiye’de sanat eğitimi de tartışılıyor. En büyük eksiklik hangi noktada?

Bence çok uluslu sanat eğitimi verilmeli Türkiye’de. Yalnızca Türk hocalardan ders almamalılar. Çok uluslu, dünyanın her yerinden sanatçılar gelmeli, tasarımcı gelmeli.

- Ali Güreli Türkiye’deki sanat piyasasıyla ilgili iddialı bir rakam telaffuz etti, çok da tartışıldı. Sizce büyüklük ne kadar?

Ali Güreli biraz fazla söyledi. 100 milyon dolar deniliyordu, o sanırım 300 milyon dolar dedi. Bence biraz şişirildi rakam. 300 milyon şişik rakam. 150 milyon dolar gerçekçi rakam.

- Sanatseverler ve koleksiyonerleri de karıştırıyoruz sanırım.

Otobüs bileti koleksiyonu yapan da var. Sanat koleksiyonu başka. Bunu karıştırmamak lazım önce. Koleksiyoner olmak farklı. Ömer Koç koleksiyoner, Cengiz Çetindoğan koleksiyoner olmak için çaba sarfetti, muazzam resimler aldı.

Basel Fuarı’nı keşfettiler!

- Sanat ne kadar iyi bir yatırım aracı? Kıstaslar neler? Kimler iyi koku alıyor?

Kesinlikle iyi bir yatırım aracı. 1985 yılında resim işine başladım. Bana daha yakın bir zaman kadar yeni derlerdi. Ben babamın koleksiyonu içinde doğdum. Bu kültürle büyüdüm, resim yaptım, akademide okudum. 1972 yılında Nazmi Ziya’nın eserini elime aldım, evde İbrahim Paşa da vardı. O tuşeleri hep yakından gördüm. Türkiye’de insanlar kendilerini hızlı eğitiyor. Türkiye’de sanat konusunda açlık var. Kesinlikle sanat iyi bir yatırım aracı.

- Türkiye’den birçok isim artık dünyadaki sanat fuarları yakından takip ediyor. Bu yüzden yabancıların da potasına girdiler.

Bir süredir dediğiniz gibi. Türk koleksiyoncular Basel fuarını keşfetti! Türkiye’deki koleksiyonerler dünyayı geziyor. Kötü sanatçılardan eser almıyorlar. Koleksiyoncular Türk sanatını ileri götürüyor.

- 2012 nasıl geçiyor?

2012 biraz durgun. İşadamları tedirgin bu aralar. Herkes dünyayı tarıyor. Koleksiyonerler bilgisayarların başına İngilizce, Fransızca bilen genç insanları geçiriyorlar, oryantalist tablo arıyorlar. Kredi kartlarıyla alıp sonradan vazgeçip geri verenler de oluyor. Birçok firma artık kabul etmiyor bunu.

- Nasıl oluyor bu?

Çekiniyorlar Türkler’den. 3 bin euroya alıp 10-20 katına satıyorlar. Ben bir müzayedede 30 bin liraya alınmış bir tablonun, kısa sürede 1.5 milyona ulaştığını gördüm.

- Nasıl oluyor bu?

Bu işte de spekülasyon var.

- Kimlerin eserleri rekor kırıyor?

Mübin Orhon’lar rekor kırıyor, bundan 10 yıl önce 1.000 dolara satamıyorduk. Burhan Doğançay’ın da böyle eserleri var. Kurdele resimlerinden birini zar zor 8 bin dolara sattım 2000 yılında, şimdi 400-500 bin dolar. Türkiye’de insanlar değerlerinin farkında değil. Adam yapmış, bir yerlere gelmiş, bunu kimse ciddiye almıyor. Sanat tarihçileri ve birkaç isim dışında bunları bilen yok.

- Çıkan çıkıyor sonuçta...

Bir zamanlar 20 bin dolara satılan Mübin Orhon’un bir eserini daha sonra Murat Ülker 1 milyon 100 bine aldı. Mübin Orhon gerçek bir sanatçı, eserleri sanat eseri. Görmek gerekiyor. 1930’larda Fransa’da soyut akımın temsilcilerinden biri olmuş. Bir İngiliz aile ona güvenmiş 60 eserini almış.


Çin sanatçılarını tanıtmak için 20 milyon $ harcadı eserler uçtu

- Devletin kurumlarından tablolar çalınmış, şimdi ortaya çıkıyor. Resim Heykel Müzesi’nde yaşananlar inanılır gibi değil...

Devletin kültür politikası yok. Yıllarca Resim Heykel müzesinde resimler çürüdü. Bedri Rahmi’ler, Adnan Çoker’lerin ilk dönemleri, orada sanat hazinesi var. Kaplumbağa Terbiyecisi en sevdiğim resimdir. O da Erol Aksoy tarafından alınıp İtalyan uzmana restore ettirildi. Ayrıca Resim Heykel Müzesi’nin yeri uygun değil, antrepoda yer verildi, ‘Atatürk’ün kurduğu yerden bizi niye atarsın?’ deniliyor. Modern Müze’nin yanında olmasında ne sakınca var? Modern şartlarda müze kurma şansı olamaz mı?

- Çinli sanatçılar yükselişte. Sporda, sanatta her alanda yükselişteler. Biz niye yapamıyoruz?

Çin sanatçısına değer kazandırıyor. Devleti yatırım yapıyor sanata. Çin dünyanın önde gelen küratörlerini Çin’e çağırdı, sanatçılarını tanıttı. 20 milyon dolar harcamış bunun için. Çinli sanatçıların eserleri uçtu.

- Çin resimlerini toplayanlar var Türkiye’de de...

Bir zamanlar Rusya’dan çok resim geldi. Picasso bile geldi bir aralar. O resimleri getirenler tüccar, koleksiyoner değil. Şimdi aynı şeyi Çinli ressamlara yapıyorlar. Türkiye’de devlet plastik sanatları desteklemeli. Gümrüklerde kolaylık getirilmeli. Bir resmi yurtdışına çıkarmak çok zor. Kültür Bakanlığı yurtdışında ses getirecek sergiler düzenleyebilir. Burhan Doğançay 50 yılını doldurdu. Ona niye NY’de bir sergi düzenlenmesin? Kalıcı işler böyle yapılır.

Bedri Rahmi’nin eserleri toz içinde, Devrim Erbil’in yaptığı duvar yıkılmış...

- Siz bir sıralama yapabilir misiniz? Hangi sanatçıların eserleri şu anda en değerli durumda?

Erol Akyavaş, Burhan Doğançay, Nejat Devrim. Bunlardan üstün Fahrünnisa Zeyd var. Bu üç büyüklerin altında da önemli isimler var: Adnan Çoker, Ferruh Başağa, Neşet Günal nesli var. Bunlar durdu. İnsanlar bu isimlere biraz doydu. Adnan Çoker’in konsepti belli. Ferruh Başağa da belli. 400-500 binlere çıktılar. Son zamanlarda Burhan Doğançay’ın eserlerindeki yükseliş bile durdu. Ömer Uluç’ta da durgunluk var. Mehmet Güleryüz yükselişte, Mübin Orhon yükselişte. Ahmet Güneştekin bundan sonra büyük patlama yapabilir. Amerika’da Avrupa’da inşaat alanlarının belli bir metrekaresi sanat eserlerine ayrılıyor. Türkiye’de bu yok. Olmalı. Yeni projelere bunlar konsa, Ahmet Güneşteikin’in Saf Adalet çalışması mükemmel bir bina girişi olur. Varyap sanata müthiş yatırım yapıyor mesela. Kalıcı eser konulsa projelere çok güzel olur.

- Biz bu anlamda karnesi zayıf bir toplumuz. Olan eserleri yıkıyoruz.

İçim sızlıyor. Füreya ve Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun mozaikleri İMÇ’de toz toprak içinde. Devrim Erbil’in bir eseri Eskişehir’de Ziraat Bankası girişinde dev gibi duruyordu. Oraya gelen müdür yıkmış duvarı. 30 cm önüne duvar koymuş, Devrim Erbil dava açmış. Ziraat’in Harbiye’deki şubesinde Füreya’nın eserleri vardı, şimdi yok. Ne oldu onlar? Üstü mü kapatıldı bilmiyorum. Türkiye’de bilinçli değil insanlar, ne yazık ki sanatın kıymeti bilinmiyor.

DİĞER YENİ YAZILAR