Ekmek Teknesi için de "bir başka tarikat yazdırıyor " demişlerdi... (2)
Mafya söylentilerinden sonra 10 yıllık "zikir" fotoğraflarıyla bir kez daha sarsılan Kurtlar Vadisi dizisi, yapımcısı Osman Sınav tarafından Hasan Kaçan ve ekibine devredildi. Kaçan, dizide senaristlik ve oyuncukluk yapan "Şaşmaz Kardeşler," tarikat ve "mafya bağlantısı" söylentileriyle ilgili bütün bildiklerini açıklıyor...
Ölümden döndüm
* Osman Sınav ve ekibinin ülkücü camiaya yakın olduğu söyleniyor, bu Kurtlar Vadisi'nin senaryosunu etkiliyor mu?
- Osman Sınav'ın bu geçmişini herkes biliyor. Benim de solcu bir geçmişim var. Şimdi ben solcuyum diyebilir miyim? Osman Sınav da öyle bir şeyi iddia etmiyor.
* Senaryo ekibi de o düşünceye yakın mı?
- Bu ekip, hakikaten yerli. Sinerji oluşturmamız oradan kaynaklanıyor. Aynı dili konuşuyoruz.
* Yerli derken neyi kastediyorsun?
- Hepimizin evine buzdolabı, televizyon belli zamanlarda girmiş...
* Politik bağlamda soruyorum.
- Politik bağlamda, kimsenin özel bir görüşünü diziye yansıtmak gibi derdi yok. Tek bir şeye odaklandık, insanların yüzünü güldürebilmek.
* Ekmek Teknesi'nde güldürüyorsunuz da, Kurtlar Vadisi için de aynı şey söylenebilir mi?
- Güldürmekten kastım o an televizyonu izleyen insanları mutlu etmek. Ama bizi biz yapan değerleri kullanan bir ekibiz. Türk insanı bir gazeteyi okumanın dışında, yüz türlü işte kullanır. Sofra örtüsü yapar, cam siler, uçurtmanın kuyruğuna takar. Bunları bilmezsen, yaşamamışsan, seyirciye aktaramazsın.
* Diyelim ki, sen halkın içinden geldiğin için Ekmek Teknesi'nde bütün bunlar var. Peki mafyayı o kadar iyi bilen kim var içinizde?
- O başka, o bir kurgu, bir roman gibi. Mafya kavramı dilimize yerleşmeden önce kabadayılığın raconları, Hüseyin Rahmi'nin romanlarında bile yazılmış. O davranışlar bir gelenek, değişmemiş. Bunu bilmek için mafyanın içinde olmaya gerek yok. Mafyadan ne dostumuz, ne arkadaşımız var. Öyle söylendiği gibi derin devletle filan da işimiz yok. Bize ulaşmaya çalışan bazı kesimler oldu. Senaryo ekibi ve Raci Şaşmaz, bunlara karşı mesafesini hep korudu.
* Kendi yazdığın Heredot Cevdet rolüyle bir anda ünlü oldun. Hayatının ikinci dönüm noktası mı bu?
- Bunu inkâr edemem. Osman Sınav bana yeni bir kapı açtı. Hayatım değişti. Son dönemlerde mizahımı yapamadığım için mutsuzluklar içinde yüzerken, insanların "Hasan Kaçan bitmiş" dediği bir anda bu kapı hem mizahımı geri verdi, hem de beklemediğim bir şöhret getirdi.
* Daha çok para kazanmaya da başladın tabii...
- Daha rahat yaşamaya başladım. Ama biz Gırgırcılar hep rahat yaşadık zaten.
* İslamcı olarak anılırsan 10 yıl cezası var bu işin demiştin. O ceza mı kalkmış oldu böylece?
- Aslında ceza 10 yıl da değildi. Ben kırmızı kartı görmüş bir adamdım. Kırmızı karti görmesine rağmen sahalara dönebilen ender insanlardan biriyim herhalde. Bunlar önemli değil. İki gün önce, Ankara'dan gelirken ölümden döndüm. İnsana ne zaman, ne olacağı belli değil. Araba 160 km hızla giderken, fırıldak gibi dönüp bariyere çarptık. Nasıl yaşadığıma hâlâ şaşıyorum.
* Bir de şikayet ediyordun. Bunu o 10 yıla borçlu olmalısın.
- Yok canım, hâlâ dua ediyorum.
"Kadın olsam herhalde başımı bağlardım"
* Yıllar önce, İslam'a döndüğünü açıklamıştın. O nasıl oldu?
- Türkiye'de bir dönem, göğsüne ay yıldız asarsan faşist derlerdi. Tasavvuf dinliyordum. Bu, dinci olarak nitelenmem için yeterli oldu. O zaman, madem böyle yapıyorsunuz, ben de Cuma namazına giderim dedim. Bir tepkiydi. Bunu yine yaşardım, ama içimde. Niye çıkıp da dindar bir adam oldum diye bağırayım. Bunun nesi enteresan ki?
* Nesi enteresan geldi sana?
- Hiçbir şeyi. Bir karşı tavır. Rahmetli babam gazetede okumuş, "Hasan Kaçan Müslüman oldu" diye. "Oğlum biz zaten Müslüman değil miydik" dedi. Ama böyle bir yafta yapıştırıldığı andan itibaren kurtuluş şansın yok. Hasan Kaçan'ın mahkumiyeti 10 sene oldu.
* İslami çevre sana sahip çıktı.
- Evet. O tür yerlerde çalışmaya başladım. Yeni Şafak'ta çalışmak zorunda kaldım. Kanal 7 kuruluyordu, orada çalıştım.
* Neden "zorunda kaldım?"
- Birtakım yerlerde mecburen çalıştım. Tabii ki bu çalışmalar beni mutlu etmedi. Çünkü o çevrenin insanları mizahla pek barışık değiller. Ama şu var ki, gerçekten ben bu tür şeylerden hoşlanıyorum, çünkü hayatımda zaten varolan şeyler. Niye bunu abarttım, orası hataydı.
* O dönemdeki yaşamın İslamiyet'e uygun muydu, yani kadınların elini falan sıkıyor muydun?
- Hayır, sadece o çevredeydim. O çevreye bire bir kabul edildiğimi de hiçbir zaman hissetmedim. Ben hiçbir zaman İslamcı olmadım. Sıradan bir Müslüman vatandaş oldum.
* Önceden oruç tutar mıydın?
- Tabii tutardım.
* Peki kadın olsaydın başörtüsü bağlar mıydın?
- Herhalde bağlardım.