Gazete Vatan Logo

Dua edelim de 4.5 yıl maden kazası olmasın

200 bin maden işçisinin hayatı hiçe sayılarak, madenlerdeki koruyucu sistemlerin standartlarını yükselten yönetmeliğin uygulanma tarihi 31 Aralık 2019’a ertelendi. Standartlara uymadığı için geçici olarak kapanan madenler de bir bir açılmaya başladı.

Dua edelim de 4.5 yıl maden kazası olmasın

Önce haberi verelim; madenlerde Avrupa Birliği Mevzuatı’na uygun malzeme ve koruyucu sistem kullanma şartı 2020’ye bırakıldı.

Bakanlar Kurulu, yanıcı gazlar ve tozlar nedeniyle olası patlayıcı ortama sahip kömür ocakları ile bu ocakların yer üstündeki tesislerinde kullanılan malzeme ve koruyucu sistemlerle ilgili yeni bir karar aldı. Resmi Gazete’de yayımlanarak, yürürlüğe giren karara göre, patlama olasılığı yüksek ocaklardaki teçhizat ve koruyucu sistemler 31 Aralık 2019’a kadar ‘Muhtemel Patlayıcı Ortamda Kullanılan Teçhizat ve Koruyucu Sistemler ile İlgili Yönetmelik’e uygun hale getirilecek” hükmü getirildi.

Özetle; bir gecede ertelenen yönetmelik nedeniyle kapatılan madenler ise hiçbir önlem alınmadan yeniden açılacak. Bu şu anlama geliyor; ülkemizde 13.500 olduğu tahmin edilen maden ocaklarında çalışan yaklaşık 200.000 kişinin hayatı hiçe sayılıyor.

Çabuk unuturuz biz ülke olarak…

Ama hatırlayın kara ve vahim günleri.Önce Soma, sonra Ermenek ve gündeme bile gelmeyen onlarca maden kazasını, yitip giden kömür karasına bulaşmış canları. Hatırlayın bozuk ve miadı geçmiş çalışmayan yaşam maskelerini, verilmeyen kişisel koruyucu donanımları.

Haberin Devamı

Ve hatırlayın,ahkam kesenleri ve “bundan sonra” diye lafa başlayan büyüklerimizi.

Sosyal hakka rötüş var, emniyete yok

Soma faciası sonrasında yer altı maden işlerinde çalışanların çalışma koşulları ve mesleki riskleri uzun süreler gündemin ana maddesi olmuş ve bu acı olay sonrasında hazırlanan Torba Yasa olarak bilinen 6552 sayılı Kanun ile yer altı maden işlerinde çalışan işçilerin çalışma şartlarında ve emeklilik haklarında bazı iyileştirmeler yapılmıştı. Bu kapsamda; çalışma şartlarıyla ilişkili yenilikler, işe iade uygulamasında kıdem süresi, ücrete alt sınır uygulaması ve emeklilik haklarına yönelik değişiklikler yapılarak hep ihmal edilen maden işçilerine yönelik bazı iyileştirmeler yapılmıştı. Bunlar, zaten yapılması gerekenlerdi. Ancak, güvenli çalışmaya yönelik tedbirlerin alınıp ve uygulanması da bunlar kadar önemli. Ülkemizin maden denetimleri ve iş güvenliği konularındaki karnesi maalesef zayıf. Türkiye İstatistik Kurumu’nca 2014 Mart ayında yayınlanan ve iş kazalarının sektörel dağılımının yer aldığı rapora göre, Türkiye’de iş kazalarının en fazla yaşandığı sektör, “maden ve taş ocakçılığı” olarak belirlendi. Geçen yıl iş kazalarının yüzde 10.4’ünün madencilik ve taş ocağı sektöründe görüldüğü tespit edildi. Elektrik, gaz, buhar, su ve kanalizasyon sektöründe iş kazası geçirenlerin oranı yüzde 5.2; inşaat sektöründe iş kazası geçirenlerin oranı ise yüzde 4.3 olarak gerçekleşti.

Haberin Devamı

Gazı algılamasın diye kartonla dedektörü kapatanlar bile var

Onca kazanın ardına sonuç ne oldu? Ben söyleyeyim… Halen madenlerde hiçbir güvenlik önlemi almadan çalışmaların devam ettiğini, maden ocaklarının çoğunda halen yaşam odaları olmadığını, öğlen yemeğini halen yer altında yemek zorunda kalan işçilerin olduğunu, inatla iş güvenliğini masraf görenlerin varlığını ve hala hiçbir denetimden geçmeyen maden ocaklarında zor şartlarda çalışanların olduğunu…

Haberin Devamı

Baran OSGB yetkilisi A sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Mustafa Baran madenlerdeki absürd göstermelik tedbirleri ve uyanıklıkları şöyle özetlemişti:

Güvenlik tedbiri alacağına gaz detektörlerini içerdeki gazı fazla algılamasın diye kartonla kapatanları,

Bir kez yaşam maskesi verilince görevini yerine getirmiş olduğunu sanan ve bakım yaptırmaya ihtiyaç duymayanları,

“İş güvenliği uzmanları ne bilir, işletme sahibi uzmanın parasını ödüyor. Söyledikleri önemli değil” mantığı,

“İşçi sağlığı da neymiş, yeter ki üretim yavaşlamasın başka çalışan buluruz” düşüncesi…

Yani kısaca;

Maalesef bizler çalışan hayatının ticari bir olgu olmadığının farkına varmış değiliz. Çünkü, işveren durmadan üretim yapmak ve piyasa ile rekabet etmek zorundadır. Çalışan ise bir iş bulmuş ve onu kaybetmemek zorundadır.

İş sağlığı ve güvenliğini bu tür sanayiden sayılan ve çok tehlikeli işletmeler çok eskiden beri bilmekte ama bugünkü gibi önemsenmemekteydi. İşletmelerin en büyük hataları; bir ocak açarken fizibilitesine iş güvenliğini eklememesi ve maliyet hesabı yaparken güvenliği sağlayacağı maliyetleri göz önüne almaması…

Haberin Devamı

Bunlar yoksa bu işletmeyi istediğiniz kadar denetleyin, istediğiniz kadar uyarın. Balık baştan kokmuştur bir kere dönüşü olmaz.

PEKİ NE YAPMALI?

- Yer altı ve yer üstü ocakların bir standardı oluşturulmalı ve bu standardı yakalayamayan hiçbir şirkete çalışabilir yetkisi verilmemeli

- Hali hazırda çalışan ocakları bu standarda çekilmesi için denetimler oluşturulmalı ve standardı yakalayamayan işletmeler kapatılmalı

- Bu tür işletmelerde iş sağlığı ve güvenliği ocak açılmadan sağlanmalı

- İş sağlığı ve güvenliği denetimleri yanı sıra sosyal denetimlerin de arttırılması gerekli

- En önemlisi işletme sahiplerine insan hayatıyla ilgili eğitim verilmeli…!!!

Ben yazımı hazırlarken gelen haber düzenlemeyi 2020’ye erteleyenlere ithaf olunur;“Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Karadon Müessese Müdürlüğüne bağlı maden ocağında meydana gelen göçükte bir işçi hayatını kaybetti. Yapılan kurtarma çalışmalarının ardından yaklaşık olarak 11 saat sonra cesede ulaşılabildi…”

Kozlu ve Soma’da 564 kayıp verdik

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verilerine göre, Türkiye ölümlü maden kazaları listesinde Çin’i bile geride bırakarak ilk sıraya oturdu. ILO’nun 2014 Yılını kapsayan verilerine göre; aktif çalışan 100 bin maden işçisi üzerinden Türkiye’deki iş kazalarında 133 işçi hayatını kaybederken, bu rakam Çin’de 106. Maden kazaları ölüm yoğunluğunda dünyada ilk üç sıra; Türkiye, Kore ve Çin. Maden ocaklarında her yıl yüzlerce madencimizi kaybettik. 1992’de Kozlu’da 263 madencimizi kaybettiğimiz kaza, 13 Mayıs 2014 tarihinde Soma’da 301 kişinin yaşamını yitirdiği faciaya kadar, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en ölümlü maden kazası olmuştu. Ancak Soma’da en ağır kaybı verdik.

İmam ile cemaat

Biz iş güvenliğinin önemi anlataduralım diğer taraftan balığın baştan koktuğuna örnek bir haberi verelim; 14 Ağustos günü Samsun’da Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) İl Müdürlüğü yeni hizmet binasının inşaatında çalışırken 4’üncü kattan dengesini kaybederek beton zemine düşen 50 yaşındaki Mustafa Kavaş, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti.

SGK binasında bile yüksekte çalışma önlemleri alınmıyorsa, iskele mevzuat uyarınca kurulmuyorsa, hele ki işçi paraşüt kemeri olmadan çalışıp hayatını kaybediyorsa; imamın dengesi bozulmuştur, cemaatin vay haline…