Gazete Vatan Logo

Doğum korkunuzu yenin!

Başkalarından duyduğunuz kötü doğum hikayelerini bir kenara bırakın. Çünkü doğum yapmak sandığınızdan çok daha kolay.

Doğumla ilgili en çok kafa karıştıran, o bitmek bilmez doğum sancısı ve hamilelikte alınan kilolar oluyor. Biliyoruz doğum sürecini düşünmek sizi korkutabiliyor ama bedeniniz tahmin edemeyeceğiniz kadar bu duruma hazır. Hem bir düşünsenize, bu kadar zor bir durum olsaydı, kimse doğum yapmak istemezdi. Ya da bir kere doğurup başka doğum yapmazdı. Bilimsel olarak da doğumun çekilemeyecek sıkıntıları olsa üreme gerçekleşemeyecekti anlayacağınız.
Özellikle ilk kez anneliği tadacaksanız doğum anını düşünerek strese girebilirsiniz. Aslına bakarsanız nedeni, çekilecek sancı kadar doğum sırasında bebeğinize bir zarar gelip gelmeyeceği endişesi. Biliyoruz o kadar kolay bir olay değil ama sandığınızdan çok daha güvenli. Yapılan araştırmalar da bu görüşü destekliyor.
Doğum sırasında ne yapmanız gerektiğini ve beklentilerinizi önceden bilirseniz doğumunuz o kadar rahat olur.Bilgi sahibi olmanın bir çeşit güç olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Bu yüzden gelin yazımızı okun. Bilgilenip doğum korkularınızı üstünüzden atın.

1 Doğum öncesi kurslar
Doğum stresini en güzel, doğum öncesi kurslara katılarak üstünüzden atabilirsiniz. Sizin gibi hafifletmiş olursunuz.
İçinizde 9 ay boyunca büyüyen minik yavrunuzu düşünürseniz karın kaslarınızın ne kadar güçlü olduğunu anlayabilirsiniz. Doğum zamanı gelip çattığında bu kaslarınızı düzgün çalıştırmak için pelvik egzersizlerinizi yapmaya devam edin. Böylece rahat bir doğum gerçekleştirmiş olursunuz.
Çünkü ne kadar çok paniklersiniz adrenalin salgınız artıp doğum sırasında o kadar çok kasılmanıza neden olursunuz. Rahatlayıp vücudunuzun doğum için gereken oksitosin hormonunu salgılamasına izin verin.
Şimdi size buradan anlattıklarımız kolaymış gibi gelebilir. Bedeninizi güçlendirmek ve doğuma hazırlamak için en ideal rahatlama şekillerinden biriyoga. Nasıl nefes almanız gerektiğini öğrenerek doğum sancınızı ve korkunuzu kontrol altına almayı öğrenirsiniz.

2 Doğru yeri bulun
Problemsiz bir doğum yapmak için sahip olmanız gereken niteliklerin başında şüphesiz rahat olmak gelir. İkinci olarak doğum yöntemini seçmek ve nerede olacağına karar vermek. İşte belki de bu yüzden eskiden kadınlar hep evde doğum yaparlardı. Şimdiyse gelişen teknoloji sayesinde hastaneler eviniz gibi çok rahat. Tek yapmanız gereken doğumda kendinizi rahat hissedeceğiniz doktorunuzu seçmek. Hatta eşinizle birlikte hastaneleri ve doğum odalarını gezerek hangi hastanenin şartlarının daha iyi olduğunu keşfedebilirsiniz. Park yeri olan bir hastane özellikle büyük şehirlerde yaşayanlar için çok önemli. Eşinizin sancı çekerken yanınızda olmasını istiyorsanız siz hastaneye girdiğinizde o arabayı park etmek için harıl harıl yer aramak zorunda kalmayacaktır.

3 Doğum partnerinizi seçin
Araştırmalara göre doğum sırasında yanında bulunmasını istediğiniz kişinin rahat bir doğum geçirmede çok önemli bir etkisi var. Sevdiğiniz kişiden aldığınız destek sayesinde ağrılarınız ve doğum korkunuz önemli derecede azalıyor. Bu kişi ister eşiniz ister anneniz ister kız kardeşiniz olsun elinizi tutup cesaretlendirici sözler söylemesi sizin için büyük bir destek. Bu kişilerin yanısıra doğuma girecek hemşirelerin sizi rahatlatacağını aklınızdan çıkarmayın. Ne de olsa profesyonel kişiler deneyimleri sayesinde ruh halinizi daha iyi anlayacaktır. Özellikle ilk doğum tecrübenizi yaşıyorsanız yabancı ya da yakınınız olsun odaklanacağınız tek şey, başarılı bir doğum gerçekleştirmek olsun. Ola ki bir aksilik oldu ve doğuma girmesini istediğiniz kişi giremedi, sıkmayın canınızı. Yanlız değilsiniz! Doktorunuz ve hemşireler sizi rahat ettirmek için ellerinden geleni yapacaklardır.

4 Doğum planı yapın
Doğum sırasında olmasını istediklerinizi bir kağıda yazın. Böylece doğumda size eşlik eden eşiniz ya da hemşire ne istediğinizi bilecektir. Bu listede nereden çıktı demeyin. Elbette ki uzun maddeler halinde alınacak şeylerden bahsetmiyoruz. Biz duygularınızdan, onları açığa çıkarmaktan söz ediyoruz. Kafanızın içinde dolanan yersiz endişeleri sizden başka kimse daha iyi bilemez. Bırakın düşündüğünüz olumsuz şeyler sizi terk etsin.

5 Acısız ağrısız
Çoğu anne adayı için doğum korkularının başında sancılar gelir. Ama unutulan şey bu sancıların doğumu kolaylaştırmada etkili olduğu! Bebeğinizin ne zaman geleceğini, sancılarınızın ne boyutta olduğunu hissederek öğrenebilirsiniz. Örneğin epidural doğumda ağrılarınızı hissetmediğiniz gibi sinir ve kaslarınızı eskisi gibi çalıştıramazsınız. Doğum sırasında bebeği ıkınarak itmeniz daha zorlaşır. Aynı zamanda bu yöntemle yatar pozisyonda olacağınızdan doğum süresi normal doğuma göre uzar.
Başınız önde ve dik şekilde oturur pozisyonda yapacağınız doğum sayesinde bebeğinizin başı önde gelir. Ağrı çekmek sizi hareket halinde tutar ve sürekli kıpırdanarak en rahat pozisyonunuzu keşfedebilirsiniz.
Hala söylediklerimize inanmadınız mı? O halde gerçeği kabullenmek zorundasınız. Unutmayın doğum ağrılı bir süreç ama sonsuza kadar sürmüyor.
Sancılarınız arttığı zaman ağrılara odaklanmak yerine kendimi nasıl rahatlatırım diye düşünmeye bakın. Örneğin kimi anneler doğum sırasında masajı kimileri de suda doğumu rahatlatıcı buluyor.
Ama sizin de bildiğiniz gibi doğum yönteminiz sadece sizin vereceğiniz karara göre belirlenmiyor. Örneğin bebeğinizin kilosu ve karnınızdaki duruş pozisyonu erken gelen sancılar, doğum yöntemini değiştiren önemli etmenler. Son ana kadar normal doğum yapacakken az önce saydığımız nedenlere bağlı olarak sezaryen doğum gerçekleştirmek zorunda kalabilirsiniz.
Endişelerinizi gidermek için size bir çok tavsiye verdik. Umarız biraz olsun içinizi rahatlatmışızdır. Son olarak, doktorunuzla hislerinizi ve korkularınızı paylaşmaktan çekinmeyin. Örneğin kadınların en çok korktuğu ve hatta utandığı doğum anında ıkınmaktan dolayı tuvaletlerinin gelmesi. Bu doğru ama hiç de utanılacak bir durum değil, aksine bebeğinizin çok kısa süre sonra doğacağının belirtisi. Buradan anne adaylarında başarılı bir doğum için pozitif düşünmenin en etkili yöntem olduğunu hatırlatalım. Elinizden gelenin en iyisini yapın ve bütün gereksiz kötü düşünceleri kafanızdan atmaya bakın. Etraftan duyduğunuz olumsuz doğum hikayelerine de kulaklarınızı tıkayın. Çünkü her şey çok güzel olacak!

Tokofobi ne ola ki?!
Hamilelik ve doğum, insanoğlunun tabiatının bir parçası olsa da kişisel deneyimlere, karaktere ve cinselliği algılayış biçimine göre kimileri tabiatına aykırı bir durummuş gibi algılayabiliyor.. Hal böyle olunca çoğu kadın özellikle de ilk hamileliklerinde doğum yapma korkusu taşıyor. Hatta bu korkuya o kadar yenik düşüyorlar ki çocuk sahibi olmayı sürekli erteliyorlar.
Doğum yapma korkusu, tokofobi olarak isimlendirilir. İlk hamileliğini yaşayan kadınlarda doğum yapma korkusuna daha sık rastlanıyor. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki kadınların yaklaşık %20’si doğumdan korkuyor. %6’sı da bu korku nedeniyle doğumu erteliyor. Bu süreç hamileliğin başında anksiyete bozukluğuyla başlayıp üçüncü trimester’da panik atağa, konsantrasyon kaybına, psikosomatik şikayetlere yol açabilir. Doğum korkusu her yaşta, her ırkta ve her kültürde görülebilir. Genellikle doğum anında acı çekmekten, doğum yaralanması riskinden, ölüm korkusundan, doğum yapacak ekibe güven duymamaktan kaynaklanır.

Üç tip tokofobi
Tokofobiyi birincil, ikincil ve depresif hastalık zemininde gelişen doğum korkusu olmak üzere üç kategoride inceleyebiliriz. Birincil tokofobiye sahip olgular hamilelik oluşmadan önce bu korkuya sahiptir ve genellikle bu süreç çocuklukla erişkinlik arasındaki dönemde başlar. Etyolojide (hastalık etkenlerini inceleyen bilim dalı) sosyal, psikolojik ve psikodinamik etkenler bulunur. Çocukluk dönenimde annenin veya yakın çevrenin doğumla ilgili korkunç hikayeler anlatması tokofobinin gelişiminde önemli bir rol oynar. Ayrıca, çocukluğunda cinsel tacize uğramış kadınlar tokofobiye daha yatkın.
İkincil olgularda ise tokofobi, travmatik doğum sonrası gelişebildiği gibi, ikinci evrenin uzadığı normal doğum, düşük, ölü doğum veya hamilelik sonlandırması sonrası da gelişebilir.
İkincil tokofobi posttravmatik stres bozukluğuyla da ilişkilendiriliyor. Gece kabusları nedeniyle ciddi uyku bozuklukları da bildirilen şikayetler arasında. Daha ağır olgulardaysa istenilen bir hamileliğin doğum korkusu nedeniyle sonlandırılması gibi trajik sonuçlar görülebilir.

Tokofobikler sezaryen sever
Tokofobi, doğum öncesi depresyonun da belirtisi olabildiği gibi, günümüzde tıbbi neden olmaksızın annenin isteğine bağlı sezaryen doğum oranlarını artırıyor. Buna karşın tıbbi neden olmaksızın yapılan sezaryen doğumların yararlı olduğuna dair veri de yok.

Tedavi çalışmaları
Doğum korkusunu azaltmaya yönelik araştırmalar 1920’li yıllardan itibaren yapılıyor. 1950’li yıllarda psikoproflaksi (Olağan dışı davranış biçimlerini önlemek ve kişinin çevreye uyum sağlaması için psikolojik yöntemler kullanılarak yapılan koruma yöntemi) 1990’lı yıllardaysa hipnozun etkileri, değerlendirilen yöntemler oldu. Ancak psikoproflaktik hazırlık kurslarının doğum süreci üzerine olumlu etki göstermediği anlaşılmış. Ryding’in yaptığı başka bir araştırmada doğum korkusu nedeniyle tıbbi gerekçesiz sezaryen doğum isteyen hamilelere, doğum öncesi kısa dönem psikoterapi uygulanmış ve daha sonra bu hamilelerin %50’sinin normal doğum gerçekleştirilebildiği görülmüş.

Haberin Devamı