Gazete Vatan Logo

Depremden değil kör olmaktan korkun!

Yerbilimci Kasapoğlu: Güneş tutulmaları yılda en az iki en çok yedi kez olur. Depremlerin Güneş'le alakası olsaydı yılda iki ya da en fazla yedi deprem olurdu, biz de rahat ederdik

Güneş tutulması öncesi ilk kez bir yerbilimci ile bir gökbilimciyi bir araya getirdik, merak edilen soruları sorduk...

• 29 Mart'ta gökyüzünde ne olacak?
Berahitdin Albayrak (Gökbilimci):
Güneş, Ay ve Dünya 29 Mart'ta aynı doğrultuda dizilecek. Bunun sonucunda Ay, Güneş'i perdeleyecek. Perdelediğinde de Ay'ın gölgesi yerin belirli bölgelerinin üzerine düşecek. Bazı bölgeler tamamen karanlık, bazıları yarı karanlık olacak. 12.30'ta başlayacak, 15.15'te bitecek. Türkiye'nin bütününde parçalı tutulma gözlenecek. Ankara'da yüzde 98 oranında; istanbul'da biraz daha az; en düşük ise Edirne'de hissedilecek. Tutulma Dünya'da Brezilya'nın doğusunda başlayıp Atlantik'i geçiyor, Afrika, Türkiye, Gürcistan, Kazakistan'dan sonra Moğolistan'da son buluyor.

• Peki onu izleyen günlerde yeryüzünde ve altında ne olacak?
Erçin Kasapoğlu (Yerbilimci): Görüntüsü dışında hiçbir şey olmayacak. Yeraltında da olmayacak. Çünkü tutulsa da tutulmasa da Güneş'in yerkabuğu üzerindeki etkisinin Newton Yasaları'na göre çok küçük olduğunu biliyoruz.

• Newton Kanunu ne diyor?
Kasapoğlu: Gök cisimleri kütleleriyle doğru, aralarındaki uzaklığın karesiyle ters orantılı olarak birbirlerine bir çekim kuvveti uygularlar. Buna "kütlesel çekim kuvveti" diyoruz. Ay'ın da Güneş'in de Dünya'ya böyle bir kütlesel etkileşimi vardır. Ama Güneş'in bu etkisi Newton Yasaları'na göre yaklaşık 60x10 üzeri 7 Newton'luk bir kuvvete tekabül ediyor. Bunu mekanik enerjiye çevirdiğimiz zaman da 0.6x10 üzeri 2 Erg ediyor. 17 Ağustos'ta açığa çıkan enerji ise yaklaşık 0.6x10 üzeri 21 Erg'dir. Yani Güneş tutulmasının yeryüzüne etkisi, bir deprem olması için gereken enerjinin 10 üzeri 19'da biri kadardır. Aradaki fark inanılmaz. Yani mümkün değil.

• Ama bir de "büyük bir deprem için enerji zaten önceden birikmiş ve deprem için çok az bir enerji eksik kalmışsa, işte o zaman Güneş'in çekim etkisinden kaynaklanan enerji o eksiği tamamlar ve depremi çabukştırır" deniyor. Tıpkı dolu bir bardağa son damlanın düşüp, onu taşırması gibi... Bu mümkün değil mi?
Kasapoğlu: Arada katrilyon kat
farktan söz ediyoruz. Ayrıca olabilir de... Çünkü bir şeyden 100 tane oluyorsa, bir şeyden de bir tane oluyorsa bunların birbirine denk gelmesi çok doğal olur.

Albayrak: Yıl 365 gün. Her güne bir kutu serpiştirsek. Yılda 6 şiddetinden büyük deprem sayısı ortalama 150.150 kutuya da bir deprem koysak. Bir yıldaki maksimum Ay ve Güneş'in tutulma sayısı da yedidir. Varsayalım yedi tam Güneş tutulması da oldu. Bunları kutulara dağıtalım. Şimdi soruyorum: Denk gelen olması doğal mıdır, değil midir?

• İyi ama Güneş tutulmasının hiç mi fevkalâde bir tarafı yok?
Albayrak: Kesinlikle fevkalâde bir olay. Düşünsenize Anadolu bir dahaki tam tutulmayı ancak 30 Nisan 2060'ta görecek. Tarihte de hep önemli bir yeri olmuştur. Örneğin Amerika kıtası Güneş tutulması nedeniyle alınmıştır. Keşif güçleri birkaç gün içinde Güneş tutulması olacağını bildikleri için yerlileri kandırarak, "Karayı bize teslim etmediğiniz için Tanrı sizi cezalandıracak" der. Güneş tutulur ve yerliler korkularından topraklarını kaybeder. Bilimsel açıdan da çok önemli. Mayıs 1919'daki tutulma Einstein'ı Einstein yapmıştır, Genel Görecelik Kuramı'nın testi olmuştur.

54 yıl deprem olmaz mı!

• Ama tektonik hareketlerle bir ilgisi yoktur diyorsunuz?
Albayrak: Hatta keşke olsaydı diyorum. Çünkü düşünsenize Anadolu'da bir dahaki tutulma 54 sene sonra. Bu iddia doğru olsa demek ki 54 yıl boyunca Anadolu'da deprem olmayacak. Bu size ne kadar gerçekçi geliyor?

• Peki Güneş ve Ay'ın yeryüzü üzerinde hiç mi etkisi yok?
Albayrak: Mutlaka bir çekim etkisi var. Ama diyoruz ki Ay ve Güneş'i bir an atalım, yok farz edelim, o zaman da Dünya'da depremler olmaya devam edecektir. Peki uzaydan hiç mi felâket
gelmez derseniz, hayır gelebilir. Çapı iki kilometreden daha büyük bir gökcisminin Dünya'ya çarpma olasılığı milyon yılda bir ve ikidir. Bu milyon yıllık sürenin ne zaman tamamlanacağı da bilinemez. Böyle bir olay milyarlarca atom bombasına eş değerdir. Eğer uzaydan bir felâket bekleyeceksek bunun olasılığı daha yüksek. Çünkü etrafımızda yüz binlerce gökcismi var.

• İçimizi çok rahatlattınız (!) ama Ay ve Güneş'in çekim etkilerine ilişkin akıl karıştıran bir örnek var: Dünya'ya olan çekim etkisinin Güneş'e göre 180 kat az olmasına rağmen Ay, kilometrelerce gel gite neden oluyor. Bu örneğe göre "Ay bu kadarını yapıyorsa, Güneş kim bilir ne yapar" deniyor?
Albayrak: "O oluyorsa bu da olur" demek o kadar basit değil.

Kasapoğlu: Zaten gel git karalarla ilgili değil, sadece sularla ilgili bir olaydır. Çünkü su kütlelerinin çekime karşı direnci sıfırdır. Ama kayaların direnci birkaç Mega Pascal kadardır.

• Peki Rus bilim adamları ve NASA'nın bu konuda araştırmalar yapmasını "Demek ki deprem-üneş tutulması ilişkisinden şüphe duymuşlar" diye yorumlayamaz mıyız?
Kasapoğlu: Araştırmanın sınırı yoktur. Aklı olan, hayâl gücü olan, imkânı olan herkes, her şeyi araştırabilir. Ama dediğim gibi, Güneş tutulmasının depremler üzerinde belirgin hiçbir etkisi yoktur. Hiçbir bilim adamının bunu kanıtlayan bir araştırması da yoktur.

Yer ayrı gök ayrı

• "Ya olursa?" Görünmeyen şeyler için hep akla takılan soru bu değil midir; kafalara bu soru takılıyor.
Kasapoğlu: Bilimin bize sunduğu imkanlar buna net yanıt vermemize yetiyor: Gökyüzündeki olaylar kesinlikle bir depreme neden olmaz.

• Türkiye'de son 32 yılda 37 büyük deprem olmuş ve onlardan sadece biri Güneş tutulmasına denk gelmiş. Ama dünyaya bakıldığında bu denk gelme oranı yüzde 45. Biraz fazla değil mi?
Albayrak: 365 boş kutuya 150 deprem ve 7 tutulmayı dağıtın, bakın bakalım, örtüşmemesi mümkün mü? Zaten o yönde bir bilgi varsa da bu kez fiziksel açıdan kanıtı aranır, tek başına istatistiğin bir anlamı yok.

• 17 Ağustos'un ardından 3 Ekim'deki Pakistan depreminin de Güneş tutulmasına denk gelmesi kamuoyu için yeterli istatistikler oldu.
Albayrak: Ama 3 Ekim'deki tutulma zaten Pakistan'dan geçmedi ki... O da yanlış biliniyor. Portekiz'den girdi, Afrika'dan Hint Okyanusu'na çıktı. Pakistan'daki deprem büyük bir ihtimalle, Endonezya depreminin yansıması.

Kasapoğlu: E tabii. Güneş tutulmaları yılda en az iki en çok yedi kez olur. Depremlerin Güneş'le alâkası olsaydı yılda iki ya da en fazla yedi deprem olur, biz de rahat ederdik.

İş astroloji ile olsa herkes TV burcu olur

• Hazır bir gökbilimciyi yakalamışken soralım; siz astrolojiye, burçlara ne kadar itibar ediyorsunuz?
Albayrak: Güneş'in belirli tarihlerde gökyüzüne bir izdüşümünün düştüğü doğru, ama bunun insanların karakteri, geleceği üzerine bir etkisinin olduğu yanlış. Hem diyelim ki etkiliyor; peki nasıl? Eğer belirli burçlarda doğanlar üstün nitelikliyse doğum anını yönlendirerek tek tip, yeni neslin en iyi burç döneminde doğumu sağlanıp, üstün bir ırk elde edebiliriz. Eğer ışınımsalsa o zaman benim doğum anımdan çok, annemin bana hamileyken ne kadar ışına maruz kaldığı daha önemli. Ne de olsa hepimiz TV ışınlarına maruz kalıyoruz. O zaman hepimizin burcunun televizyon olması gerekir. Eğer kütle çekimselse, peki Ay'da ya da Mars'ta doğacak olsak burcumuz ne olacak? Kaldı ki 1781'de Uranüs, sonra Neptün ve Plüton bulundu. Demek ki 18'inci yüzyıla kadar söylediklerinin de hepsi yanlıştı.

Elazığ'la K.Maraş arası uzun süredir sessiz

• 29 Mart bir tarafa, sizin deprem olacak endişesini taşıdığınız belirgin bir bölge var mı?
Kasapoğlu: Benim böyle bir endişem olamaz, çünkü zaten yüzölçümünün yüzde 98'i deprem bölgesi olan Türkiye'de her an, herhangi bir yerde, herhangi bir büyüklükte deprem olabileceğini biliyorum. Benim endişem Türkiye'nin bu durumunun bilinmesine rağmen 17 Ağustos'tan bu yana geçen 6.5 yılda hâlâ ciddi bir adım atılmamış olmasıdır. Milyarlar Marmara'nın kumuna gömüldü, ama oradan bile vatandaşı tatmin edecek net bir sonuç alınamadı. Çünkü vatandaş faylarla ilgilenmiyor; vatandaş oturduğu binanın sağlam olup olmadığını bilmek ve depremde güvende olmak istiyor. Var meselâ; Elazığ'la Kahramanmaraş arasındaki bölge uzun süredir sakin. Bu bir sismik boşluk, ama orada biriken enerjiyi ölçemediğimiz için kesin bir şey de diyemeyiz. Desek bile vatandaş ne yapsın? Biz bunu ilgililere söyleriz. Vatandaşı tedirgin edeceğimize, yöneticileri tedirgin etmek daha doğru.

CD ve isli cam tehlikeyi artırıyor

• Yani 29 Mart ve izleyen günlerde depremden yana içimiz rahat mı etsin?
Albayrak: Depremden yana rahat etsin, ama 29 Mart'ta saat 12.30'dan 15.15'e kadar dikkat etmeniz gereken bir şey var. Bu süre içinde insanlar Güneş'e asla, ama asla çıplak gözle bakmasınlar, isli cam, CD, yanmış film, röntgen filmi gibi şeylerle bakmak tehlikeyi daha da artırıyor. Çünkü zararlı ışınların çoğu mor ötesi ışınlar ve sadece optik gözlüklerle bakılabilir.

Optik gözlük şart
Kasapoğlu: Hocam isli cam niye zararlı?

Albayrak: Çünkü is eşit dağılmıyor. Bir de Hocam, Güneş'ten gelen görsel ışınımın en az 1000'de 5 oranında azaltılması lazım. Ama insanlar kara bir şeyle bakmayı yeterli sanıyorlar.

• Vatandaş nereden bulacak o gözlükleri?
Albayrak: TÜBİTAK dergisinin bu sayısında var. Optik aletler satan yerlerde de var. Gözlemevlerinden de temin edebilirler. Veya rasathane etkinliklerine katılarak bu ihtiyaçlarını giderebilirler.

3 saatte 3 dakika güneşe bakılabilir

• En tehlikeli iller hangileri?
Albayrak: Tam tutulma anını görecek kentler Antalya, Karaman, Aksaray, Nevşehir, Ankara, Kırşehir, Niğde, Amasya, Tokat, Ordu, Giresun. Buradakiler tam tutulma anını 3 dakika boyunca görebilecekler. Sadece o üç dakika içinde Güneş'e çıplak gözle bakabilirsiniz. Fakat öncesinde ve sonrasına yayılan üç saat boyunca çıplak gözle bakmamanız gerekir.

Teleskop da kör eder

• Bakarlarsa ne olur?
Albayrak: Retinada acı hissetmezsiniz, ama hücre ölümü gerçekleşiyor ve kalıcı etki bırakıyor. Körlük çok muhtemel. Meselâ teleskopla bakacak olanların sonu kesin körlük.

Kasapoğlu: Bence en güvenlisi TV ekranından seyretmek. (Gülüyorlar)

• Optik gözlük bulamayanlar o üç saat boyunca sokağa da mı çıkmasınlar?
Albayrak: Hayır, hayır. Odaklanıp bakmadığınız sürece bir şey olmaz.

• Peki Hocam diyelim ki 29 Mart'ta deprem oldu; o zaman ne diyeceksiniz?
Kasapoğlu: Tesadüf diyeceğiz. Şayet olursa da kimse ortaya çıkıp "İşte bakın oldu, biz bildik" demesin, çünkü bu ülkede zaten her gün birçok deprem oluyor.

• Bu kadar söze rağmen başını yastığa koyduğunda "Ya olursa" diye uykusu kaçacak vatandaşa son sözünüz ne olur?
Kasapoğlu: "Deprem olacaksa Güneş tutulması olsa da olur, olmasa da olur. Bunu kafanızdan silin!" Benim son sözüm bu.

Albayrak: "29'unda depremden değil, kör olmaktan korkun" Son sözüm de bu.

Kasapoğlu: Ha bir şey daha: "Deprem müneccimlerine hayır!"

Haberin Devamı