Gazete Vatan Logo

Demir İnşaat'ta can güvenliğiniz ön planda!

27 yıldır inşaat yapan Demir İnşaat'tan yeni proje... Beylikdüzü'nde 900 daire!

Demir İnşaat'ta can güvenliğiniz ön planda!

En son Ayışığı Vadi Evleri projesiyle, sektörü için örnek bir çalışmaya imza atan Demir İnşaat, hız kesmeden yeni projelerinin müjdesini vermeye devam ediyor. 27 yıldır her projesiyle müşteri memnuniyetini ön planda tutan Demir İnşaat adına konuşan Hamit Demir, Nihan Urel'in sorularını cevapladı. İşte fiyat politikaları, deprem güvenliği ve daha birçok konuda Demir İnşaat faaliyetleri..

Nihan Urel: Demir İnşaat’ın sektördeki geçmişinden bahseder misiniz? Kaç yıllık bir firma? Bugüne kadar hangi bölgelerde, kaç konut yaptı?

Demir İnşaat Ayışığı Vadi Evleri projesini incelemek için tıklayın!

Hamit Demir: Demir İnşaat 1984 yılında kuruldu. Kurulduğu 1984 yılından bugüne kadar yaklaşık 27 yıldır konut, plaza, eğitim merkezleri yapıyor. 1984 yılında kurulduğu zaman, ilk olarak Bakırköy Bahçelievler’de, 1984’ten 1988’e kadar bu bölgede konut üretti. Sonra 1988’de Cennet Mahallesi, Küçükçekmece ve Florya’ya geldi. Binlerce konut yüzlerce işyeri, plaza üretti ve 2004 yılından sonra da Beylikdüzü’ne geldiğimizde kendi arazimiz olan yere, 1500 talebelik, nefis ve çok güzel bir okul kompleksi yaptık. 15 bin metre kapalı alanı olan, Türkiye’nin en güzel sosyal tesisleri, altında çok büyük basket sahası, olimpik yüzme havuzları olan bir okul yaptık. O dönemde eğitim alanına açılalım diye düşünürken, baktık ki eğitimdeki zorluklar ve sıkıntılar da had safhada. Okulumuzu belirli bir dönem için bir eğitim kurumuna işletme bazında kira karşılığı verdik. Orası şu an yaklaşık 1300 talebesi olan bir eğitim kompleksi şeklinde çalışıyor.

Haberin Devamı

Nihan Urel: Siz eğitim sektöründe ticari olarak yoksunuz ama inşatını yaptığınız eğitim kompleksinizi kiraya verdiniz ve kira gelirleriniz mi var?

Hamit Demir: Aynen öyle yaptık ve kiraya verdik. Kira gelirlerimiz var.

Nihan Urel: Aslında konut sektörünün dışına çok da fazla taşmak istemediniz, eğitim sizin işiniz de değil zaten.

Hamit Demir: Taşmak istemedik. Hakikaten eğitim de başlı başına bir iş. Ben eğitim sektörüne ayrı bir önem veriyorum ve çocukları çok seviyorum ama; sonra baktık ki yıllardır emek verdiğimiz bir inşaat sektörü var. 1984’ten 2005-2006 yılına kadar dededen toruna misali… Ürettiğimiz ve sattığımız konut müşterilerinin memnuniyetleri, güzellikleri ve talepleri var.

Haberin Devamı

Nihan Urel: Ailenizde mi inşaatçıydı?

Hamit Demir : Biz inşaatçı bir aileden geliyoruz. 1984 yılı öncesi ailemiz de inşaatçıydı. Ben 1984 yılında ayrılarak bu inşaat sektörüne tek başına girdim. İlk etapta bir ortakla girdik ama 6 ay sürdü, sonra ayrıldık tek başımıza devam ettik. Çok şükür çok güzel şeyler yaptık. 2005 yılında tekrar baktık ki 2000 yılından önce mahalle müteahhitliği vardı. Neydi bu? 1000 metre, 2000 metre, 5000 bin metreye 20 daire, 30 daire, 50 daire yapıyordunuz. Site geleneği yoktu. Bu 2000 yılı 2003 yılı sonrasında, 2003 yılı seçimlerinden sonra gelen hükümet ve yerel yönetimler de özverili yaklaşım ve çabaları ile büyük arazilere, büyük siteler yapma imkanları tanıdılar. Bu büyük araziler de Beylikdüzü’nde bir hayli vardı. Biz de 2005 yılında konuta dönelim derken 2006 yılında çok güzel bir proje hazırladık. 2006 yılında Günışığı projemizi başladık. 2007 yılının Ağustos ayında teslim ettik. Çok güzel sosyal tesisli, kapalı açık yüzme havuzlu, 140 adet bağımsız bölümü 16 ay içerisinde teslim ettik.

Haberin Devamı

Hakikaten orada baktık ki; yeni genç nesil ve çalışan karı- koca tarafından sosyal tesisli ve güvenli sitelere çok talep ve istek geliyor. Çünkü güvenlikli olması, sosyal tesislerinin güzel olması çocuklarının çok rahat edebilmesi, akşam evine geldiğinde inip hamamına, saunasına, spor salonuna, havuzuna girebilme imkanları… Onun peşinden Nar Çiçeği, Ayışığı projeleri geldi.

2007’de Nar Çiçeğine başladık. 2008 yılının Ağustos ayında Nar Çiçeği’ni teslim ettik ve 2008 yılında Ayışığı Vadi projesine başladık. Nar Çiçeği’nin bitimiyle beraber 2010 yılının Ağustos ayında Ayışığı Vadi’yi teslim ettik.

Ayışığı Vadi gibi çok mükemmel bir siteyi iki senede bitirdik. Yaklaşık 346 daire, altında 7 işyeri, 350’nin üzerinde bağımsız bölümü olan, yeşil alanı çok fazla, olimpik yüzme havuzları, oturma alanları, parkurları, altta çok büyük, çok güzel sosyal tesisi, yaklaşık 2000 metre kapalı alanda; yüzme havuzları, fitnes salonları, hamamları, saunaları ve tuz odası olan bir site.

Haberin Devamı

Burada bir örnekleme vermek istiyorum. İtalya’ya bir seyahatim sonrasında, bir dağ tesisinde, bir tuz odası görmüştüm. Yıllar önce bunun Doğu Blok Ülkeleri’nde yapılan ve bronşit hastalıklarına çok iyi gelen özel bir tuz olduğunu görmüştüm. Hakikaten saunadan çıktığınızda, tuz odasına girip 15 dakika duruyorsunuz, 15 dakika sonra çıktığınızda, saunada kaybettiğiniz tuzu oradan alıyorsunuz. O hamamdaki çıkan buharın kendi gözenekleri içinden alınıp kanallarla verilmesi, o hamamın tavan malzemesini, o tuz odasının detayını orada öğrenerek Ayışığı Halting’de uyguladık.

Projeyi görmeye gelen müşterilerimizin sosyal tesise indikleri zaman daire almaması mümkün değil. Çünkü kararsız bile olsa, sadece gezme amacıyla gelmiş olsa bile daire alıp çıkıyor. Ayışığı Halting’i bitirdiğimiz zaman teslim ettiğimizde yaklaşık %30 gibi daire stokumuz vardı elimizde. Taşınma başladıktan sonra komşu ziyaretlerine gelenler bir gün sonra satış ofisimize geliyordu. Bir gün hiç unutmuyorum, bir komşum beni aradı. “Hamit bey lütfen bizi bekleyin komşularım var size geleceğiz, daire alacaklar.” Ben bekledim, arkadaşlarımı da beklettim, komşuları ile geldi, 2 tane daire aldılar. Bu da şunu gösteriyor; Türk halkı lükse çok alıştı, lüksü seviyor. Eskiden daire yapıp teslim ettiğinizde, kapısıymış, koluymuş, orasıymış, burasıymış sormazlardı. Dairenin bütünlüğü teslim edilmiş olurdu. Şimdi müşteri o kadar bilinçlendi ki, neyin nerede olduğunu, ne yapıldığını detaylı inceliyor.

Biz sattığımız dairedeki sorunlara çok çabuk servis yapmamız ve bizden alınan dairelerin Ayışığı Halting’de çok iyi prim yapması, (%30 ile % 60 arasında prim yaptı, 2008-2010 arası 150 bine aldığı daireyi 240-245 bine satanlar oldu ve çok büyük prim yaptılar) bu prim yapan arkadaşlar, bunun primiyle oradaki daireyi kısmi bize geri verenler, yeni projeye girenlerde oldu. Onlar için de iyi oldu. Bir de yıllardır bizim projelerimizi takip eden çok sevdiğimiz gurubumuz vardır. Gelir o projeden daire alır, satar, diğer projeden daire alır, para ile para kazanırlar. Bilirler ki Demir İnşaat güvenilir bir firmadır, korkuları olmaz.

Vatandaş ne sözleşmeye bakar, ne senede… Parasını devreder, “Bana hangi daireleri verdiniz?” ‘’Şu daire’’ Sadece hangi blokta ve hangi numara olduğunu bilir ve çeker gider. Baktık ki Ayışığı Halting çok büyük ses getirdi ve çok güzel talep var; biz burada ne yapabiliriz diye düşündük ve yanıbaşında 20 dönüm arazi üzerinde bir proje başlattık. Çünkü Ayışığı Halting’den çok talep geldi ve istek oluştu; biz de Ayışığı Vadi projesini oluşturduk. Oluşturduğumuz zaman %30 u, o proje döneminde bizden daire alan arkadaşlar tarafından opsiyonlandı. Ayışığı Vadi’de ve Ayışığı Halting’de genelde oturan, daire alan kesim, İstanbul içinden gelen bir kesim. Yani Beylikdüzü’nden daire alan kesim %5, %6’dır. Genelde Avrupa Yakası, 2005-2006-2007’e kadar Anadolu Yakası’ndan da çok talep vardı. Ama Anadolu Yakası’nda inşaatlar çok artınca, insanlar bu tarafa çok gelmez oldu. Ama Avrupa Yakası var. Yeşilköy, Yeşilyurt, Bahçelievler, Bakırköy, son dönemlerde Bayrampaşa’dan belirli bir kesim akın etmeye başladı. Mecidiyeköy, Beşiktaş o bölgelerde oturan genç nesil, yeni evli olan eşler site özlemi olanlar. Bu tür akıllı siteler ve güzel yapılar, insanları yazlık ve kışlık modundan da kurtardı. Çünkü yazın insanlar 3 ay yazlığına gidiyordu, 1 ay- 15 gün tamiratı, 15 gün toplanması sürüyordu. Geleni gideni, çoğunluğu, yoğunluğu insanlar dinlenemiyordu. Ama böyle yazlığı ve kışlığı aynı alanda yaşayan ve senede 1 hafta Akdeniz’e veya Ege’ye tatile giden aileler şu anda çok mutlular. Yine huzur içinde yaşıyorlar. Ayışığı Vadi, Ayışığı Halting’den de çok güzel bir site oldu. Çok daha geniş kapsamlı, kapalı oyun alanları, çocuk kreşi, ana okulu, büyük restoranı, kafesi o şekil dizayn ettik. Ayışığı Halting çok ses getirdi. Ayışığı Vadi’nin de daha çok ses getireceğine inanıyorum. Hakikaten 5 yıldızlı değil, 6, 7 yıldızlı bir otel konforunda. İnşallah 2012’nin sonunda bitirmeyi hedefliyoruz. Teslim tarihimiz 2013’ün Mayıs ayında ama 2012’nin sonunda teslim etmek istiyoruz. 5,6 ay önceden teslim etmeyi hedefliyoruz çünkü başka projelerimiz var. O projelere zaman ayırabilmemiz için de bunu yapmak istiyoruz.

Nihan Urel: Ayışığı Vadi’de satışta kaç konutunuz var?

Hamit Demir: Ayışığı Vadi 489 daire, bunun %49-%50’sini satmışız demek ki. Ayışığı Vadi’de şu an 240 civarında satılacak dairemiz var.

Nihan Urel: Bunlar için kampanyanız var mı? İçeriği nedir?

Hamit Demir: Çok güzel bir kampanya hazırladık. Vakıfbank’la . Vakıfbank bankacılık sektöründe çok iyi bir banka. 60 ayda 0,70, 120 ayda 0,80 geri ödeme dönüşümü olan bir kredi anlaşması yaptık. Bunun için de dosya masrafı, ekspertiz ücreti, hiç bir şey yok. Sadece 60 ay alacaksanız. % 25 -%30 peşinatı ödeyebiliyorsanız; 60 aya 0,70 puanla geri ödeme planı ile ödeme yapabiliyorsunuz. Bu kampanyada şunu da yaptık; 0,70-0,80 uygularken peşinatlarda ödeme zorluğu olan arkadaşlara da ne ödersen, ne ödeyebilirsin %25-%30 zorunluluğu var ama ne ödersen “Ben %10 öderim” % 10 şimdi öde, ilk dilimde öde, geri kalan %10’unu 6 ay sonra öde, kalan % 10’unu da içine taşındığında öde.

Bunları da getirdik… Veya ben şu an kira ödüyorum, kredi ödemek istemiyorum diyen bir grup olursa da diyoruz ki; elindeki peşinatın ne kadar? Biz 16 ay sonra siteyi teslim edeceğiz. Sana 18 ay, onu 8 ay sonra kredi alıp ödemek kaydı ile diye ödeme seçenekleri sunuyoruz.

Yani biz açıkça şunu sunuyoruz; al kalemi kağıdı eline nasıl ödemek istediğini yaz, ben sana satayım.
Pazar günü satış ofisime uğradığımda satış danışmanım dedi ki, Hamit Bey sizden yardım istiyorum, “Buyrun” dedim. Baktım karşısındaki bu işi de çok iyi bilen bir alıcı anlatıyor, konuşuyor, Ben müşteri ile tanıştıktan sonra baktım, çok düzgün sitemize de yakışacak insanlar. Dedim ki: “Güzel kardeşim sen kağıdı kalemini eline al, git evine nasıl ödeyeceksin nasıl ödemen gerekiyor?” “İşte ben faiz ödemek istemiyorum, önünü arkasını bilmek istiyorum, ne kadar ödeyeceğimi.”

“Tamam, sen peşinatı ne kadar ödeyeceksin? 60 ayda mı ödemek istiyorsun? 72 ayda mı ödemek istiyorsun? ben sana 60 ay sıfır ödemesiz bir ödeme planı yapacağım (bugün almış olduğu 3 artı bir daire 330 bin liraydı ) bankaya ödeyeceksin. Hiçbir masrafın yok tapunu da alacaksın, banka garantisi kapsamı içerisinde hiçbir sorunun yok” dedim. Bugün arkadaşlar beni aradılar Hamit Bey yarın saat 11:30’da müsaitseniz o müşterimiz sizinle tekrar gelip görüşmek ve daireyi almak istiyor dediler.
Şimdi, biz müşteriyi sıkmıyoruz müşteriye bir de şunu diyoruz; Sen bizim için çok önemlisin, daireyi aldın, sözleşmeyi yaptın, para ödediysen herhangi bir şey oldu, sıkıntıya düştün, iadesini istediğin taktirde derhal paranı iade ediyoruz. Hiç kesintiye uğratmadan. Ben iddia ediyorum çok değerli konut üreticisi arkadaşlarımız var. Hepsinin sözleşmesinde de cezai şartı var, hiç kimse de parasını vermiyor. Ama biz veriyoruz.

Bir örnek vermek istiyorum; 15 gün önce Vakıfbanktan 250 bin lira kredi alan 3+1 daire almış, 80 bin peşin, 250 bin kredi almış olan bir müşterimiz, Vakıfbank’a giderek , daire almaktan vazgeçtiğini ama kredisini aldığını, 15 gün olduğunu, hukuksal olarak ne yapabileceğini sormuş. Vakıfbank şube sorumlusu “Siz daireyi Demir İnşaat’tan aldınız değil mi?” dediğinde müşteri “Evet” deyince, “Vazgeçmek istiyorsanız biz hemen Demir İnşaatı arayalım, derhal paranız iade edilir. Hiç merak etmeyin, başka bir şeye ihtiyacınız yok” diyebiliyor. Bankacı arkadaşımız derhal bizim finans müdürünü aramış, finans müdürümüz de “Derhal talimat geçiyorum, siz vazgeçiyorsanız hemen parayı ödüyorum, bize de gelin ödediğiniz paraları alın” diyebiliyor.
Müşteriyi herhangi bir sıkıntı ceza kesmeden, herhangi bir şey yapmadan ki, çıkmış krediyi ödeyerek vatandaşı mutlu edebiliyoruz. Ben inanıyorum ki bugün o vatandaş 2 sene sonra 3 sene sonra bir daireye ihtiyacı olduğu zaman gelip bizi bulacaktır.

Nihan Urel : Sizin için müşteri memnuniyeti ne kadar önemli?

Hamit Demir : Çok çok önemli. Ama ben bu arada şunu da söylemek istiyorum; İnşaat sektöründe yüz akıyla iş yapan, yapıp teslim eden pırıl pırıl çok değerli arkadaşlarımız var. Ama bu dönemde çok sıkıntılı firmalar da var. Çok kısa zaman önce, Van’da bir deprem yaşadık ki Van depremini Allah bir daha göstermesin. İstanbul depreminin yanında sıfır. İstanbul’da oluşacak bir deprem, Allah muhafaza çok canlar yakacak. Ülke için de çok kötü olacak. İnşallah olmaz ama bu bir gerçek. İstanbul’da deprem olacak. Tüketici daire alırken çok dikkat etsin diyorum. Yani bu firma kim, geçmişi ne, yaptığı siteler ne, bitirdikleri ne, bu şekliyle beraber çok dikkatli olmalarını istiyorum. O yüzden ikinci el araba alacağınız zaman bile gidiyorsunuz en az 2- 3 tane ustaya gösteriyorsunuz; Lütfen diyorum, daire alıyorsunuz. Çoluğunuzla, çocuğunuzla, ailenizle oturacaksınız. Hiç mi bir inşaat mühendisi, hiç mi bir inşaattan anlayan arkadaşınız yok, mimar tanıdığınız yok? Gidin, araştırın.

Geçenlerde bir bayan müşterimiz, satış elemanı arkadaşımızı arayarak daire almak istediğini söylemiş fakat satış elemanı arkadaşımız dedi ki, “Hamit bey, bir bayan müşteri var. İki daire alacak ama bu bölgenin Beylikdüzü’nün depreme dayanıksız olduğunu söylüyorlarmış. Babası da eski müteahhitmiş, ikna edemiyormuş.” Dedim ki babasını alsın, bana gelsin… Sonra aradılar, babası ile birlikte geldi.

Oturduk, konuştuk. Deprem öncesi çok uzun seneler inşaat yapmış, depremden sonra bırakmış. Yaptığımız inşaatın kalitesini, zeminini, raporlarını anlattıktan sonra döndü kızına dedi ki: “Kızım bu firmadan daireyi al, gözün arkada kalmaz” O arkadaşımız iki dairenin sözleşmesini yaparak gitti.

Güven çok önemli ama bu arada da güvensiz çok firma var. Tüketiciler şunu unutmasınlar, artık 80’li senelerdeki kooperatif sistemi değil, artık lüks ve sağlam siteler yapılıyor ve yapılmak zorunda. Bir zamanlar bir Jetpa, bir Kastelli dönemi yaşandı bu ülkede. Bunu kimse unutmasın. Bunun üstüne basa basa her yerde herkese söylüyorum. Alıp da, yapıp da satamayacak, yarım kalacak çok firma var şu an. Bu bir gerçek. Bangır bangır reklamlar veren, bangır bangır bağıran firmalarda önümüzdeki günlerde de yavaş yavaş dökülmeler olacağını, tüketiciye çok büyük sıkıntı yaşatacağını düşünüyorum. İnşallah olmaz. Dileğim de bu. Ama inşaat maliyetleri bellidir, kar marjları %15 ile %20 yani ne yaparsanız yapın, bunu muhasebenizi iyi yaparsanız, israfı iyice önlerseniz. İyi pazarlağınız olursa %15-%20 dir.

Eskidenmiş bire iki, bire üç. Siz 1800 ile 2000 liraya metresini satıyorsanız, o yeri de % 35 % 40 kat karşılığı almışsanız sizin kazanç payınız % 15’dir, % 20 dir. Eğer siz bunu da o daireyi satmak için her yolu deniyorsanız, bu kazancın bir daha fazlası ile % 40’nı başka yerlere harcıyorsanız o zaman hiç kusura bakmayın o siteyi yapamayacaksınız, teslim edemeyeceksiniz. Teslim etseniz bile ya doğalgazı olmayacak, ya elektriği, ya sosyal tesisleri yapılmayacak, ya içinde noksanlıklar olacak.
Müşteri şunu diyecek, “Ne yapayım? Buna da şükür, bunu alıp kurtulayım.” Bu işe bilinçli şekilde giderseniz sonra buna da şükür demezsiniz. Dersiniz ki, çok şükür ben güzel bir daire aldım. O yüzden çok iyi analiz etmeleri lazım, bu dönemde eğer düzgün bir inşaat yapıyorsanız 1000 liraya kabasını mâl edemezsiniz. İnşaat maliyetleri bellidir. %30-%40’a kat karşılığı yapıyorsanız, bunun inşaat maliyeti 1750 –1800 liradır. Çünkü 30 bin- 40 bin metre otopark yapıyorsunuz, satmıyorsunuz. Bunu biliyorsunuz, müşteriye 100 metre daire veriyorsunuz, otoparkı sosyal alanı, şuyu, buyu 50 metre de öyle veriyorsunuz. 150 metre, bugün 100 metre bir daireyi 170 ve 180 verdiğiniz zaman, bunu 150 ye de bölerseniz otomatikman dairenin metresi zaten size düşüyor 1000 liraya -1200 liraya. O yüzden burada tüketicilerin çok dikkatli olması gerekir . Mutlaka ve mutlaka aldığı konut firma, müteahhitin bir önceki projesi nerededir, gidip gezmeli, bakmalı bitirmiş mi, oturan var mı ve mutlu mu?

Nihan Urel: Yeni firmalar sizin gibi eski 27 yıllık firmalarla aralarındaki zaman ve konut sayısı açığını kapatmak için mi bu kadar çok reklam yapıyorlar?

Hamit Demir : Kesinlikle! inşaatçı eski olsa da çok da tanınmıyor bilinmiyor da olabilir, çok da biliniyor da olabilir. Şimdi bakın biz arsayı aldığımız zaman, proje bazında önce projeyi tasarlayarak tatmin oluruz, zevk alırız, sonra zemin ve bodrumla çatının kapanmasına kadar anahtarların teslim edilmesine kadar sahada gezer, adım atmadığımız yer olmaz.
Ama şimdiki bazı bu sektöre giren arkadaşlar, maalesef bir bakıyorsunuz bir sene önce gördüğünüz tanıdığınız insan bir sene sonra o kadar değişmiş ki akıllara zarar. Şantiyenin yolunu bilmiyor, çok büyük reklam kampanyaları olmasına rağmen işin İ’sinden anlamıyor. Şantiyeye ayda bir uğruyor, uğramıyor. Kampanya yüzleriyle büyük satışlar yapıyorlar, paraları alıyorlar ama o sitenin bitip bitmeyeceği meçhul. Şimdi bakın % 15- % 20 kâr marjı var, reklamlara çok büyük paralar gidiyor, internet reklamlarına fazla para gitmiyor.

Bugün biz hafta sonu iki büyük gazeteye reklam verdik, dönüşü yok. Benim internette müşterim daha çok var ama bugün görsel gazetelerde, görsel ve yazılı basında hakikaten reklamlar çok pahalı. Onlar da haklı. Herkes bir ekmek parası peşinde. Ama inşaat sektöründe bu para yok. Bugün gazete reklamlarından da dönüş niye alamıyorsunuz? Çünkü açıyorsunuz, çarşaf çarşaf ilanlar var gene. İnşaat sektörü öne çıktı da medya da para kazanıyor. Ama, millet şunu bilsin, karşıdaki firma çok güzel reklam yapıyor, reklamda çok tanınmış simaları oynatıyor, işte benim firmam böyledir, benim firmam büyük bir firma… Reklam hiçbir zaman firmayı büyütmez. Şimdi borsaya açılacak şirketler niye reklama girer? Tanınırlığını artırsın, borsaya açılsın. Lütfen diyorum ki mutlaka ama mutlaka daire alacak yatırımcı; firmanın bir önceki yaptığı tüm projelere baksın. İskanı alınmış mı, kat mülkiyeti kurulmuş mu, bahçeler yapılmış mı, otoparklar yapılmış mı ve bodrumlar nasıl? Bodrumları mutlaka gezsin. İzolasyonlar nasıl? Yağmurda su almış mı? Çünkü inşaatın ömrünü azaltan şey, nem ve rutubettir. Bunlara çok dikkat etsinler, çok üzülerek söylüyorum maalesef dikkat edilmiyor. insanlar geliyor, bakıyor ve diyorki sizde çok pahalı, sizin yanınızdaki firma şu fiyata satıyor.

Nihan Urel :Teknik olarak kaç kat için bir kat bodruma inmek gerekir?

Hamit Demir: Eğer bir bina kibrit kutusu gibi kendi içinde gidiyor, altında da bodrumu kendi oturduğu alan kadarsa ondan uzak dursunlar, bodrumlar yaygınlaşmalı bodrumlar mutlaka birbirine bağımlı olmalı, yani mevcut arazinin, bir binanın çapının en az 2 katı bodrum yaygınlığı olması lazım. İkincisi bu bölgelerde ve diğer bölümde eğer arazide diyelim 10 dönüm bir arazinin müteahhit tamamını 2 bodrum yapmş, üstüne kulelerini çıkmışsa o binadan korkmaya gerek yok. İki tane bodrum yapmış , üç tane bodrum yapmış parayı bodruma gömmüş zaten. Kibrit kutusu gibi bir bodrum üzerine çıkan binalar çok tehlikeli binalardır.

Nihan Urel: Burada zemin önemli değil mi?

Hamit Demir: Kesinlikle çok önemli

Nihan Urel : Bodrumu üç kat yapmıştır ama zemin deredir. Burada 2 kat kriter mi?

Hamit Demir: Zemin raporu çok önemli. Zemin raporlarında eğer siz ne kadar inebiliyorsanız, raporunuza göre bodrum inersiniz. Zemininiz sağlamsa, otoparkınız da yetiyorsa, bir kat bodrum da yapabilirsiniz.
Biz Ayışığı Vadi’de 3 kat bodrum yaptık. Her bloğun altında da 185 tane, 85 cm. çapında 14 metre boyunda kazıklar var. Yani biz bir projeyi yaptığımız zaman bilgisayarlara yüklediğimizde 9.5 şiddetinde deprem vererek test ediyoruz insanın midesi bulanıyor. Testini yapıyorsunuz, yapmak zorundasınız. Bunu yaptığınız zaman zemin raporu sizi taşıyacak alttaki zemini veriyor. Misal Ayışığı Vadi’de bize 2.1 verdi. Ama bizim Ayışığı Vadi’deki yerimiz 2.7 çıktı. Yani zemin projemizden de daha iyi çıktı. Ama biz ona rağmen ( ben depremden çok korkuyorum ) her bloğumuzun altında kazıklarımız vardır.
Çünkü insanların rahat uyuması sizin boynunuza vebaldir Onların sizin üstünüzdeki hakkıdır. İlla birinin hakkını yemek, cebinden para almak değildir. İnsana çürük bir mal verdiğiniz zaman çürük bir daire teslim ettiğinizde onun içinde yaşadığında deprem sırasında yaşadığı sıkıntı, bunların hepsi üstünüze vebaldir. Tüketiciler özellikle daire alırken ben herkese diyorum: “Ucuz konut arayacağınıza, gidin deprem öncesi yapılan bazı konutlar var onları alın onlar bunlardan daha iyidir” diyorum.

Nihan urel : Peki gelelim yeni projenize. Beylikdüzü'ndeki bin dairelik projenize?

Hamit Demir: 35 dönüm kendimize ait, bir arazi.

Nihan Urel : Ne zaman aldınız?

Hamit Demir : Tapularını yeni aldık. Şu an proje çalışmaları devam ediyor. Çok güzel proje hazırlıyoruz orada, gerçekten Beylikdüzü standartlarını zorluyoruz. Şu ana kadar hiç yapmadığımız akıllı ev sistemi şeklinde oluşturuyoruz. Bahçeden giren dubleksler, bahçe villaları şeklinde 8 bloktan oluşuyor. Yaklaşık 900 daire. Altında iş yerlerinin ve çok güzel bir spor kompleksinin olduğu bir site yapıyoruz. Çocukların servis odalarından, bilgisayar langırt odalarına kadar, bayanların gün odalarına kadar, sinema salonu, tiyatro alanına kadar, dans ve bale salonlarına kadar… Bunların hepsini düşündük. Bilardo salonu, tenis kortları, basket sahaları, yürüyüş parkurları, çok güzel restorantları ve kafeleri, çok yeşil alan ve çok su oyunlarının olduğu, anfitiyatroların olduğu bir site oluşturuyoruz. Genelde iki girişli olan tamamen bahçe, çok üst düzey güvenlik sistemi olan bir site yapıyoruz. Olmazsa olmaz orda her şey var.
Geçenlerde Beylikdüzü Belediyesi’ne bir sunum yaptık. Belediye Başkanı sevgili dostumuz dedi ki; “Hamit Bey o kadar güzel bir site yapmışsınız ki, böylesi daha önce olmadı burada.” “İnşallah bir ilk yapacağız, çok da güzel olacak.” Dedim. Böyle bir sitenin oluşumunu hazırladığımız için onlar da çok sevindiler. Sizlerin aracılığı ile de duyurumuzu yaparak, Nisan ayında başlayacağız. Şu an ruhsat çalışmaları ve projeler devam ediyor. Yakında satış ofisleri hazırlanacak. Nisan ayında da bankalarla da anlaşmamızı yaparak süratli bir şekilde hafriyatına başlayıp devam edeceğiz.

Nihan Urel : Şu an ön talep aldınız mı ?

Hamit Demir: Ön talep almaya başladık. Zaten bundan önceki projelerimizde de ön talep alıyorduk. Ön taleplerde ne yapıyoruz? Vatandaş geliyor, beğendiği daireyi söylüyor, sadece bir kapora veriyorlar, sözleşme yapıyorlar, paralarını almıyoruz. Ne zaman inşaata başlayıp ruhsatını alıp başladığımız zaman, tapu verecek seviyedeysek, müşteriyi o zaman çağırıyoruz. O zaman geldiğinde de daire %20 ile % 25 zaten prim yapmış, çok büyük kazanmış oluyor. Verdiği 2000 liralık 3000 bin liralık kapora ona çok büyük kâr getiriyor. O yüzden şimdiki ön talepleri aldık. Bu bir hafta içerisinde elliye yakın ön talep alındı. Bunların içinde eski müşterilerimiz var ve benim 17- 18 tane çok sevdiğim üst düzey yöneticilerin de olduğu bir grup daha var. Şu an kimseye duyurmadık. Bugün bir medya kuruluşuna söyledim bir de size söylüyorum. Daha ismini bile açıklamıyoruz. Yakında en kısa zamanda Nisan ayı gibi sizlerin aracılığı ile çok güzel bir açılış kokteyli ile duyuracağız, temellerini atacağız süratli bir şekilde yapacağız. Müşterilerimiz, burada sizin aracılığınızla, tekrar ediyorum ön talepte sadece gelip daireleri görüyorlar bakıyorlar, hiçbir ödeme olmadan şu anki fiyatta donduruyorlar.

Nihan Urel: Şu an bir ödeme tablonuz var mı?

Hamit Demir: Diyelim ki Nisan’da başladı, Mayıs’ta ödemesini yapacaksa, ödemeyi de şimdiden belirliyor. Nedir? 20 ay mı? 30 ay mı? 40 ay mı? Ne kadarı kredi, ne kadarı peşinat? Nasıl ödeyecek? Bunu belirliyor, bir kapora veriyor, sözleşmesini yapıyor gidiyor. O gün geldi, müşteri daireyi almadı; derhal kaporası hesabına geçiyor, hiçbir kaybı yok ama aldığı zaman 100 bin liralık bir dairede bile vermiş olduğu 2000 lira ile 15 bin lira kazanmış oluyor.

Nihan Urel: Beylikdüzü'nde fiyatlar nedir?

Hamit Demir: Beylikdüzü'nde fiyatlar metre bazında, metrekare bazında. Çünkü çok lüks proje üretiyoruz. 2000 ile 2500 TL arasında vadeli şeklinde, ama ileride daha iyi fiyatlara çıkacağına inanıyoruz

Nihan Urel: Metrekarelerin 1 + 1 . 2 + 1. 3 + 1 dağılımı nasıl olacak?

Hamit Demir: 1+ 1 den 5+ 1 e kadar daire var. Bir de Beylikdüzü'nde en önemlisi şu; ilk defa 2+ 1 daireye ebeveyn banyoyu biz koyduk. 2005’teki projemizde hazırladık ve ondan sonraki süreçte hep 2+ 1’lere ebeveyn banyolar, kilerler koyduk. Ayrıca burada biz 3+ 1’lere ve 4+1’lere yardımcı odaları koyduk çünkü her evde artık bir yardımcı var. Bir de bizim özelliğimiz şu; balkonlar bizim için çok önemlidir. 4 +1’ler ve 5 + 1’lerde bunu yaptık. 2008’lere kadar Beylikdüzü’nde küçük daire çok revaçtydı ama 2010’dan sonra artık büyük daire revaça geçmeye başladı. Şimdi Beylikdüzü’ne bir bakıyorsunuz B ve B’nin üstündeki insanlar gelmeye başladı. Daha önce çok ucuzcu bir kesimdi. Şimdi bakıyorsunuz, İstanbul’a iş yapan kesim geliyor. Beylikdüzü'nde çok güzel bir proje hazırladık, gerçekten nefis 4+1’ler hazırladık. Geçen gün ben şoke oldum. 4+1’i bir müşterimiz hemen ayırtmış, ünlü bir basketçi arkadaşımız var, eski basketçilerden Taci Çıpa. O arkadaşımız bugün geldi, daire almak istediğini söyledi. Kendisi şu an Galatasaray Engelliler Voleybol Takımını’nda koç. Dubleks almak istiyoruz dedi. Henüz daha hafriyatları çıkmamışız, bu arada eşi dedi ki “Bir tek sizin o projeniz beni buraya getirdi, başka türlü ben İstanbul içinden buraya gelmem ama projenize bayıldım.” Arkadaşlar sunumunu yapmışlar, çok beğenmişler o yüzden. Biz orada engeliler için avantajlar yaptık, bir de o sitemizde yangın asansörü ve yük taşıma asansörlerini ayırdık, insan asansörü ile yangın ve yük taşıma asansörleri oluşturduk. Çok büyük bir eşya taşınırken insanların kullandığı asansörle değil yük asansörleri ile taşınacak. Nakliyeciler direkt otoparklardan giriş ve çıkış yapacaklar. Bahçelerden de girişi- çıkışı taşımada yasaklıyoruz. Çünkü sistemi ve projeyi tamamen ona göre hazırladık.

Nihan Urel: Açık otopark var mı?

Hamit Demir: Açık otoparkımız da var ama kapalı otoparkı burada çok fazla tuttuk. Çünkü oradaki daireleri biraz daha lüks yaptığımız için, insanların en az iki arabası olacağını düşünerek, iki kat otopark yaptık. Yaklaşık 900 dairenin içinde 1380 otoparklık alanımız var, bu şekilde tasarruf yaptık.

Nihan Urel: Projede 1+ 1 ve 2 +1 dairelerin yoğunluk oranlarıı nedir?

Hamit Demir: % 20’si 1+1, % 30’u 2 +1, geri kalan % 50’si de 3+1, 4 + 1, 5+ 1 şeklinde devam ediyor.

Nihan Urel: 1+ 0 çok moda oldu. Hiç koymadınız mı?

Hamit Demir: 1+0 daireleri projemize koymuyoruz. Çünkü biz bunu kabul etmiyoruz. Bizde 1+1 alanlarda genelde çocukları için, ya da yaşlı anne babası veya başka birileri için alıyor. Bir de katlarda birer tane 1 +1 koyuyoruz. Bir tane 1+ 1, 2 tane 2+1, 3 tane 2+1, 2 tane 3 +1 şeklinde karma yaptığımız için soyutlamıyoruz. Ne oluyor? Müşteri 3 +1’i alırken annesi babası yaşlı ise, yandaki 1+1 daireyi de ona alıyor veya yetişkin kızı veya oğlu varsa ona için alıyor.
Nihan Urel: Bunun dışında başka projeleriniz var mı? Avrupa ve Anadolu Yakası’nda?
Hamit Demir: Hadımköyü yolu üzerinde güzel bir projemiz var, tasarlıyoruz. O da 42 dönüm bir arazi. 2012 yılında tasarlayıp 2013 yılında başlamayı hedefliyoruz, çok güzel bir proje

Nihan Urel: Satın mı almayı düşünüyorsunuz?

Hamit Demir: Orayı kat karşılığı satmıyorlar. Anadolu Yakası’nda da Bağdat Caddesi’nde bir projemiz var. Çoktan beri ilgileniyoruz. Yaklaşık 96 tane dairenin ikamet ettiği, 4 bloğu alıp, yıkıp yerine çok güzel iki tane kule yapmayı hedefliyoruz, Ama %90 ile mutabakatı sağladık % 10 gibi mutabakat sağlayamadığımız bir kesim var, onlarla mutabakat sağlamaya çalışıyoruz. Onun haricinde her şey gayet güzel. Anadolu Yakası’nda, İzmir’de, Antalya’da yer arıyorum. Bizim Ukrayna’da çok güzel yatırımlarımız var. 2008 krizinden önce Ukrayna’nın Vinisa şehrinde yer almıştık, bir ortak grupla oraya AVM ve Otel yapacaktık. Sonra 2008 krizi ile beraber orayı biraz durdurduk. Krizden sonra 2009’da Ukrayna’da, Kiev’de hayli bir toprak aldık. Yaklaşık 500 dönümü kendimize ait. Kiev’e 34 km mesafede. Arazimizin şu anki çevresinde çok büyük kentleşme ve villa projeleri var. Zaten ben Ukrayna’nın geleceğinin 2012 ve 2013’te iyi olacağını öngörüyorum. 2013’te de oradaki projeleri hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Çünkü Avrupa’da krizler yaşanıyor. Türkiye çok şükür bu konuda çok şanslı, çok iyi durumdayız, çok istikrarlı bir siyaset var. Ama Ukrayna da Avrupa’dan kötü durumda değil. Ben gelecekte Ukrayna’nın da bizim için iyi bir pazar olacağına inanıyorum. Orası için AVM projesi ve otel projemiz, artı villa ve konut projemiz var.

Nihan Urel : 500 dönümlük yeri ne zaman aldınız?

Hamit Demir: 2009 yılında aldık, 2007’de çok sevdiğim değer verdiğim bir arkadaşım dedi ki: “Ben Ukrayna’da bir yer aldım. Gelip bakar mısın? Ortak arıyorum.” Gittim. Baktım çok hoşuma gitmişti. Şehrin merkezinde, 22 dönüm, yaklaşık 700 bin nüfusu olan Vinisa şehrinde. “Alalım” dedim. Bir de analiz yaptık, baktık çok güzel, çevresinde 7 -8 tane de üniversite var. Gittik aldık. Ama 2008’de kriz olunca her şey otomatikman durdu. Projeleri de durdurduk. O dönemde Kiev’de de 500 dönüm olan bu araziye biz talip olmuştuk. Arazi aldığımız fiyatın yaklaşık 10 katı daha fazla idi. 2008 öncesi diyelim ki metrekaresi 10 dolarsa, o zaman 100 dolardı. Sonra biz talip olduk, alamadık. Krizden sonra 2009’da korkunç derecede arsa fiyatları düştü. Çünkü kominizimden ayrılan bir ülkeydi, araziler ve topraklar çok kesimlere bedavaya kalmıştı ve sattılar. Biz de bu arazileri gittik, şirket olarak aldık. Çok iyi de dostluklarımız oluştu. Meclis Başkanı Yardımcısı çok iyi bir dostumuz, milletvekili dostlarımız ve çok iyi bir avukatımız var. Ben 2012 ve 2013’te çok güzel şeyler yapacağımızı düşünüyorum ve Ukraynanın da geleceğinin parlak olacağına inanıyorum.

Nihan Urel: Mütekabiliyet yasasını sormak istiyorum. Ne düşünüyorsunuz? Hepimizin, sizlerin tek tek dairelerini etkileyecek mi ? Bir anda fiyatlar fırlayacak mı?


Hamit Demir: Kesinlikle bu fırsattır. Şu an inşaat sektöründe fiyatlar aslında çok pahalı değil, yani siz çok lüks bir daire yapıp 2 bin liraya satıyorsanız gerçekten bu maliyetlerinde pahalı değil. Ancak, 3000- 3500 liraya sattığınız zaman, para kazanırsınız tabi ki bunun sistemin yerleşebilmesi için içimizdeki mevcut çürüklerin de yok olması lazım. Süreç içerisinde bu çürüklerin de dökülmesi ile beraber, ben bunun bizim için, inşaat sektörü için çok olumlu olacağına inanıyorum. Fiyatlar artacak, kârlılık artacak, değerlenecek bu bizler için çok iyi olacak.