Cumhurbaşkanı Erdoğan muhtarlara seslendi
Cumhurbaşkanı Erdoğan 20. muhtarlar toplantısında konuştu. Erdoğan, BM'nin 'sınırınızı açın' çağırısına çok sert yanıt verdi.
İşte konuşmasından satır başları:
Türkiye ne zaman yağa kalksa hep aynı oyun sahneye konuluyor. 2023 hedeflerine yürüyen Türkiye'nin bugün bir kez daha aynı çelme takılmaya çalışılıyor. Bölücü terör örgütnün yeniden silaha sarılmasının perde arkasını gayet iyi biliyoruz. Burada sizin önünüzde bir kere daha söylüyorum 'başaramayacaklar' Milletimizi bölemeyecekler, ezanları susturamayacaklar.
Karşımıza hangi piyonlar çıkarsa çıksın, gücümüz var. PYD terör örgütü değildir diyorlar bal gibi de terör örgütüdür. PKK nasıl terör örgütüyse PYD'de de terör örgütüdür.
Şu hale bakın nen günlere kaldık. ABD yetkilileri kalkıyor diyor ki biz onları terör örgütü olarak görmüyoruz. Ey Amerika siz bizimle mi birliktesiniz PYD terör örgütüyle mi. Ey Amerika! Ne PKK'yı bize tanıtabilirsiniz, ne PYD'yi bize tanıtabilirsiniz, ne YPG'yi bize tanıtabilirsiniz. Bunları biz gayet iyi biliriz. DAEŞ'i de biz biliriz, bunları da biz biliriz. Ama bunların hiçbirini bugüne kadar tanıyamadınız. Tanıyamadığınız için bölge kan revan içinde."
Sizler her mahallenin cumhurbaşkanısınız. Siz seçilmişsiniz, atanmış değilsiniz. Sizin seçenlerin en önemli temsilcisi sizsiniz. Demokrasinin en uç ayağısınız.
Çocukları kadınları kullanmaktan çekinmeyen örgüte insan hakkı savunucuları tek bir söz söylemiyor. Avrupa ülkelerinin bir kısmı çeşitli gerekçelerle aynı hatayı ısrarla sürdürüyor. O akrep bir gün onları da sokacaktır. Çünkü onların karakteri öyledir. 'Düşmanımın düşmanı dostumdur' basitliği müttefikliğe yakışmaz. Suriye'de yapılan işin adı, işte budur"
DAEŞ'le mücadele bahanesiyle bölgeye yerleşip, Suriyeli çoluk çocuğu katledenleri dünyaya ifşa etmeye devam edeceğiz.
Suriye'de yaşanan hadise bir tehcir. BM, kapıdakileri içeri alın diyor. Sen ne işe yarıyorsun? O kadar insanı evimize biz aldık ya. Siz ne aldınız, hangi ülke ne aldı? 3 milyon insanı evimize biz aldık. Siz ne aldınız? Yaptığımız harcama 10 milyar dolara ulaştı. Avrupa geliyor kampları görüyor, hala plan proje getir diyor, bırakın bu işleri, siz dalga mı geçiyorsunuz?
Rasyonel çözüm tekliflerimizin hayata geçirilme zamanı gelmiştir. Kimsenin canı kimseden kıymetli değildir. Suriye'de ölenlerin canını Avrupa'da ölenlerin canından daha az değer vermek insanlıktan nasibini almamış demektir.
Suriye'deki ateşi harlayanlar bir gün o ateşte yanacaklardır. Unutulmasın ki mazlumun ahı yerde kalmayacaktır.
Terörle mücadelede siyasiler, sivil toplum, akademisyenler devletin yanında mücadele vermiyor.
Terör operasyonları sadece 2 partinin Genel Merkezi'ni rahatsız ediyor. Biri Kandil'den talimat alan malum parti, diğeri ana muhalefet partisi. Ana muhalefet partisi milletvekilleri operasyonları toplu infaz şeklinde sunma çabasında. Terör örgütü yanında durarak siyaset yapılmaz. Kongre kazanırsın ama milleti kazanamazsın.
Dünya yanıyor, ana muhalefetin tek derdi fotoğrafın kimin indirdiği. 50 gündür fotoğrafın kimin indirdiğini çözemeyenin, ülke sorununu çözmesi beklenmez.
Aynı çarpık anlayış başkanlık sistemi ve anayasa konusunda da kendisini gösteriyor. Gelin yenisini yapın diyince işi yokuşa sürüyorlar. Masaya oturmadan masayı devirme çabası içindeler. İş lafa gelince mevcut sistemden şikayet ederler, gelin düzeltelim diyince ipe un sererler. Bunların sorun çözme gibi derdi yok. Çünkü kendileri sorun. Sürekli yaraları kaşıyarak kanatmayı siyaset, marifet sanarlar. Biz 13 yıldır milletimizi birleştirmenin, Türkiye'nin her köşesine muhabbet mayalamanın peşindeyiz. Biz 79 milyonun kucaklaşmasının mücadelesini veriyoruz.
