Gazete Vatan Logo

Çevik Bir tutuklandı!

Aralarında emekli Orgeneral Çevik Bir’in de bulunduğu 9 emekli asker tutuklandı

Özel yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekilliği’nin yürüttüğü 28 Şubat Soruşturması kapsamında, nöbetçi
hakimlikte serbest bırakılan 3 zanlıya, adli kontrol hükümleri uyarınca ”yurtdışına çıkış yasağı” konuldu.

Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Nöbetçi Hakimliği, savcıların tutuklanmalarını talep ettiği 12 zanlıdan Ümit Şahintürk ile Necdet Batıran ve Hamza Özaltun’un, ”mevcut delil durumunu” dikkate alarak, serbest bırakılmasına karar verdi.

Ancak nöbetçi hakimlik, bu şüphelilerin yurtdışına çıkışlarına, CMK’nun adli kontrol hükümlerine ilişkin 109/3 (a) maddesi uyarınca, yasak getirdi.

Emekli Orgeneral Çevik Bir, emekli Tuğgeneral Ünal Akbulut, emekli Kıdemli Albay Serdar Çelebi, emekli Albaylar Yüksel Sönmez, Yahya Cem Özarslan, Ruşen Bozkurt, Oğuz Kalelioğlu, Cengiz Çetinkaya ve Alican Türk’ün ise ”haklarında kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların bulunması, sevk
maddelerindeki eylemler için öngörülen cezanın alt ve üst sınırları ve bu maddelerin kaçma kuşkusu doğurması ile adli kontrol kararı verilmesinin yetersiz kalacak olması” gibi nedenlerle tutuklanmalarına karar verildi.

”28 Şubat” soruşturması kapsamında gözaltına alınan 29 kişiden, dün de 9’u tutuklanmıştı.

Hakkında gözaltı kararı bulunan 2 şüpheliye ise henüz ulaşılamadı.

SİNCAN CEZAEVİ'NE GÖNDERİLDİLER

Emekli Orgeneral Çevik Bir’inde aralarında bulunduğu, tutuklanmasına karar verilen 9 kişi, tutuklama müzekkerelerinin yazılması sonrasında, Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne ait 2 minibüsle Sincan Cezaevi’ne götürüldü.

Tutuklular adliye önünde minibüse bindirilirken, bekleyen bir kişi, ”Baba, seninle gurur duyuyoruz” diye bağırdı.

ÇEVİK BİR'İN SAVUNMASI: YAPMASAYDIM SUÇ OLURDU

28 Şubat soruşturmasının bir numaralı ismi Çevik Bir, dün sabah emniyetteki sorgusunun ardından adliyeye götürüldü. Savcının Batı Çalışma Grubu, Batı Eylem Planı, Sincan’da tankların yürütülmesi gibi çok sayıda soru sorduğu Bir’in, “Yapmasaydım Anayasa’ya göre suç işlemiş olurdum” cevabını verdi. Savcılık, Bir ve 11 emekli subayı ‘tutuklama’ istemiyle nöbetçi mahkemeye sevk etti...

28 Şubat soruşturması kapsamında gözaltına alınan 28 emekli askerden 9’u tutuklandı, 7’si mahkeme tarafından serbest bırakıldı. Emniyet sorguları tamamlanan aralarında dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Çevik Bir’in de bulunduğu diğer 12’si de dün sabah adliyeye götürüldü. Çevik Çevik Bir’e, savcılık sorgusunda 28 Şubat süreciyle ilgili çok sayıda soru yöneltildi. Edinilen bilgilere göre emekli orgeneral sorulara, “Yapmasaydım suç işlerdim. Bu Anayasa’ya göre suç olurdu” cevabını verdi.

‘BÇG’nin icra yetkisi yoktu’

Yine soruşturmanın kilit isimlerinden olan ve kritik belge konumundaki “Batı Çalışma Grubu Eylem Planı”nın altındaki imzasının sahibi emekli Tuğgeneral İdris Koralp de mahkemesindeki savunmasında çarpıcı cevaplar verdi. Koralp’in “BÇG’nin (Batı Çalışma Grubu) MGK kararı çerçevesinde oluşturulduğu kanaatindeyim” dediği öğrenildi: “BÇG’nin bahsi geçen faaliyetleri icra yetkisi yoktur. Genelkurmay adına faaliyet raporlarını derler. MGK kararı, Başbakanlık, bakanlıklar tarafından da genelgelerle vali ve bütün devlet kurumlarına yayımlanmıştır. Esas icradan sorumlu Başbakanlık ve bakanlıklarla birlikte her ay toplantı ile değerlendirme yapan MGK’dır.”

‘Fişlemeye müdahale ederdim’

Dolayısıyla kendim İç Güvenlik Harekat Dairesi Plan Şube Müdürü olarak ana faaliyetimizin iç güvenlik harekatına - ki o günlerde Güneydoğu’daki terör olaylarının yoğunluğu da dikkate alındığında- yüzde 90 çalışma zamanımızı terör olaylarına ayrıldığının dikkate alınmasını isterim. Gerek şubemde gerekse bana bağlı üst makamlarda hiçbir fişleme işlemine şahit olmadım. Olsaydım da müdahale ederdim. Sonuç olarak bizim esas görevimiz terörle mücadelenin planlanmasıdır. Ben bahsedilen faaliyetlerle birlikte bana atfedilen suçlamaları kabul etmiyorum. TC aleyhine hiçbir suç işlemedim. Kendi şubemin proje subaylığı ve üst makamlarla birlikte hiçbir zaman da Türkiye Cumhuriyeti aleyhine bir faaliyeti de gözlemlemedim ve de duymadım.”

‘BÇG’ye emirle girdim’

Edinilen bilgilere göre şüpheli emekli Binbaşı Salih Eryiğit de BÇG içerisine emirle girdiğini söyleyerek, orada hangi görevleri yaptığını şöyle anllattı: “Şu işleri yapmaya başladım; birincisi günlük gazeteler geliyordu. Tüm gazeteleri okuyordum. Bu gazetelerin içerisinde TSK ve Atatürk’e hakaret içeren herhangi bir husus olup olmadığını anlamaya çalışıyordum. Köşe yazarlarını okuyordum ama o güne siyasetle ilgilenmediğim için kimin ne yazdığını bilmiyordum. Somut bir şey olursa üstümüze söylüyordum. Basına verilen brifinglerden bir bilgim yoktur. Yaptığım iş bu tür basın yayın organlarını takip etmekti. Bir radyom bile yoktu. Bir tane televizyon vardı.”

‘Ben Kuzey Irak’taydım’

Emekli Tuğgeneral şüpheli Abdullah Kılıçarslan’ın mahkeme savunmasında şunları söylediği öğrenildi: “Belirtilen tarihte ÖKK Kurmay Başkanlığında görev yaptım. Özel Kuvvetler Komutanlığı, karargahın dışında olan bir birimdir. Benim maddi olarak her iki yerde bulunmam mümkün değildir. Bu yıllar terörle mücadele yıllarıdır. Operasyon görevi konumuyla Kuzey Irak ve Silopi’de de bulunmaktaydım. Dolayısıyla da komutanlık görevini üstleniyordum. Varlığı iddia edilen Batı Çalışma Grubu’nda hem bu görevleri yapıp, hem de orada olmam maddi olarak mümkün değildir.”

‘Kurmay albayım, binbaşı değil’

“Ayrıca, bana savcılık ve Emniyet’te gösterilen bir takım belgeler de imzasız hangi emrin eki olduğu belli olmayan, hangi makama yazıldığı belli olmayan ve üstelik de ÖKK’ya dağıtımı yapılmayan belgelerdir. Yine bana gösterilen belgelerin birinde imzasız olan bir belgede teşkilat şeması içinde Özel Plan Subaylığı görevi gibi bir görev adledilmekte ve karşısında “Binbaşı” yazılmakta. Benim rütbem kurmay albay olduğu için binbaşı rütbesindeki görevi yapmam mümkün değildir.”

‘BÇG faaliyete başlayınca...’

Şüpheli emekli Albay Ahmet Nazmi Solmaz’ın BÇG’yi bildiğini, ancak görev almadığını söylediği öğrenildi: “BÇG bizim dairenin Plan Şubesi’nde oluşturulduğu, ancak Plan Şube’deki bu faaliyetler gizli olarak yapıldığı için ne Plan Şube Müdürlüğü’nce, ne Daire Başkanlığı’nca bana bilgi veriliyordu. Plan şube ile BÇG faaliyetlerinin de aynı salonda yapıldığını görüyorduk. BÇG faaliyetlere başlayınca, benim bölümüm dışarıda kaldı, arayı kapattılar. Biz ayrıldık oradan, Plan Şube’den geçemiyorduk. Dolanarak, kendi odama giriyordum... Ben hiçbir zaman BÇG’da görev almadım.”

‘MGK’ya bilgi geçildi’

Şüpheli emekli Albay İbrahim Selman Yazıcı’nın mahkeme savunmasında, BÇG’yi Genelkurmay Başkanlığı’nda oluşturulan bir çalışma grubu olduğunu söyleyek, “Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği’nde görevli olduğum için Genelkurmay ile organik bir bağı yoktur. Evraklara baktığınız zaman bütün evraklar, MGK Genel Sekreterliği’ne bilgi olarak geçilmiştir. Ben de toplantılara temsilci olarak katıldım. Herhangi bir şekilde, icrai faaliyetim olmamıştır. BÇG, göndermiş olduğu evraklarla MGK Genel Sekreterliği’ni bilgilendirmiş ve bizden de herhangi bir şekilde katkıda bulunmamızı istememiştir” dediği öğrenildi.

‘Çevik Bir’den şikayetçiyim’

Şüpheli M. Kemal Savcı’nın ise savcılık sorgusunda Çevik Bir’den şikayetçi olduğu öğrenildi. Savcı, BÇG’nin Personel Başkanlığından istenen iki personel için müdür ve kendi isminin kendisinin habersiz bildirildiğini iddia ederek, “Beni bu konuda mağdur eden BÇG’yi kuran ve yöneten Org. Çevik Bir ve ismimi bana bildirmeden veren Kurmay Albay Cihangir Aksit’ten şikayetçiyim” dediği öğrenildi.

Özkasnak da soruldu

Şüphelilere Çevik Bir’in yanısıra Çetin Doğan, Kenan Deniz, Fevzi Türkeri, Erol Özkasnak, İdris Koralp ile birlikte görev yapıp yapmadıkları da soruldu. Edinilen bilgiye göre, “Bu kişilerle birlikte görev yaptınız mı? Yaptıysanız hangi dönemlerde ve ne görev yaptınız? Yapmadıysanız bu şahısların nerelerde görev yaptıklarını biliyor munusunuz?” sorusu soruldu.

’Anayasal yetkimi kullandım’

Çevik Bir’in de aralarında olduğu şüphelilerin savcılık sorgusu saat 22.00 sıralarında tamamlandı. Dün sabah savcılığa sevkedilen Bir’e Batı Çalışma Grubu ile alakalı onlarca soru sorulduğu öğrenildi. Bir’in yaklaşık 9 saat süren savcılık sorgusundaki ifadesinde, Anayasal yetkilerini kullandığını belirttiği ve BGÇ’nin, MGK tarafından verilen kararlar çerçevesinde faaliyette bulunduğunu söylediği öğrenildi.

Bir ve 11 askere ‘tutuklama’

Çevik Bir ile birlikte dün savcılıkta ifadesi alınan 13 şüpheliden tutuklanması istenenler şunlar: Emekli Tuğg. Ünal Akbulut, emekli albaylar Cengiz Çetinkaya, Ruşen Bozkurt, Yüksel Sönmez, Yahya Cem Özarslan, Ali Can Türk, Serdar Çelebi, Oğuz Kalelioğlu, Ümit Şahintürk, emekli başçavuşlar Hamza Özatan, Necdet Batırhan. Savcılık, emekli Astsubay Ahmet Tarık Yelkenci’yi ise serbest bıraktı.

‘Namaz kılar, oruç tutarım’

Emekli askerlerden bazıları da kendilerinin de dini inançlarının güçlü olduğunu söylediği öğrenildi. İşte birkaçı:

Abdullah Kılıçarslan: Darbelerin ve bu tür olayların ne ülkeye ne de TSK’ya hiçbir fayda getirmediğini bizzat gördüm ve yaşadım. Hem fikir olarak hem de zikir olarak darbelere karşı bir insanım. İnancım gereği ulu emre itaat eden bir insanım.

Aslan Daştan: Benim nasıl birisi olduğumu zaten biliyorlardı. Alkol kullanmam ve oruç tutmam hor görülmekte idi. Beni tanıdıkları için böyle bir göreve vermeleri zaten mümkün değildir.

Aydın Karaşahin: Hukuka ve demokrasiye saygılıyım. Ayrıca milli ve manevi değerlere saygılı bir düşünceye sahibim.

- A. Yavuz Gürcüoğlu: Ben insanın yaptığı göreve ve davranışlarına bakarım. Arkadaşlardan namaz kılan, oruç tutanlar var. Ben de inançlı biriyim. Namaz kılar, oruç tutarım. İrticai görüş ve eğilime sahip olmaktan kastedilen nedir bilmiyorum.

‘İran’da alkol ve uyuşturucuya destek verelim’

28 Şubat soruşturması kapsamında 27 Mayıs 1997 tarihli Çevik Bir imzalı Genelkurmay Başkanlığı Batı Eylem Planı başlıklı yazı ile 19 sayfadan oluşan, İdris Koralp imzalı Batı Çalışma Konulu Eylem Planı belgesinin detayları ortaya çıktı. Gözaltına alınan ve tutuklanan şüphelilere, emniyet, savcılık ve yedek hakimlik sorgularında bu belgelerdeki planlara ilişkin sorular yöneltildi. Koralp’e İran rejiminin zayıflatılmasına ve İran’ın uluslararası alanda zayıflatılmasına yönelik sorular da soruldu. İşte bu belgelerdeki şok edici ayrıntılar:

MEDYAYA KISKAÇ: Laiklik aleyhtarı yayın yapan radyo, televizyon ve yazılı basın neşriyatını takip etmek ve izlemek, yayınların kanunlara uygun olup olmadığını tespit etmek, varsa yasalara aykırı hareket edenler hakkında ilgili mülki makamlarla koordine ederek, tahkikat başlatmak.

İRTİCAYA TOPYEKÜN EYLEM: Cumhuriyetin temel nitelikleri olan Atatürk Milliyetçiliğine bağlı, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti olma özelliklerini muhafaza ve devam ettirmek maksadıyla; Siyasi partiler, Üniversiteler, Sendikalar, Demokratik kitle örgütleri, Kadın ve gençlik teşekkülleri, Medya vasıtasıyla kamuoyunun olumlu yönlendirilmesini sağlamak ve her düzeyde yapılacak bilimsel toplantılar (panel, sempozyum, açık oturum, konferans v.s) gösteri ve mitinglerle halkın tepkisini sağlamak.

TARİKATLARA DENETİM: Tarikatlara bağlı ve onların kontrolünde olan özel yurt, vakıf, okul ve dersanelerin;

- Yeni amacı, öğrenci miktarı ve yöneticilerini tespit etmek

- Bunları finanse eden kurumları ve yöneticileri belirlemek

- Bunların zararlı faaliyetleriyle, zayıf ve hassas yönlerini tespit etmek

- Bunların haberli ve habersiz denetimlerinin ve özellikle mali açıdan denetiminin ilgili makamlarca yapılmasını sağlamak

- Bu kurumların zararlı faaliyetleriyle zayıf ve hassas yönlerini ve zaaflarını, medyayı kullanmak suretiyle afişe etmek ve halkın gerçekleri öğrenmesini sağlamak.

- Sivrilmiş, fanatik irticai lider ve yöneticileri pasif hale getirmek maksadıyla uygun hareket tarzları geliştirmek.

İRAN’DA REJİMİ ZAYIFLATMALI: İran’dan kaynaklanan tehdit ve tehlikenin diyalog yoluyla makul çerçeve içinde tutulamaması halinde tedbirler almak. İran’daki rejimin zayıflatılması için alkollü içki ve narkotik maddelere alışkanlıklarını sağlayacak faaliyetleri desteklemek.

DİZİLERE “LAİKLİK” AYARI: Yayınlanılması istenen konuları tespit etmek, bu konularda uygun senaryoları oluşturmak için yarışmalar düzenlemek, yapım için profesyonel şirketleri kullanmak, toplumun büyük kısmı tarafından ilgiyle izlenen yerli dizilerin (Süper Baba, Tatilciler, Bizim Aile v.b) yapımcıları ile görüşerek konular arasına laiklikle ilgili temaların sokulmasını sağlamak.

ACZMENDİLERİ GÜNDEMDE TUTALIM: Basın ve yayın organlarında “Aczmendi”, “Üfürükçü Hoca” v.b konuların sürekli gündemde tutulması.

n Devrim yasalarının uygulanması görevinde yapılacak eylemlerden biri olarak yasal tedbirlerle sonuç alınamadığı takdirde psikolojik ve örtülü harekat icra etmek, bu eylemin Genelkurmay Psikolojik Harekat Dairesi ve Genelkurmay Özel Kuvvetler Komutanlığı tarafından yürütülmesi...

Batı Çalışma Grubu Kriz Masası Kurulu

28 Şubat soruşturmasıyla birlikte Batı Çalışma Grubu Kriz Masası Kurulu başlıklı rütbe, isim, görev yerleri ve dahili telefon numaralarının yazılı olduğu belge de ortaya çıktı: Tümg. Fevzi Türkeri (Gnkur.İsth. ve İKK D.Bşk.), Tümg. Cevat Temel Özkaynak (KKK.liğı İsth. Bşk), Dz. Kur. Kd. Alb. Eser Şahan (Dz.K.K.lığı İsth.D.Bşk), Hv. Plt. Tuğg. Çetin Dizdar (Hv.K.K.lığı İsth.Bşk), Tümg. Hakkı Kılınç (J. Gn. K.lığı Hrk. Bşk), Mustafa Bıyık (J. Asyş. K.lığı), Hv. Kd. Alb. Selman Yazıcı (MGK Gn.Sek), Top. Kd. Albay Yavuz Gürcüoğlu (ÖKK.lığı Tem.), Dz. Kur. Yb. Serdar Çelebi (BB. As. Bşk. Dan Gn. Sek), Tnk. Yb. Mustafa Babacan (Genkur. Bas. Hlk. İliş. D.Bşk.lığı Tem.), Yb. Orhan Nalçıoğlu (Ad. Müş. Tem. Hakim), İsrafil Aydın (KKK.lığı).

‘Andıç için Sakık’ın ağzına silah soktular’

AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, 28 Şubat soruşturmasının önemli delilleri arasında gösterilen ’Andıç’ı, Şemdin Sakık’a zorla imzalatmak için ağzına tabanca namlusunun sokulduğunu söyledi. Yazdığı kitapta bu konuyu anlatan Şemdin Sakık’ın da, Şemdinli olaylarında gündem gelen Astsubay Ali Kaya’nın fotoğraflarını görünce ağzına namlu sokanın bu kişi olduğunu söylediği belirtildi. Andıç’ta tanınmış siyasetçi, işadamı, gazeteci ve yazarların PKK ile işbirliği yaptığı iddialarının yer alıyordu.

Basına verilen brifingler de soruldu

Edinilen bilgiye göre Batı Harekat Konseptinin Mücadele Esaslarının (2-ı) bendinde “irticanın daha fazla değer kazanmasına sebep olan kişi, kurum ve kuruluşların temsilcileri ile basın ve yayın organlarının mensupları aydınlatılmalı ve yönlendirilmelidir” ifadesi doğrultusunda ne tür faaliyetlerin gerçekleştirildiği ve “28 Şubat sürecinde verilen brifingler bu maksatla mı icra edilmiştir?” diye de sorulduğu öğrenildi.

PSİKOLOJİK HAREKAT SORUSU

Şüphelilere, Batı Harekat Konseptinin Mücadele Esasları’nda yer aldığı belirtilen psikolojik harekata yönelik sorular yöneltildiği de belirtildi. Edinilen bilgiye göre bu sorular şöyle: “Psikolojik harekat faaliyetleri nelerdir?”, “Böyle bir psikolojik harekat kursu aldınız mı?”, “Bu psikolojik harekat eylemlerini kim/kimler hangi kişi veya kurumlara yönelik olarak gerçekleştirmişlerdir, açıklayınız.”

MİT’E ALTERNATİF İSTİHBARAT AĞI

Çevik Bir imzalı 10 Nisan 1997 tarihli iki sayfadan oluşan Batı Çalışma Grubu Konulu belgede “güvenilir bir istihbarat ağı oluşturulması” gereğinden bahsedildiği de belirtilerek, şüphelilere, “Bu kapsamda mevcut istihbarat organları dışında alternatif bir istihbarat ağı oluşturulmuş mudur?” diye de soruldu.

Haberin Devamı