Gazete Vatan Logo

CEO’lara tane tane Y Kuşağı’nı anlatıyor!

CEO’lara tane tane Y Kuşağı’nı anlatıyor!

Evrim Kuran, Türkiye sınırlarını aşmış dünyaya jenerasyonları anlatan bir yönetim danışmanı. 150’nin üstünde ulusal ve çokuluslu şirketle çalışıyor ve CEO’lara ‘Y kuşağı’nı anlatıyor.

CEO’lara Y kuşağını anlatan brifingler ve eğitimler veriyorsunuz.

Sadece CEO’lara değil, iş dünyasında çok çeşitli fonksiyon, pozisyon ve deneyim aralığında profesyonele kuşakları anlatıyorum. Ama doğrusunu isterseniz CEO seviyesinde bunları konuşuyor olmak çok önemli; zira CEO şirketin boynudur; boyun nereye dönerse baş oraya bakıyor. Bu sebeple C seviyede jenerasyon konusuyla ilgilenen şirketlerin çevik olma avantajı taşıdıklarına inanıyorum.

Neler anlatıyorsunuz?

Ben odak alanı jenerasyonel sistemler olan bir yönetim danışmanıyım. İç müşteri ya da dış müşteri tutundurması, motivasyonu, etkileşimine dair yaptığım tüm çalışmaların merkezinde kuşak teorisi yer alıyor. Şirketlere, tüketici markası ya da işveren markası çalışmalarında hedef kitleleri olan kuşak segmentlerine uygun iletişim stratejileri geliştirmeleri konusunda danışmanlık veriyorum. Jenerasyon teorisi, bireyleri etiketlemek, onları kategorilere yerleştirip, davranışlarını genellemeye yaramıyor. Bu teori, bir kuşak gelişirken, çalışırken, bir ürünü tüketirken, vs. hangi motiflerle hareket ettiğine dair genel bir harita çıkarabilmemize imkan tanıma gücü olan bir araçtır.

Haberin Devamı

Y kuşağı ile iş hayatı nasıl baş edecek?

Ben de Y kuşağı 19’uncu ve 20’inci Yüzyıldan kalma kavrayışlarla yönetilmeye çalışılan bu geleneksel iş hayatıyla nasıl başedecek diye düşünmeden edemiyorum. Türkiye’de yaşayan 77 milyon kişinin yüzde 35’i, 1980-99 yılları arasında doğan gençlerden yani Y Kuşağından oluşuyor. 2025 yılına geldiğimizde, tüm dünyada, gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerde toplam çalışan nüfusun yüzde 65’i bu jenerasyon olacak. Ekonomiye yönü verecek çok büyük bir gruptan bahsediyoruz. Komüniteye ait olma talebi, paylaşım, haz odaklılık, süreçten keyif alma ve takım bilincini yansıtan bu kuşağın iş yaşamına yönelik tutumu, kendinden önceki X kuşağından oldukça farklı. 1965-79 yılları arasında doğanlar olarak varsaydığımız X Kuşağı, kuşak döngüsününde bireyciliği temsil eden bir grup. Paraya daha fazla odaklanan bu kuşağın kadınlarının da iş gücüne daha fazla katılmaya başlaması ile X jenerasyonu daha az çocuk sahibi olunan bir dönem olarak tarihte yerini alıyor. X jenerasyonunun işe dair tutumunu şu sözcükler özetliyor: “Yaşamak için çalışmak!” Y’ler için ise durum farklı. Onlar iş yaşamında “İş ve yaşam dengesi“ diye bir talebi çoktan yerleştirdiler bile.

Haberin Devamı

Yaratıcı zeka daha kıymetli olacak

Y kuşağı ne ister, nasıl yönetilirler?

Y Kuşağını yönetmek yerine “yönetişmek” meselesine odaklanmalıyız diye düşünüyorum. Onlara bir şey yapılmasını değil, onlarla bir şey yapılmasını isteyen gençlerden bahsediyoruz. Katılımcı ve paylaşımcı bir anlayışı yansıtan bir yönetim anlayışı bu. Y kuşağı insan kaynağı ile değer yaratmak isteyen bir şirket yargılamak yerine dinlemeyi, cezalandırmak yerine söz hakkı vermeyi, sindirmek yerine dahil etmeyi öğrenmeli. Gençleri polisiye tedbirlerle yönetmeyi değil, onlarla insani duygu ve değerlerle yönetişmeyi öğrenmeli bu toplum. Bir şirkete Y jenerasyonu ile yönetişmeye dair ipuçları vermem gerekse 3 başlığın üzerinde dururum...

Haberin Devamı

Nedir bunlar?

Birincisi insana saygı prensibini yaşatın. Araştırmalarımızda Türkiye’deki Y kuşağımız, iş yaşam dengesi dendiğinde en çok “insana saygı”yı anladığını söylüyor. Bu insanı “kaynak” olarak görmekten vazgeçip “kıymet” olarak görmeye başlamamız gerekiyor. Ardından, okul-şirket olun. Araştırmalarımıza göre profesyonel ve kişisel gelişime yatırım Türkiye’nin Y kuşağının şirketlerden en belirgin taleplerinin başında geliyor. Buradaki püf noktası ise yaşayarak öğrenme programlarına yatırım yapılması. Son olarak da, dijital dünyayla barışık şirket olun. Gençler, işverenlerin sosyal medyada daha etkin ve en önemlisi de çift yönlü bir iletişim kurmasını bekliyor.

Bu kuşak iş hayatını nasıl şekilledirecekler?

Bir kere bambaşka bir liderlik anlayışı getirecekleri, hatta getirmeye başladıkları muhakkak. Bu dönüşüm ile, epeydir sadece parasal ve entellektüel sermayeye yatırım yapan iş dünyasının, psikolojik sermayeye de odaklanmaya başlayacağına, salt çıktıyla değil süreçte yaratılan değerle de ilgilenmeye başlayacağına inanıyorum. Y jenerasyonunun meydan okuduğu geleneksel kavrayışlar, Z kuşağının yepyeni talepleri yükseltmesine yol açacak bence. Yakın gelecekte, sadeleşmenin, sürdürülebilirliğin, girişimciliğin, sivil toplum inisiyatiflerinin değer kazanacağını; doğa dostu ürünler, barışçıl bir dil ve yaratıcı zekanın her zamankinden daha kıymetli olacağını düşünüyorum.

Haberin Devamı