Haftanın fıkraları

Haberin Devamı

Yıldırım Tuna’dan bu hafta yine bol bol fıkra ve espriler geldi. Hava büyük ihtimalle bütün Türkiye’de kapalı ve yağmurlu. Eh sokağa çıkmaya da pek hevesiniz olmadığına göre fıkraların keyfini çıkarın...

Yıldız

Adam yeni aldığı bilgisayarın Teknik Danışma Servisini aramış, “Parolamı yazarken rakamlara basıyorum, ekranda ‘Yıldız’ çıkıyor.. ” diye,
“O program tamamen sizin emniyetiniz için” demiş telefondaki yetkili, “Arkanızda duran birisi varsa yazdığınız parolayı görmesin diye tasarlanmış bir program..” Adam “Hah.. Tamam da” demiş alaylı bir ses tonuyla, “Kardeşim arkamda biri yokken de o zımbırtı çıkıyor.. Bu ne iş şimdi?..”

Ananas

İki kâşif Afrika’da bir kabileye esir düşmüş. Kabile reisi “Bu adada aynı meyveden 100 adet bulup toplayabilirseniz serbestsiniz!..” demiş. Birinci kâşif bir müddet sonra 100 adet kiraz bulup getirmiş, “Aferin..” demiş reisleri, “Yalnız bunları tek tek en nazik yerine yerleştireceksin.. Şayet gülersen serbest kalma hakkını kaybedecek ve kazanda pişirilip yeneceksin! ” 1. Kâşif denileni tek tek yapmaya başlamış, 99’uncuya gelince başlamış katılırcasına gülmeye. “Aa?.. Manyak..!” demiş reis, “Neredeyse başarmak üzereydin, neden güldün ki?” 1. kâşif “Şu.. Şuna bak reis!..” demiş gülmekten yerleri yumruklayıp gelen 2. Kaşifi göstererek “Bu..Bu.. 100 tane ana.. ananas t..toplamışşşş..! ”

Google

Gece kulübünde muhteşem güzel bir kızla tanıştım, çok samimi olduk, dans ederken yanağım yanağına değdi, tüm cesaretimi toplayıp “Hayatımda bu kadar yumuşak bir tene rastlamadım” dedim ve hiç çekinmeden “Vücudunun her yeri aynı yumuşaklıkta mı? ” diye sordum, bana doğru uzandı “Bunu öğrenmenin tek yolu var ” dedi gülerek ve kulağıma fısıldayarak. “Ah ne aptalım, tabi yaa.. Hep unutuyorum işte.. Bunun cevabını da Google’dan kolaylıkla bulabilirim..

Fingirdek

Patron sabah işe geldiğinde çok değişik fantezilerle aşk yapmaktan hoşlanan sekreterini odasında ağzında bant ellerinden ve ayaklarından bağlanmış masasının üzerinde yüzükoyun bulmuş, “Seni küçük fingirdek” demiş heyecandan nefes nefese kızın saçlarını okşamaya çalışırken “Yine o gizli fanteziler ha? Ama yine de sana söylemeliyim, bir daha kasanın kapısını böyle ağzına kadar açık bırakmamalısın..! ”

Uzun gezi

Alaska’ya uzun bir seyahat planladım.. “Muhteşem bir gezi olacak” dedim karıma. “Elektriği olmayan bir ‘kütük ev’, bakkal yok, kasap yok okla geyik avlamaya çalışacağım, araba yok, bir yerden bir yere giderken köpekli kızak kullanılacak.. Medeniyete tamamen uzak bir yaşam olacak.. Bakalım en çok neyi özleyeceksin tatlım? ” Cevabı çok kesindi sinir içinde kalkıp mutfağa giderken “Seni..”

Yanlış adres

Kapı ısrarla çaldı, koltuğumdan zar zor kalkarak açtım, kapıda muhteşem güzellikte genç bir kız.. Beni kapıda görünce “Sanırım yanlış bir adrese geldim.. ” dedi utancından yanakları pembeleşerek. “Geldiğin adres doğru güzel şey.. ” dedim gülümseyerek, “Sadece 30 yıl geç kaldın o kadar..! ”

Karides

Adam gittiği restoranda garsonu çağırıp “Evladım ‘karides kokteylde bir tane bile karides yoktu” diye şikâyet etmiş . “Herhalde” diye cevap vermiş garson sinirlenerek, “Bülbül yuvası tatlısında bülbül mü var amca?.. Vezir parmağı isteseniz tabakta parmak mı arayacaksınız?..Tövbe tövbe!..”

Genel Başkan

Parti Genel Başkanı gittiği restoranda yemeğe başladıktan bir süre sonra garsonu çağırıp “Bu ne biçim köfte?” diye sormuş sinirle, “İkisini yedim, üçüncüsünü kesemedim bile!..” Garson “Kesememeniz normal efendim” demiş garson, “O mikrofon da!..”

Gergedan

Çocuk “Baba beni sirke götür” diye yalvarıyormuş. “Yavrum inan hiç vaktim yok” demiş babası. “Baba ne olur..” diye ağlamaya başlamış oğlan, “Çırılçıplak bir kadın gergedanın üzerine çıkıp perende atıyormuş.. ” Baba “Hadi ya?” demiş ayağa kalkıp paltosunu giyerken, “Vallahi gençliğimiz geçti epeydir gergedan falan da görmemiştim.. ”

Demokrasi

Gangsterler bankaya girmiş, “Bu demokratik şekilde yapılan bir soygundur ” demiş başlarındaki kar maskeli elebaşı paltosunun içinden otomatik bir silahı müşterilere doğrulturken “Bu bankayı soymamızın doğru olduğunu düşünenler lütfen ellerini havaya kaldırsınlar!..”

*****

Öldüren diyaloglar

Yıldırım Tuna’dan;

- Eski arabamdan soğudum.. Isınmak için ne yapmalıyım?..
- Yeni arabaların fiyatını öğrenin..

***

- Annemle eşimin ortak bir taraflarını keşfettim.
- Hadi ya?.. Neymiş o?..
- Annem beni dünyaya ağlar vaziyette getirmiş, sevgili karım bu düzenin ölene kadar bozulmaması için elinden geleni yapıyor sağ olsun..!

***

Patron: Biz temizliğe çok önem veririz.. Kapıdan girerken ayakkabılarınızı paspasa sildiniz mi?.
Yeni Personel: Evet... Evet efendim sildim..
Patron: Bizde yalan söylememek daha da önemlidir... Girişte paspas maspas yok, yaylan bakalım!...

***

* Şu muhteşem güzel hemşire deli mi ne?..
- Niye?.. Ne oldu ki?..
- Gözlerini gözlerime dikip elimi bir dakika süreyle avucunun içinde tutuyor, ondan sonra da tansiyonumun normal olmasını bekliyor..

Gani Yıldız’dan
Demek ki 2011’de ileri demokrasiyi yaşamanın kurallarından biri, 1400’lerde bulunmuş matbaanın ürünü olan kitabı yok etmek!

***

Bir sabah uyandığımızda; sırada kütüphanenin suç mahalli, kitabın suç unsuru, kitap okuyanların da suçlu ilan edilmesi olduğunu görürsek şaşırmayalım!

***

Bazı vatandaşlar neden vergi ödemez? Çünkü bir gün borçlarının silineceğini ve devletin “affına sığınarak” kurtulacağını bilir!

***

The King’s Speech filmini vizyona girmeden önce izleyen Cumhurbaşkanımız, malum kitabı da “baskından önce” okumuş olsa gerek!

***

Türkiye nasıl bir ülke? Dokunulmak istenirse dokunmak isteyeni yakanların, dokunulmazlıkları sayesinde dokunulamayanların, suya sabuna dokunmayanların, bir dokunulsa bin ah işitileceklerin ülkesi...

*****

Cihan Demirci’den ilk karikatür albümü

Bu köşenin “pazar günü okurları” için Cihan Demirci adı çok tanıdık. Laforizmalar’ıyla güncel konulara harika göndermeler yapan Cihan Demirci pek çok kez konuk olmuştu bu köşeye. Ancak doğal olarak okurların bir bölümü Cihan Demirci’yi mizah yazarı olarak tanıyor.

Oysa Demirci aynı zamanda bir karikatür üstadı. 1978’den beri karikatür çizen Cihan Demirci 33 yıllık karikatürcülük serüvenini “Gereksiz taramalardan kaçınamadım” adını verdiği albümde toplamış.

Oğuz Aral’ın öğrencisi olan Demirci kitabını karikatürcüler tarihine ‘gereksiz taramalar yapmayın’ uyarısıyla geçen Büyük Usta’nın anısına adadığını söylüyor. 140 karikatürün yer aldığı albüm Pia yayınlarından piyasaya çıktı.
Bu arada bir not daha ekleyeyim. Laforizmaların mucidi Cihan Demirci, günümüzde herkesin dilinde olan “Geyik Muhabbeti” tanımlamasının da yaratıcısı.


DİĞER YENİ YAZILAR