Türkçe’nin katledilmesine devam

Haberin Devamı

KOMİK

Geçen hafta güzel Türkçemizin nasıl katledildiğini anlatan çok güzel bir şiirsel yazıya yer vermiştim. Ancak benim bir hatam oldu. Konuyla ilgili birkaç yazıyı yayınlamak üzere düzenlemiştim. Yanlışlıkla bu hafta yayınlayacağım yazının yazarı Nadiye Sarıtosun‘un adını geçen haftaki yazının altına koydum.

Oysa geçen haftaki şiirsel yazı Yusuf Yanç‘a aitti. 12 yıl önce Türk Dil Kurumu Dergisi’nde yayınlanmıştı. Birçok okur bu hatamı görüp aradı ve düzeltti. En son Sayın Yanç’la da konuşup kendisinden özür diledim. Sizlerden de bu hatamı bağışlamanızı rica ederim.

Şimdi sizlere bu hafta Nadiye Sarıtosun’un yazdığı bir yazıyı sunmak istiyorum. Okuyunca ne kadar çok yabancı kelimeyi peynir ekmek gibi günlük hayatımızda kullandığımızı görüp şaşıracaksınız:

(Bu metinde yabancı sözcüklerin yazımı alındıkları yerlerden aynen aktarılmış, düzeltme yapılmamıştır.)

Biletlerimizi çekettiriyor, opsiyon alıyor ya da okeylettiriyoruz. Fönlüyor, şutluyor, duş alıyor, çay alıyor, taksi alıyor, sahne alıyor, yemeğe çıkıyor, drink alırken fondip yapıyoruz.

Babayyyy, okey okey ve wovv demeye bayılıyoruz. Resim çektirirken cheesss diyor, fast foodlarda besleniyor, Dürümtrak, Mantıhause, Aşroom, Dürümland’de yemek yiyoruz.

Süper market ya da hiper marketlerden alışveriş ediyor, shoophing centerlerde vakit geçiriyor, Migros’tan közlematik ve lekematik alıyoruz.. Emlakçıda okazyonlu studyo daire ve evli arsa satılıyor ama çoğumuz rezidanslarda oturuyor. Southside, Sunhill, Dream Town adlı sitelerimizde my home, my dream tipi villaları morgıc sistemi ile almaya çalışıyoruz.

Gazetelerde global sorunları okurken inleri ve outları öğreniyoruz. Full-time ya da part- time eleman arayan şirketlerin ilanlarını okuyoruz. Program menüsüne bakıp tivi’de mega showlar, mega fasıllar ve weekend’leri izliyoruz.

Butik mağazalarında damping yapılıyor, saleden giyisilerin midılını, sımolını, larcını seçerken estetik güzellik peşinde koşuyoruz.

Medeniyet uygarlığına ulaşırken bu nuans farklarını görebiliyor muyuz? Valla şahsen benim kendi fikrime göre bu konunun fizibilitesi şöyle:

Üniversite kurulan yere kampus diyor, amfilerde ders anlatıyoruz. Entivi’den, Foks Tivi’den, İnter Star’dan, Show Tivi’den her gün döviz efektini ve maçın skorunu öğreniyoruz.

Denizbilimine oşinografi, geçmişi özleme nostalji diyor, ankesörlü telefona jeton attırıp abonman sattırıyoruz.
Anı olsun diye insanlara şilt veriyor, reklamlarda cıngıl çaldırıyor, oyunlarda efekt yaptırıp, rekorları egale ettiriyor, yapıları restore, hastaları rehabilite ettiriyoruz.

The Marmaramız, The Bosphorusumuz Memo’s, Deniz’s adlı gece kulüplerimiz, Cafe Bellamız, Power Ef Em ve Süper Ef’mimiz var.

Ama prezantbıl olmalı, ambiyansı yakalamalı, konsesusu sağlamalı, snopluk etmenin anlamı yok. Çünkü ABD İran karşısında start alıyor, sanatçı klip çekimi için start alıyor, sonra da sahne alacak, Enforme edilen bilgilerle donatılıyoruz. Spesifik konuları konjüktür içinde öğreniyoruz.

“Okey okey, tamam tamam” diyoruz dimi (değil mi) “korkunç güzel bir olay” ve “sizi feci seviyorum” diyor telefondaki izleyici; sunucu da “Beklemede kalınız, size döneceğiz” diyor. Bekleme nasıl bir yer? Orada nasıl kalınırsa?
Talk showcular, stantupçılar halkı talklatıyor. Birileri bunları asiste ediyor. Sitcomlarımızla kıkır kıkır gülüyoruz.

Binlerce radyo yayını var ve bunların birinde genç bir ses yırtınıyor. “Hello Türkiye caanım benim” ve programı şöyle bitiriyor: “Don’t forget me Türkiye emi, ba bay. Ay lav yu Türkiyeee.”

Keşke tüm bu yazdıklarım “reel bir şey” değil de “This is a gülmece” olsaydı. Ne diyelim güleriz ağlanacak halimize. Ne Mutlu Türküm diyene.

*****


ÇOK GÜLDÜM

Haftanın keyifli fıkraları


Yıldırım Tuna’dan bu hafta yine bol bol fıkra geldi. Sayfaya sığıdırabildiklerimi sizlerle paylaşıyorum. İyi pazarlar.

Başka çare

Tarzan Ceyn’e “Beni seviyor musun?” diye sormuş. “Başka çare var mı?” demiş Ceyn sinirlenerek, “Bak etrafımıza.. Sağımda maymun, solumda orangutan.. Bu ormanda başka seçeneğim mi var? Sorduğu şeye bak tövbe tövbe! ”

Paran için

Adam yaz mevsiminin en sıcak gününde duştan çıkıp “Hanım” demiş, “Böyle çırılçıplak bahçeye çıksam kim bilir komşular ne düşünürler?” Kadın “Ne düşünecekler ki?” demiş sinir içinde, “Seninle sırf paran için evlendiğimi düşüneceklerdir!”

Fahiş fark

Hakim sanığa dönüp “Bu adama inek dediğiniz için 3000 lira ceza ödeyeceksiniz” demiş. “Ama hakim bey geçen sefer başka bir adama inek dediğim için 1000 lira ceza vermiştiniz” diye itiraz etmiş sanık, “Bu ne fahiş fark?” Hakim “Saçmalama” diye sinirlenmiş, “Son yıllarda etin kilosu kaç lira oldu yahu bir Angus memlekete kaça mal oluyor haberin var mı?”

Ayakkabı

Arkadaşım buluşacağımız köşeye sırtında nefis bir kaşmir palto, ayağında parça parça lastik ayakkabıları ile geldi. “Bu ne ya?” dedim, “Ayakkabıların, bu harika paltoya hiç uymamış.” Omuz silkerek “Ne yapayım” dedi “Restoranlarda hiç kimse ayakkabılarını çıkarıp vestiyere bırakmıyor ki.. ”

Milletvekili

Trafik polisi kırmızı ışık yanarken geçen sürücüyü durdurup ceza yazmaya başlarken “Hop bakalım” demiş adam, “Ben milletvekiliyim!” Trafik polisi “Afedersiniz” diye cevap vermiş, “Mazeret kabul etmiyoruz.”

Sarışın

Sarışına “Afrika nerede?” diye sormuşlar. “Sanırım çok yakında olmalı” diye cevap vermiş sarışın, “Bizim şirkette çalışan bir zenci var, her gün işe bisikleti ile gidip geliyor.”

Yatak odası

İki kadın öğle yemeğinde sohbet ederlerken konu ünlü bir film yapımcısına gelmiş. “Bence o herif sapık” demiş kadınlardan biri. “Aaa.. Nereden çıkardın?” diye sormuş diğeri. “Gazetedeki röportajını okumadın mı?” demiş ilk kadın, “Bir film sanatçısının baş rolü oynaması için tek yol rejisörün yatağından geçer demiş.” Diğeri “Sence doğru değil mi?” deyince ilki cevabı yapıştırmış: “Kızım herif iki film çekti, birisi Rin tin tin, diğeri Lassie.”

Röntgen

Doktora verecek paranız yoksa doğru havaalanına gidin.. X ray cihazında bedava röntgeniniz çekilir.. Eğer yetkililere “El Kaide üyesiyim” derseniz anında Kolonoskopi’ye de girersiniz!

*****


Gani Yıldız’dan

* Ülkemizde faaliyet gösteren yirmi bankada, iki yüz binin üzerinde hesap sahibinin unutulmuş parası varmış. Bu devirde borç unutmak normal sayılır ama bankada para unutmak büyük başarı!

* Benzinin litresi 4 TL civarında geziniyor. Böyle devam ederse, vatandaş benzin almaya bir don ve bidonla gidecek!

* Ülkeyi ilgilendiren önemli yargılamalar yavaş ilerlerken, yandaş basının “ön yargılamaları” son hızla devam ediyor!

* İslâmi şirketlere destek anlaşması TBMM’de jet hızıyla onaylanmış. Vekillerimizden aynı İslâmi hassasiyeti, aynı hızda olmasa bile dokunulmazlıkların gözden geçirilmesinde de görmek isteriz!

* Türk Hava Kurumu’nun açıklamasına göre, 2025’e kadar üretilecek mekik sayesinde Türk insanı uzaya gidebilecekmiş. Tarihe bakılırsa, “İstikbal göklerde” değil, “Gökler istikbaldedir!”

DİĞER YENİ YAZILAR