Dilimiz nasıl değişti?

Haberin Devamı

Yazarını bilmiyorum ama çok hoşuma gittiği için saklamıştım. İnternette mail grupları arasında dolaşan “dilimizin değişmesiyle” ilgili esprili bir yazı bu. Bilen biliyordur belki ama, okuması ve üzerinde konuşması pek keyifli:

Yıl: 1960 öncesi

Karşıma aniden çıkınca ziyadesiyle şaşakaldım ve çok mütehassis oldum. Nasıl bir edâ takınacağıma hükûm veremedim, âdetâ vecde geldim. Buna mukâbil az bir müddet sonra kendimi toparlar gibi oldum. Cemalinde beni fevkalâde rahatlatan bir tebessüm vardı. Üstümü başımı toparladım, kendimden emin bir sesle “Akşam-ı şerifleriniz hayrolsun” dedim...

Yıl: 1977

Karşıma birdenbire çıkınca çok şaşırdım ve hislendim. Ne yapacağıma karar veremedim. Heyecandan ayaklarım titredi. Ama çok geçmeden kendime gelir gibi oldum, yüzünde beni rahatlatan bir gülümseme vardı... Üstüme çeki düzen verdim. Kendimden emin bir sesle “İyi akşamlar” dedim...

Yıl: 1987

Karşıma aniden çıkınca fevkalâde şaşırdım ve duygulandım. Nitekim ne yapacağıma hüküm veremedim, heyecandan ayaklarım titredi. Amma velâkin kısa bir süre sonra kendime gelir gibi oldum. Nitekim yüzünde beni ferahlatan bir tebessüm vardı... Üstüme çeki düzen verdim, kendimden emin bir sesle “Hayırlı akşamlar” dedim.

Yıl: 1997

Karşıma birdenbire çıkınca çok şaşırdım ve duygulandım. Fena halde kal geldi yani... Ama bu iş bizi bozar dedim. Baktım o da bana bakıyor, bu iş tamamdır dedim... Manitayı tavlamak için doğruldum, artistik bir sesle “Selam” dedim...

Yıl: 2007

Abi onu karşımda öyle görünce çüş falan oldum yani ve duygu durumum kabardı... Oğlum bu iş bizi kasar dedim, fena göçeriz dedim, enjoy durumları yani. Ama concon muyum ki ben, baktım ki o da bana kesik... Sarıl oğlum dedim, bu manita senin... “Av ar yu yavrum?” dedim.

Yıl: 2017...

Karşıma aniden çıkınca korktum. Kapkara çarşafın içinde kara bir hayalet gibiydi. Ulan ne halt ettik de 2007’de bunlara oy verdik. O gün bugündür gitmediler başımızdan. Şimdi şu karşıma çıkan dünya güzeli midir yoksa kaknemin teki midir gelde anla. Bi daha bunlara oy verirsem diyecem ama oy verme falan da kalmadı ki. Kadılar konseyi midir nedir bi şey çıktı. Dedikleri kanun oluyor. Tüüüh namaz vakti geçiyor. Ulan karıya daldık yiycez şimdi dayağı İslam devriyesinden. Geçen cuma namazında ağzımda sakız unutmuşum, daha onun morlukları geçmedi...

*****


Felsefe ve dersler

Hayvan hikâyelerinden bir demet ve çıkarılacak dersler. Herkese faydalı:

ASLAN DOĞURMAK: Hayvanlar bir gün kim daha çok çocuk doğurabilir diye çekişmeye başlarlar. Hep birlikte dişi aslana gidip danışırlar, “Sen kaç çocuk doğurabiliyorsun?” diye. “Bir” diye yanıtlar dişli aslan, “Fakat ben aslan doğururum.”

DERS: Nitelik, nicelikten önemlidir.

YENGEÇ İLE ANNESİ: “Neden böyle yan yan yürüyorsun yavrum” diye sorar anne yengeç çocuğuna, “Düzgün yürüsene” der. “Pekâlâ anne” der çocuk, “Sen önümden düzgün yürü, ben seni takip ederim.”

DERS: Hareketler sözlerden önde gelir?

ASLAN, KOYUN, KURT VE TİLKİ: Aslanın biri, bir koyunu yanına çağırır ve nefesinin kokup kokmadığını sorar. “Evet” diye yanıtlar koyun. Aslan bu yanıta kızar ve koyunu oracıkta parçalar. Daha sonra kurdu yanına çağırır, ona da aynı soruyu sorar. “Hayır” diye yanıtlar kurt korkudan. Ancak o da yağcılık yaptığı için aslanın öfkesinden kurtulamaz. Sıra tilkiye gelmiştir. Aynı soruyu tilkiye de sorar.

Tilkinin yanıtı şöyle olur: “Üzgünüm, üşütmüşüm biraz, o yüzden burnum koku almıyor.”

DERS: Akıllı kişi tehlikeli durumlarda konuşmaz.

KAZLAR VE TURNALAR: Kazlar ve turnalar bir gün aynı tarlada yiyecek ararlarken birden yanlarına yaklaşmaya çalışan avcıyı fark ederler. Turnalar daha çevik ve hafif oldukları için hemen uçarlar. Oysa kazlar ağır hareket ettikleri için avcıdan kurtulamazlar.

DERS: Yakalananlar her zaman suçlu olanlar değildir?

FARELERİN TOPLANTISI: Bir gün fareler bir araya gelir ve başlarına musallat olan bir kediden kurtulma planları yaparlar. Pek çok fikir öne sürülür. Hiçbiri kabul görmez. En sonunda genç bir fare kedinin boynuna bir çan asmayı önerir. Böylece kedi kendilerine yaklaşırken farkına varacak ve kaçabileceklerdir. Bu öneri fareler tarafından alkışlarla onaylanır. Bu arada bir köşede sessizce onları dinlemekte olan yaşlı bir fare ayağa kalkar ve bu önerinin çok zekice olduğunu, başarılı olacağından hiç kuşkusu olmadığını belirtir. “Fakat” der “Kafamı bir soru kurcalıyor. Çanı kedinin boynuna kim asacak?”

DERS: İyi plan yapmak ayrı, o planı gerçekleştirmek ayrıdır.

*****


PAZAR FIKRALARI

Yıldırım Tuna’dan bu hafta gelen fıkraları birlikte okuyalım:

Sonuncu olmak

İstanbul Maratonu’na katıldım, yarış başladı. 15 dakika sonra son sıradaydım. Benim önümdeki adam, yani sondan bir önceki pis pis sırıtarak “Naber” dedi, “Bu kadar insan arasında sonuncu olmak nasıl bir duygu?” Adama “Gerçekten bilmek mi istiyorsun?” dedim sinirle ve yarışı bıraktım.

Gazete

Baba, kolejden mezun olan kızına eğlenceye gitmesi için ilk defa “Erken gel” tembihiyle arabasını vermiş, ama kız hayli geç dönmüş. Ertesi gün öğlen 12.00’ye doğru kızı kahvaltı için uykulu bir şekilde mutfağa inmiş. “Bitanem” demiş babası, “Dün gece kaçta geldin bakayım?” Kız “Çok geç değildi baba” diye cavap vermiş endişeli bir ses tonuyla. “Tamam prensesim” demiş babası “O zaman gazete dağıtıcısı çocukla konuşayım bakalım gazetemi arabanın ön lastiğinin altına nasıl becermişte koymuş!..”

Çok ucuz ülke

Bir ülkede çarşıyı gezen Başbakan “Yahu şuna bak” demiş vitrinin birinin önünde durarak, “Halk bir de pahalılıktan şikâyet ediyor. Ceketler 5 dolar, gömlekler 2, pantalon 3 dolar.” Yardımcısı “Efendim” demiş, “Baktığınız vitrin kuru temizleyici vitrini.”

Susuz turist

Çok susayan turist köy evlerinden birinin kapısını çalıp su istemiş. Köylü kadının getirdiği su dolu tası tepesine dikip içerken evin köpeği etrafında sürekli zıplayıp havlayınca turist su içmeye ara verip ne olduğunu öğrenmek istemiş. “Önemli değil” demiş güleç kadın köpeği uzaklaştırmaya çalışarak, “Onun tasından içiyorsunuz diye sizi kıskandı işte!”

Traş kaç lira?

Kadın, köpek traşı yapan adama “Kaça kesiyorsunuz?” diye sorunca “100 lira bayan ” diye cevap vermiş adam. Kadın “100 lira mı? Yahu berberim benim saçımı 20 liraya kesiyor” diye isyan edince cevap gecikmemiş: “Doğrudur efendim, ama siz kuaförünüzü ısırmıyorsunuz değil mi?”

DİĞER YENİ YAZILAR