27 şehidi açıklayın o zaman

Haberin Devamı

Bir anda ilginç gelişmeler olmaya başladı. Önce Amerikan Savunma Bakanı Türkiye’ye geldi. Yaptığı açıklamada “Türk askerinin en kısa zamanda geri çekilmesini istiyoruz” dedi. Savunma Bakanı Gates’in “diplomatik bir kibarlıkla” söylediği sözlerin çok daha kaba biçimde telaffuzu ise Amerika’dan bizzat Başkan Bush’tan geldi. Bush “Türk askeri hemen çekilsin” dedi. Ve Türk askeri çekildi. İyi de ne değişti, ne oldu? Türk askeri Kuzey Irak’a terör örgütünü bitirmek amacıyla girdi. Dünyanın da kabul ettiği biçimde Türk askeri sadece PKK hedeflerine odaklanmıştı. Şu ana kadar ne bir sivil hedef vuruldu ne de PKK’lı olmayan herhangi birinin burnu kanadı.

Durum böyleyken Amerika’yı rahatsız eden ne olabilir? Üstelik bunu neden dünya kamuoyunun önünde ve Türkiye’yi aşağılayan biçimde yaptı? “Çekilin” diye dünyanın gözü önünde “muhtıra” vereceğine, bunu gizlice söylerdi. Türkiye o zaman da boyun eğerdi. Ama o zaman hiç olmazsa başımıza çuval geçirilmiş gibi olmayacaktı.

Gözbebeğimiz askerimiz dün yaptığı açıklamada varılan sonucu yeterli gördüğünü bildirdi. Ama ne yazık ki bu “yeterli” görme Amerikan Başkanı’ndan gelen “Çıkın” talimatı üzerine geldi. Bu son derece rahatsız edici. Ama kimse yanılmasın açıklamalara rağmen çekilme kararını Genelkurmay’ın alması mümkün değil. Genelkurmay Başkanı’nın operasyona da geri çekilmeye de karar vermesi için yetkisi yok. Genelkurmay Başkanı, Başbakan Tayyip Erdoğan’dan gelen emri uyguluyor. Herhalde kamuoyu Büyükanıt’a bu emri neden verdiğini Erdoğan’dan öğrenmek isteyecektir.

Benim yandığım Amerika’nın isteği üzerine yarıda bırakılan operasyonda üçü korucu 27 aslan gibi yiğidimizin şehit olması. 27 aileye düşen ateş. Ona ne bahane bulacaklar, asıl mesele bu.



***




9 dil bilen adam

Fıkra Torbalı İzmir’den Aydın Apak’tan geldi; Temel, Cemal ve köylüler kahvede oturuyorlarmış. Derken motorlu bir turist gelmiş. Adam yanlarına gelmiş. İngilizce de dahil 9 dilde bir bardak çay ve bisküvi istediğini söylemiş. Tabii ki kimse anlamamış ve turist kızıp bağırarak gitmiş. Daha sonra Temel, Cemal’e demiş ki, oy gördün mü yabancı dil ne güzel adam tam 9 dil biliyor. Cemal de o kadar dili biliyor ama ne istediğini anlatamadıktan sonra 9 dil bilsen ne fayda diye cevaplamış.



***




İnsan ne kadar az düşünürse, o kadar çok konuşur.

Montesquie



***




Bir espriden çıkan gerçek: Can Ataklı dizide oynuyor

Bugünden itibaren karşınıza hiç alışık olmadığınız bir şekilde de çıkmaya başlayacağım. Fox TV’de bu akşam başlayacak olan “Ateşten Koltuk” adlı dizide ben de rol alıyorum. Rolüm başbakanlık müsteşarı.

“Nereden çıktı bu şimdi?” diye sorabilirsiniz. Aslında her şey bir espri ile başladı. 32 yıllık gazeteciyim. Bunun son 8 yılında televizyon deneyimi de var. İlk kez Kanal 6 televizyonunda öğle haberlerini sunmaya başlamıştım. Bu haber sunum biçimi o güne kadar Türkiye’de hiç görülmemişti. Çünkü kendi seçtiğim haberleri sunduktan sonra üzerine kendi yorumumu yapıyordum. Bu sunum biçimi, öğle saati olmasına rağmen pek çok izleyici toplamıştı.

Daha sonra Habertürk’ün kuruluşunda yer aldım. İlk başlarda saatler süren açık oturumlar yaptım. Yüzlerce kişi bu oturumlarda görüş açıkladı. Daha sonra tıpkı Kanal 6’da öğle üzeri yaptığım sunumu Habertürk’e taşıdım. Her gece iki ya da üç saat ekranda kalarak hem haberleri sundum hem de çoğuna yorum yaptım. Daha sonra Star dönemi başladı. Star’ın ana haberlerini sundum. Bu arada gazetecilik de hep sürdü, köşe yazılarımı yazmayı bırakmadım. Uzan grubuna el konmasından sonra ise neredeyse televizyon hayatım bitti. TV’ler beni almadı. Bunların nedenini de tahmin etmek zor değil. Geçen yılın sonunda Business Channel’ın başına geçtim. Orada da dünyada örneği olmayan ve gün boyu canlı süren bir haberciliğe başladım. Ama bu kez de bir taraftan hükümet diğer taraftan Genelkurmay işten atılmam için baskı yaptı. Başardılar.

Sonuç şu; hiçbir kanalda haberle ilgili bir şey yaptırmıyorlar. Ben de “O zaman dizi filmde oynarım” diye espri yapıyordum. Bu espriyi ciddiye alan Rauf Tamer’in oğlu Emir Tamer oldu. Mehmet Ali Ilıcak’la birlikte kurdukları bir prodüksüyon şirketi ile Fox TV’ye Başbakan dizisi çektiklerini söyledi. İki ortak dizide rol almamı istedi. Onlara da yardım olsun diye en azından 4 bölümde oynamayı kabul ettim.

Artık bilmiyorum, eğer sizler beğenirseniz devam ederim. Yani bir yerde karar sizlerin. Bakalım gazetecilik, yazarlık, televizyon haber sunuculuğundan sonra dizi film alanında bir şey yapabilecek miyim?

Dizinin ilk bölümü bu gece saat 21.45’te Fox TV’de. İzleyin bakalım. Ondan sonra diziyle ilgili ayrıntıları, çekimler sırasında yaşadıklarımı da sizlerle paylaşırım.



***




Açıklamayı hükümet yapmalıydı

Genelkurmay Başkanlığı Kuzey Irak’taki operasyonun bittiğini internet sitesine koyduğu bir bildiri ile açıkladı. Oysa bu açıklamanın önce hükümet tarafından yapılması gerekir. Genelkurmay hükümet açıklamasından sonra gerek görürse teknik konularda ayrıntıları medyaya bildirirdi.

Çünkü; Genelkurmay’ın sınır ötesi bir askeri hareketa karar verme yetkisi yok. Genelkurmay Başkanı bu emri bizzat Başbakan’dan alır. Aynı şekilde Genelkurmay kendi başına operasyonu bitirme kararı da alamaz. Başbakan’a bilgi arzeder. Başbakan uygun görürse “Dönün” talimatı verir.

Bu durumda operasyonun bitirildiğini Genelkurmay değil hükümet açıklamalıydı. Ortada tüm halkı rencide eden bir durum var. Amerikan Başkanı “Çıkın dışarı” diye gürledi. Türk askeri Irak’taki operasyonu bitiriverdi.

Özet şudur: Genelkurmay Bush’un adeta talimat niteliğindeki açıklamasından sonra operasyonu bitirdiğini açıklayarak hükümeti kurtardı. Sokaktaki vatandaşın zihninde şimdi şu var: “Bizim asker Amerika’nın emrinde mi?” Doğal olarak vatandaş açıklamayı kim yaparsa ona bakar. Genelkurmay hükümeti büyük bir sıkıntıdan kurtararak bütün günahı yüklendi. Böyle kahramanlık her zaman görülmez.

DİĞER YENİ YAZILAR