Haysiyetli dış politika

Ermeni diyasporasının yurt dışında çok önemli ve o ölçüde Türkiye'yi rahatsız edecek mesafeler aldığını nedense bir türlü görmek istemiyor. Herkes körleşince de bu tehlikeli gidişatı durdurup, ülkemizin sesini duyurup, görüşlerini yayacak tedbirleri almak için kimse en ufak gayret göstermiyor.

18. yüzyılda parçalanmasına karşı çıktığımız, uğruna Ruslarla savaşı göze aldığımız, zulümden kaçıp sığınanlarının Polonez adında ki dünya şirini köyünü İstanbul da kurduğu Polonya soykırım iddialarını kabul etti.

İki milyon insanımızın yaşadığı Almanya, bana göre daha ağır ithamla bizi karşı karşıya bırakacak bir karara imza attı.

10 Türk dahi yoktu
''Birinci Dünya Harbinde müttefikimiz olan Türkiye'nin yaptıklarından biz de payımıza düşen suçu kabul ediyoruz'' diyerek olmayan suçu kendi payınca meşrulaştırarak genelleştirdi.

Ermeni diyasporası şimdi eline yeni bir gerekçe geçirmiş oluyor; ''ufak sanık suçunu kabul ettiğine göre büyüğü haydi haydi suçludur. Ayrıca madem kendi suçunu kabul etti artık diğeri aleyhine tanıklık yapabilir.''

Bu iddialar Berlin'de tartışılırken, Alman Parlamentosu önünde protesto da bulunan on Türk dahi yoktu. Ama Almanya'da yalnız Türkiye'den giden maaşla yaşayan diplomatından, müşaviri' ne, öğretmeninden, imamına kadar binlerce kişi vardır.

Ben artık diyasporaya kızamıyorum. Dünyanın her yöresinde istediği kararı istediği şekilde çıkartıp ne TBMM'den ne Siyasi Partilerimizden, ne Hükümet ve bağlı-ilgili-ilişkili kurum ve kuruluşlarından, Üniversitelerimizden, Avrupa'da yaşayan vatandaşlarımızdan ciddi olarak nitelendirilebilecek en ufak tepki almayanlar neden iddialarında devam etmesinler.

Tarihimize dil uzatmak, ülkemizi aşağılatmak intikamdan gözü dönmüş fanatikler için bu kadar kolaysa neden dursunlar.

Türkiye'ye hakaretin, haksızlığın bir cezası, müeyyidesi yok ki.

Fransız Meclisinin soykırım iddialarına ait yasayı kabulünden sonra , bu ülkenin Siyahi Afrika, Cezayir ve Hindu Çin'de (bugünkü Vietnam) yaptığı mezalim ve katliamları kınayan bir yasa tasarısını Adalet Komisyonundan bir türlü geçirememiş ve Komisyonun MHP'li Başkanından da yasa teklifimi neden gündeme almadığına dair bilgi de alamamıştım.

Yapılacak en akıllı iş
Kimdi acaba 2000 de Fransa'ya bir misilleme yapmamızı önleyen?

Polonya Elçisini Dış İşleri Bakanlığına çağırıp fırçalamayla, resepsiyonda görerek azarlamayla bir yere varılmaz.

Hemen yapılabilecek en akıllı iş şudur: ''10 SORU 10 CEVAP'la'' Ermeni Diyaspora iddialarını yanıtlacak, kolay okunur bir kitapçık hazırlamak. Bunu İngilizce 5 milyon, Fransızca, Almanca, Rusça, İtalyanca, İspanyolca, Portekizce ve Arapça birer milyon, AB de konuşulan diğer dillerden de beşer yüz bin basmak. Sonra da yurt dışıyla ilişkisi olan her türlü özel ve resmi kuruluşlar aracılığınla yabancı muhataplara dağıtmak. TBMM'den yabancı Meclislere, Basın ve Yayın Genel Müdürlüğünden yabancı gazete, dergi ve TV'lere, sendika-siyasi parti-üniversite ve meslek kuruluşlarımızdan yurt dışındaki muhataplarına göndermelerini istiyebiliriz.

Bu konuda tarihi olayları objektif biçimde inceleyip kitap yazarak, yabancı dergi ve gazetelerde makale yayınlayanları maddi ödüllerle teşvik edebiliriz. Gine yurt dışında düzenlenecek konferans, sempozyum gibi çalışmalara sürekli destek sağlıyabiliriz.

Bu konuda çalışıp yurt dışına mesaj verebilecek akademisyenlerimiz, araştırmacılarımız, boş zamanları olan emekli diplomatlarımıza gerekli maddi imkanlar sağlıyacak düzenlemeler yapılır.

Bu işlerin maliyeti taş çatlasa beş-on milyon dolardır.

Daha sonra da kalıcı bir Merkez kurularak dünyanın herhangi bir yerinde Türkiye aleyhine yazılan, söylenen her şeye karşı anında cevap verilecek bir düzene geçilir.

3-5 milyon dolar
İstanbul'da bir avuç yarış severi tatmin için Formula 1 yarışlarına, Vakıflardan arsa Devlet'ten 150 milyon dolar bulunuyorsa, tarihi namusumuza küfür edenleri hiç olmazsa cevaplamak için 3-5 milyon dolar harcayabiliriz sanırım.

Diğer ülke insanlarının otomobil yarışı seyredip ülkemize sempati duyacaklarına inanarak kamu imkanlarıyla ikiyüz milyon dolarlık yatırıma para bulanlar aynı insanların soykırım iddialarına kanmalarını önlemek için beş-on milyon dolar bulamıyacaklarına kimse inanmaz.

Bunlar yapılmayacaksa ''''Haysiyetli Dış Politika nasıl bir şeydir ? Nasıl oluşturulur? Nasıl uygulanır? Sonuçları nasıl anlaşılır? Ya da size yıllardır yapılanların kimsenin yanına kar kalmayacağını nasıl gösterirsiniz?'''' sorularına hiç cevap aramayalım.