Bu nasıl adalet?
İki yıl önce Ankara’da meydana gelen trafik kazasında annesi, babası ve karnında 8.5 aylık bebeğiyle ablası Neslihan’ı kaybeden Aslıhan Özkan, mahkemenin sanığa önce 5 yıl ceza verip sonra da bunu para cezasına çevirmesine ‘Böyle adalet mi olur?’ diye isyan etti.
Ankara Kızılcahamam’da bir yakınlarının cenaze törenine katılmak için yola çıkan arabaya, Adem Koyuncu’nun kullandığı araç büyük hızla çarptı, önüne katıp 50 metre sürükledi. Kazada otomobildeki sürücü Satılmış Köksal (52), eşi Ayşe (43) ve karnında 8,5 aylık bebeğiyle kızı Neslihan Biçer (26) olay yerinde yaşamını yitirdi. Otomobildeki Muhammed Hasan Biçer (5), Hasan Efe Köksal (10) ve Buse Nur Köksal (16) ise kazadan ağır yaralı olarak kurtuldu. Diğer otomobilin sürücüsü Adem Koyuncu ile kardeşi Yalçın Koyuncu kazayı hafif yaralı atlattı. Koyuncu olay sonrası tutuklanmazken mahkemeye gelen bilirkişi raporunda, aracın 115 km’den daha hızlı olduğu ve hiç fren izi bulunmadığı belirtildi. Raporda ayrıca yolda trafik ikaz lambaları ve kavşağa girildiğini gösterir uyarı tabelaları olmasına rağmen sürücünün hızını düşürmediği ve frene hiç dokunmadan kavşakta kazanın meydana geldiği belirtildi.
Mahkeme kararı yıktı
İki yıl süren yargılama sonucunda ise Koyuncu önce 6 yıl hapse mahkum edildi. İyi halden ceza 5 yıla indi. 5 yıl cezayı günlüğü 20 TL’den hesaplayan mahkeme sanığa 36 bin 500 lira para cezası vererek davayı sonlandırdı. Ailenin avukatı Hüseyin Erdal, mahkemenin kararının insanların vicdanını rahatsız ettiğini, cezayı az bulduklarını ve temyiz için Yargıtay’a başvurduklarını söyledi.
Ben kardeşlerime ne diyeceğim?
Sanığın hiç cezaevine girmeden yargılanmasına ve sadece 36 bin 500 lira ceza verilmesine isyan eden Aslıhan Özkan , “Böyle adalet mi olur? Annem, babam, ablam ve doğmamış bebeği öldü. İki kardeşim ölümden döndü. 4,5 yaşındaki yeğenim yetim kaldı. Ama o adam bir gün bile cezaevine girmedi. 2 yıldır adalet beklerken şimdi o adam hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam edecek. Ben kardeşlerime ne diyeceğim” dedi. Kazada kardeşleri Hasan Efe ve Buse Nur’un da kalıcı hasar aldığını anlatan abla, “Kız kardeşim aylarca cihazlarla, alçıyla dolaştı ayağında. 2 yıldır hastaneye gidip geliyoruz. Erkek kardeşimin sol gözünde yüzde 60 civarında görme kaybı oluştu. Akciğerlerinde sorun var, daha 10 yaşında hastane süreci çok sıkıntılı oluyor. Birisi 16 yaşında ergenlik çağında diğeri de 10 yaşında tam ihtiyaçları olduğu dönemde anne babalarını kaybettiler. Her ay psikoloğa gidiyorlar. Kız kardeşim liseye gittiği için uzunca bir süre ayağındaki demirlerle gitti. Herkesin dikkatlice bacağına baktığını düşündü, psikolojisi bozuldu. Erkek kardeşimin sağ gözünden burnuna kadar dikiş vardı. Öğretmeni okulda, ‘Bir piknik yapalım, babalar da gelsin’ dedi. Ama babam yok ben ne yapacağım şimdi? Kardeşlerim üniversite mezunu olacaklar, evlenecekler ama annemle babam hiçbir zaman yanlarında olamayacak. Hep eksik kalacaklar” diye konuştu.
