Gazete Vatan Logo

Bırakır Anadolu yollarına düşerim!

'Partim 2. parti olursa genel başkanlığı bırakır Anadolu’nun yollarına düşerim'

BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, İstanbul Başakşehir’de bulunan Olimpa alışveriş merkezinin açılışını gerçekleştirdi. Törende konuşan Başbakan Erdoğan, muhalefete yüklendi. Başbakan, şöyle dedi:

KORKU SALIYORLAR: Tükiye istikrarlı şekilde istikrarlı şekilde büyürken, Türkiye gelişirken, güçlenirken bundan birileri ciddi şekilde rahatsızlık duyuyorlar. Plan, proje üretemeyenler, gelecek adına bir hedef, bir vizyon koyamayanlar millete korku salarak, kendi kitlelerini korkutarak ayakta kalmaya çalışıyorlar. Demokrasilerde söz de karar da milletlindir. Millet getirir, millet götürür dedim. Türkiye’yi Mısır’a, Tunus’a benzetmeye kalktılar. Milletim iktidarı görüyor. Her seferinde vicdanı ile karar verdi.

YOLLARA DÜŞERİM: Korkudan bahsedenlere söylüyorum. Bizi korku imparatorluğu kurmakla itham edenlere söylüyorum. Demokrasiye inanıyorsanız, millete güveniyorsanız hepsinden önemlisi de kendinize güveniyorsanız sandık orada 12 Haziran’da. Eğer millet size inanırsa gereğini yapar. Diyorum ki partim ikinci parti olursa genel başkanlığı bırakır Anadolu’nun yollarına düşerim. Halkımın içine katılır orada çalışırım. Bizi dikta hevesi ile itham ederler peki partiniz ikinci parti olursa siz de acaba halkın arasına çekilerek ‘ben genel başkanlığı bıraktım’ diyebilecek misiniz? Bunu hepsi için bundan önce de defaatle söyledim. Ama hiç birisi kalkıp böyle açıklama yapmadı. Bahçeli 8 ay gitti. 9’uncu ayda ‘ne yapayım istediler geldim’ dedi. Bunlar koltuğu bırakamaz. Niye? Çünkü bunlar koltuktan güç alırlar. Bunlar koltuğa güç katanlar değil. Koltuktan güç alanlardır. Liderlik koltuğa güç katmakla olur, koltuktan güç almakla olmaz. 8 yılda ikisi yerel ikisi genel 4 seçime girdiler. 4’ünde de ikinci üçüncü parti oldular. Hatta baraj altında kaldılar. Ama koltuklarını terk etmediler. Koltuklarına sımsıkı yapışanlar, terk edemeyenler hangi hakla, hangi yüzle korkudan, korku imparatorluğundan bahsedebiliyorlar.

CANDAŞ MEDYA: Bize ’yandaş medya’ denilenlerin CEO’larına bakıyorsunuz il başkanlığına uğurluyorlar. Bize yandaş medyadan bahsedenler, köşe yazarlarını anamuhalefet partisinin içine gönderiyorlar ’gidin oradan milletvekili bir şey olun da yarın olur ya işimize yararsınız’, tablo bu. Yandaş, candaş geçin bu işleri. Siz ne yapıyorsunuz ondan Bırakın bu korku ıslıklarını da planınız ne projeniz ne onu konuşun. Bunların hedefi projesi yok. Şimdiden seçimi kaybetmiş durumdalar, şimdiden yenilgiyi kabullenmiş durumdalar. Daha şimdiden yenilgiye mazeret hazırlamanın çabasına girmiş durumdalar. Acaba korku salarak, birilerini kandırabilir miyiz, biraz oy elde edebilir miyiz diye. Milletime diyorum ki siz buna inanıyor musunuz? Bize oy versin vermesin 74 milyon vatandaşıma diyorum ki ne olur 8 yıl öncesine bakın, bir de bu güne bakın. 80’leri 90’ları, bundan 10 20 yıl öncesi yaşanmış krizleri hatırlayın. 8 yıl önceki özgürlüklere 8 yıl önceki demokratik standartlara bakın. Elimizi vicdanımıza koyalım.

SAYGILIYIZ: Herkesin yaşam tarzına saygılıyız. Herkesin görüşüne, düşüncesine, ifade özgürlüğüne, hakkına hukukuna saygılıyız. Özgürlükleri genişletirken 74 milyon için yapıyoruz. Kimse korkmasın, kimsenin endişesi olmasın. Kimse kendini tehdit altında hissetmesin. Kimse de muhalefetin ve onun yandaş Candaş medyasının artık başyatlamış kampanyalarına kanmasın.

BU KEZ DE VAN TARTIŞMASI

‘Van Gölü ne zamandır deniz!’

VAN’DA bulunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Merit Şahmaran Otel’de yöresel kahvaltıda Vanlı kadınların sorunlarını dinledi. Kılıçdaroğlu konuşmasında Van Gölü’nden “Van Denizi” diye bahsederek, “Ben denizi ilk kez çocukluğumda burada gördüm. Vapura burada bindim. Bu yüzden Van’ın bendeki yeri çok özeldir” dedi.

Erdoğan’dan hemen yanıt

İstanbul’da bulanan Başbakan Erdoğan, Kılıçdaroğlu’na yanıt verdi: “O kadar heyecanlı gidiyor ki ayaklar yerden kesilmiş. Bugün Van’da konuşma yapıyor, o da çok enteresan. Çocukluğunda Van denizinde ilk defa vapura binmiş. Van gölü ne zaman deniz oldu ben bilmiyordum. Böyle bir durum var. Durum böyle. Kılavuzunuz doğru olmayınca gölü de deniz zannedersiniz.”


Haberin Devamı