CHP neyi tartışıyor?

Haberin Devamı

CHP, seçim yenilgisini bu kez geçmiş dönemlere göre daha düşük bir iç gerilim ve düşük yoğunluklu bir iç hesaplaşma ile atlatmaya çalıyor.

Yine “Baykal istifa”, “yönetim istifa” sesleri çıkıyor sağda solda, partinin önünde bazı küçük çaplı gösteriler yapılıyor ama 2004 yerel seçimleri sonrasındaki kadar gür çıkmıyor muhalif grupların sesi.

Bu, belki geçen süre içinde muhalefetin umudunu kesip sağa sola dağılmasının bir sonucu. Belki de daha ilk günden Mustafa Sarıgül ve arkadaşlarının uygulamaya koyduğu muhalefet stratejisinin tutmamış olmasının, Sarıgül ekibinden farklı düşünen muhaliflerin “şimdilik” sessizliği tercih etmesinin bir sonucu.

Şu anda dışarıda Sarıgül ve arkadaşlarının estirdiği muhalefet rüzgarından daha fazla tepki var aslında CHP’nin içinde. Ama şimdilik bu tepki dışa vurulmuyor, tıpkı fırtına öncesi sessizlik gibi. Parti yönetiminin, Deniz Baykal ve arkadaşlarının söyleyeceği gerekçeler, atacağı adımlar bekleniyor.

Seçim sonuçlarıyla ilgili olarak parti yönetiminin ilk ciddi değerlendirmesi dün yapılan ve seçim sonuçlarıyla ilgili çok sert tartışmaların, ağır suçlamaların yapıldığı Parti Meclisi toplantısına sunulan Merkez Yönetim Kurulu raporu oldu.

MYK raporunda 22 Temmuz seçim sonuçlarıyla ilgili çok ilginç gözlem ve değerlendirmelere yer veriliyor. Özellikle AKP’nin oy oranını yüzde 34’ten yüzde 47’ye yükseltmesinin nedenlerinin irdelendiği bölümde çarpıcı ifade ve iddialar var CHP raporunda.

Deniyor ki;

İkinci cumhuriyetçilik söylemi adeta resmi ideolojiye dönüştürüldü. Medya üzerinden beyin yıkandı,

- Tarikatlar ittifak halinde AKP iktidarına destek oldu,

- Halkın dini duyguları sömürüldü. Cami imamları AKP propagandasında aktif rol oynadı,

- AKP’li büyük şehir belediyeleri seçmene rüşvet paketleri dağıttı,

- Yanlı medya, iktidar yanlısı propaganda yaptı, RTÜK ve YSK sessiz kaldı,

- Yerli ve yabancı sermaye, tüketici ve konut kredisi kullanmış halk kesimleri “iktidar değişmesin, tek parti iktidarı sürsün” saplantısı ile AKP’ye yöneldi.

- Merkez sağ bütünleşemediği için oylar AKP’ye aktı...”

Bu ve benzeri pek çok saptama yer alıyor raporda. CHP MYK’sının bu değerlendirme ve iddiaları elbette tartışmaya açık. Bunlar tartışılır, doğrudur veya yanlıştır ama sonuçta bütün bunlar AKP’nin seçim başarısı ile ilgili.

Peki ya CHP’nin başarısızlığı?

CHP’nin DSP ittifakına rağmen oy oranını niye artıramadığı, niye 112 milletvekiliyle yetinmek zorunda kaldığı pek irdelenmiyor CHP raporunda.

Özetle CHP yönetimi en azından şimdilik “Nerede hata yaptık?” sorusunu kendi kendine sormaya cesaret edemiyor. 2002 seçimlerinden sonra da bu soruyu soramamıştı. 2004 yerel seçimlerinden sonra da...

Ve CHP bu soruyu kendine soramadığı, ideolojisini programını, söylemini ve siyaset yapma biçimini, kadro yapısını ve yönetim tarzını gözden geçiremediği sürece bundan sonra yapılacak ilk seçimde yine rakibinin başarısının sebeplerini analiz etmeye kaçınılmaz biçimde mahkum kalacak...

DİĞER YENİ YAZILAR