Fotoğraflar: Barış Acarlı
Şu sıralar Kaderimin Yazıldığı Gün dizisiyle konuşulan Hatice Şendil, sırılsıklam aşık...
Şu ana dek neredeyse hep olgun ve büyük karakterleri oynadınız. Şimdi bir genç kızı canlandırıyorsunuz. Bu özellikle istediğiniz bir şey miydi?
Hikayenin içinde gelişen ve değişen kadınlardı hepsi. Hepsinin karakterlerinden aldıkları gücü ve seyirci tarafından yüklenmiş misyonları vardı. Kurtlar Vadisi’ndeki Ebru zaten herkes tarafından bilinen ve önemsenen; Dila Hanım ister istemez böyle bir algı oluşturdu. Şimdi Elif bu iki karakterden daha sıra dışı ve daha hayata meydan okuyan bir karakter zırhları yok yaşadıkları altında ezilmiyor dahası kollarını açıp karşılaşıyor. Daha genç, daha dinamik, çok daha cesur bir kadın Elif. Ben de bu yüzden daha farklı görünüyorum.
Projeleri nasıl bu kadar itinayla seçiyorsunuz? Hepsi Dila Hanım gibi uzun soluklu...
Dila Hanımdan sonra açıkcası aklımda bir süre bir şey yapmak yoktu. Uzun süreli olmuştu ve seyirci beni rolde çok sevip çok benimsemişti. Dila Hanımdan taban tabana daha farklı bir iş yapmak istiyordum. Bunun için de gelen işlere sıcak bakmıyordum. Sonra “Kaderimin Yazıldığı Gün”ün senaryosu geldi. Önce taşıyıcı anne fikri çok etkileyiciydi. Oyunculuk performansı adına açıkçası çok etkilendim ve sonra şunu farkettim, ben aslında çok ben duygusuyla yaklaşmıştım. Sadece ben odaklı Elif üzerinden aslında herkesin çaresizlik hikayesiydi anlatılan ve insanların ne olursa kim olursa olsun çaresizlikleri karşısında ne kadar yenik olduklarını görebildiğim bir projeydi. Aslında herkesin bildiği ama herkes için sıra dışı bir hikayeydi ve yaptığımız uzun toplantılar sonucu hikayenin ve Elif’in bu sıra dışı tarafına güvendim ve inandım. Seyircinin buna inanması biraz da bize bağlıydı bu yüzden çok çalıştık ve çok emek verdik.
İki oyuncunun (sanıyorum şimdi yapımcı) aşkı nasıl gidiyor, birlikteyken dizilerden ve rollerinizden konuşuyor musunuz?
Burak’ın oyunculuk hayaliydi ama o idealini seçti. Şu an yapım kısmında. Onun idealist yapısı beni her zaman etkilemiştir. Şimdi o başka gözle bakabiliyor ve ben tabii ki ona her zaman fikirlerini soruyorum. Beraber bir hayat paylaşıyoruz, onu çok önemsiyorum. Bu yüzden düşünceleri benim için kalıcı. Bu ay dördüncü yılımızı kutladık ve artık ilişkimizi resmileştiriyoruz.
Aşkı nasıl yaşarsınız?
Tutkuyla ve şükrederek sahip olduğum gerçek sevgi ve bana tutkuyla bağlanan bir adam için ne kadar şükretsem az. Biz bir olabilmeyi başardık. Aşk bence insanın damarlarında gezer ve kalbinin çarpmasını sağlar. Benim teslimiyetçi bir yapım var, ben kendimi Burak’a emanet ettim. Burak da hayatında ki en değerli şeye sahip çıkıyor.
Nasıl bir düğün hayal ediyorsunuz?
Çok kalabalık, herkesin eğlendiği mutlu olduğu ve kesinlikle romantik bir düğün.
- Sporla kısa sürede forma girdim, 10 kilo verdim
Özcan Deniz’le çalışmak nasıl?
Özcan ben duygusunu geride bırakmış sağduyulu, işini her zaman üste tutan biri. Biz gerçekten bütün ekip bir ruha sahibiz. İlk günden bugüne O3 yapım özenli, dikkatli bir çalışma yürütüyor. Tüm ekip daha iyisini yapmak için çok çalışıyoruz. Tek bir şey var bizim için, daha iyi nasıl oluruz?
Sizin de tek seçeneğiniz taşıyıcı anne olsa, böyle bir şey ister miydiniz?
Ben bu duruma iki taraflı bakıyorum. Taşıyıcı anne olmak mı zor? Yoksa taşıyıcı anneye mecbur kalan kadın olmak mı? Bunun empatisi tabi ki mümkün değil. Tamamen büyük bir travma sonrası karar verilebilecek bir durum bu. Kadının bu dünyada ki en temel varlığı doğurganlığı, bu onu kutsallaştırır dolasıyla karşı konulmaz mutlak bir güçtür anne olma isteği. Bence her kadın anne olabilmek için önündeki her engeli kaldırır. Bu hem çok büyük muhtaçlık duygusu hem de çok büyük bir saygıyı beraberinde getirir.
Rol için 10 kiloyu nasıl verdiniz?
Uzun süre diş teli tedavisi gördüm o bana kilo verdirtmişti ve sonra düzenli spora başladım. Hocam Ersay Safi bana bir program hazırladı; pilatescross-fitve kickboxla kısa sürede forma girdim. Şu an verdiğim kilodan daha zayıf görünme sebebi bu. Dayanıklılık ve kondisyon üzerine kurulu bir sistemim var. Setten fırsat buldukça devam ediyorum.
- Çocuk tarafımı kaybetmedim
Oyunculuğa ilk başladığın gün ile şimdi geldiğin noktada nasıl bir değişim oldu?
Benim endişeli, kaygılı, az güvenli bir yapım var. Anksiyetelerim her zaman yanımdadır. Beni asla yalnız bırakmazlar. İlk günden bu güne geldiğim nokta benim için sonsuz bir yolculuk, kendimi de anlayıp tanıdığım bir süreç aynı zamanda kendim olmaktan vazgeçtiğim daha ilkel duygularıyla hareket eden ve hoşgörüsünü artırmayı başarabilen daha dingin biriyim şu an. Bundan önce refleksif ve içsel tahminlerle hareket ederken bu gün Stella Adler metoduyla kendimi daha özgür kıldım ve başka bir tatmin duygusuna ulaştım.
Hayvan dostu olduğunuzu biliyoruz, evdekiler ne yapıyor?
Evimdeki, sokağımdaki bütün dostlarım benim için çok önemli. Onlar için fırsat buldukça sosyal sorumluluk projelerine katılıyorum. Enerjileri beni çok besliyor, iyileştiriyor, gerçek bir sevgi alışverişi bu. Hissedebiliyorum ve onlarla çocuklar gibi oynuyorum. Kendi çocuk tarafımı kaybetmiyorum.
