‘Nükleer yakıt monopolünden yana değiliz’

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün beraberinde Birleşmiş Milletler’in (BM) 62’nci Genel Kurulu ve bu döneme denk gelen diğer buluşmalar için New York’ta bulunan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’yla önceki gece yemekte birayaya geldik. Davutoğlu’na Sedat Ergin, Fehmi Koru, Hasan Bülent Kahraman, Derya Sazak, Nuri Elibol, Ergun Babahan, Murat Yetkin, Vahap Munyar, Mustafa Ünal ve benden oluşan gazetecilerin soruları doğal olarak İran’da yoğunlaştı. Davutoğlu, New York’ta bulunan İran Cumhurbaşkanı Ahmedinecad’la da görüşmesinin ardından sorularımız üzerine Ahmedinecad’ı şöyle anlattı:

- Ahmedinecad, dışarıdan göründüğünün aksine çok esnek ve pragmatik davranan bir lider. Ani tekliflere aynı hızda cevap verebiliyor. Ardından şu soruyu ortaya attı:

- İran, nükleer konusunda nerede durmalı?
Yanıtı da şöyle oldu:

- Eğer barışçılsa, nükleer teknolojiye sahip olabilmeli. Yani, nükleer enerji için kullanacağı yakıtı kendisi üretebilmeli. Silaha dönüştürme sınırında durmasını bilmeli. Eğer bir tehdit alırsa, silaha geçebilecek durumda. Bunu da dünyanın bilmesini istiyor zaten.”
Davutoğlu, başta ABD olmak üzere İran’ı nükleer yakıt konusunda köşeye sıkıştıran anlayışın şu yönüne dikkat çekti:

- İstiyorlar ki, “nükleer yakıt monopolü” oluşsun. “Nükleer teknolojiye geçin ama yakıtını bizden alın” diyorlar. Biz böyle bir “monopol”nden yana değiliz. Biz bir yandan İran konusunun görüşmelerle çözülmesine çaba gösteriyoruz. Diğer taraftan bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin nükleer yakıt üretmesinin önü açık kalsın istiyoruz. Nükleer yakıt konusunda “monopol” oluşmasında ısrar ederlerse, bizim de o teknolojiye sahip olmamıza karşı çıkabilirler.

- İran gibi muamele görür müyüz?

- Onu demek istemiyorum ama nükleer yakıt teknolojisi konusunda bizim de önümüze set çekebilirler. Oysa Türkiye de bir gün isterse nükleer yakıtını üretebilmeli.
Davutoğlu, gelişmekte olan ülkelerin hızının bu şekilde kesilmek istendiğini söyledi:

- Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin nükleer yakıt üretme teknolojisi noktasına ulaşmak yerine hep o “monopol”e muhtaç olmasından yanalar. Böylelikle enerji maliyetleriyle istedikleri gibi oynayabilecekler.

Türkiye’nin enerji konusundaki mevcut durumuna da dikkat çekerek, şöyle konuştu:

- Türkiye, gelişmekte olan ülkeler arasında enerji maliyetlerini kontrol edemeyen tek ülke. Biz aslında nükleer enerjiye geçmekte çok geç kaldık. Bu gecikme öncelikle geçmiş yönetimlerden kaynaklanıyor. Kendi dönemimizde de geç kaldığımızı düşünüyorum.

*****


BM Güvenlik Konseyi’ne yine aday olacağız

Ahmet Davutoğlu, sohbetimiz sırasında BM toplantıları sırasında yapılan bir oylamaya da dikkat çekerek, “49 en az gelişmiş ülkenin durumunun görüşüleceği zirve İstanbul’da gerçekleşecek. Bunun için 8 ülkeden oluşan bir grup arasında oylama yapıldı. Bizimle Avusturya ev sahipliğine adaydı. Sonuç ne çıktı biliyor musunuz? 8-0 bizim lehimize... 2020’ye kadar BM Güvenlik Konseyi’ne bir kez daha aday olacağız. Muhtemelen 2016’da olabilir” mesajını verdi.

Davutoğlu, sorular üzerine,
ABD Dışişleri Bakanı Hilary Clinton’la BM’deki toplantılar sırasında 6 kez aynı platformlarda buluştuklarını vurgulayarak, şu noktaların altını çizdi: “Aramızda hiç sorun yok demiyorum ama bunlar yönetilemeyecek konular değil. BM’de İran’a daha fazla yaptırım oylanırken verdiğimiz “hayır”ın ABD’de oluşturduğu havayı hızla dağıttık.”


*****

Bir ülkenin tek taraflı ambargo kararı alması illegal

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’yla konuşurken, bir süredir Türkiye’de kafalarda oluşan, “ABD, İran’la ekonomik ilişkilerimizi tümden kesmemiz için bastırıyor” havasını gündeme getirerek şu soruyu sorduk:

- ABD’den gelen heyet, “Terörün finansmanında rol oynayan İran bankaları var. Türk bankaları bunlarla ilişkiyi kesmeli” diye bastırıyor. Bu konuda son durum nedir?
Davutoğlu’nun yanıtı şöyle oldu:

“Biz Türkiye olarak son oylamada “hayır” oyu kullansak da, BM’nin İran’a dönük ambargo kararına sonuna kadar uyarız. Ancak, bir ülkenin tek taraflı aldığı ambargo kararlarına uymak durumunda değiliz. Kendi ekonomik çıkarlarımızı niye başka ülkenin tek taraflı kararına bağlayalım. Zaten bir ülkenin tek başına ambargo kararı alması da illegaldir.”
Davutoğlu, “ABD’nin, ‘Benim listemdeki İran bankalarıyla ilişkisini yakaladığım Türk bankalarıyla işleri dondururum’ gibi bir baskısı var. Türk bankaları böyle bir baskının karşısında dayanabilir mi?” sorusunu da şöyle yanıtladı: “Amerika da biliyor ki, Türkiye BM’nin aldığı kararlara harfiyen uyuyor. Bunu kendileri de dile getiriyor.”




DİĞER YENİ YAZILAR