Doların ateşini kim nasıl düşürecek?

Haberin Devamı

Dün sabahtan itibaren dostlarım arayarak, doların bu çıkışına ne dersin diye sordu. Okurlarımdan gelen mail’lerin büyük bölümü de dolardaki kurda artışın devam edip etmeyeceği yönünde idi. Bu yazıyı yazdığım saatlerde dolar kuru 1.815 TL düzeyinde ve haber kanallarında döviz kuru ile ilgili yorumlar yapılıyor. Merkez Bankası ise bugünden itibaren ufak çaplı müdahaleye başlıyor.

Ne oldu da kur yükseldi

Kurdaki yükseliş eğiliminin hem yurt dışındaki ekonomik gelişmeler, hem de içeride siyasilerin ekonomiyi bir tarafa bırakıp siyasete odaklanmalarının yarattığı belirsizlikten kaynaklandığını söylemek gerekir. Yani iç ve dış faktörler birbirine karıştı.

Daralan talebi canlandırmak için tüm dünya ülkeleri faiz düşürme yarışına girdi. ABD, Japonya ve AB ülkelerinde faiz oranı neredeyse sıfır noktasında. Türkiye de bu modaya uymak zorunda kaldı. Merkez Bankası (MB) her ay 1.5-2 puan faiz indirmeye başladı. Mevduat repo ve faizleri hızla düşürüldü. Buna rağmen ülkemiz halen en yüksek faiz veren 5 ülkeden biri arasında.

Geçen hafta dolar kuru 1.9’a çıkar mı diye yazmıştım. Bunu yazmamın nedeni şu idi. MB’nin kasasında 70 milyar dolar var. Bankalarda da 40 milyar dolar olduğunu hesaba katarsak yaklaşık 110 milyar dolar yabancı para var. Öyle çok kötü bir durumda değiliz, ancak... Yabancılar terk ederken bir miktar dövizi alıp götürüyor. Üstelik de ne dış kredi ne de yabancı sermaye girişi var. Dolayısıyla döviz stoku sürekli erimeye başladı. Bu eğilim döviz kurunu tırmandırır mı diye düşündüm.

Dövize yerli talep başladı

Ekonomide ciddi anlamda bir belirsizlik var. Hükümet işi sıkı tutmuyor. Alınması gereken önlemler ne yazık ki ya alınamıyor, ya da gecikmeli alınıyor. Hükümetin gündeminde varsa yoksa mahalli seçimler. Ekonomi adeta üvey evlat.

Şimdiye kadar yerli yatırımcılar dövize çok fazla meyilli değildi. Ancak dışarıda yaşanan olumsuz gelişmeler ile döviz kurlarının içerde artış eğilimine girmesinin ve faiz getirisinin arzu edilen düzeyde olmamasının yerli yatırımcıları da dövize doğru itmeye başladığını görüyoruz. Bence en büyük tehlike bu. Döviz borcu olan firmalar, açığını kapatmak için döviz toplamaya başladı ve bazı yatırımcılar da taleplerini dolardan yana ortaya koyunca döviz kuru yükselmeye başladı.

MB müdahale etmeli mi?

Merkez Bankası bugünden itibaren günde 50 milyon dolar döviz satacak. Gerekirse bu miktarı artıracağını da açıklayan MB, piyasalara aman ha, spekülatif anlamda döviz kurunu yükseltmeyin, ben gerekirse döviz satarak kur artışını önlerim, siz de zarar edersiniz mesajını veriyor. Dalgalı kur uygulamasında MB’nin döviz kuruna müdahale etmesi doğru değil. Ancak kur artışının arkasında spekülatif amaç varsa MB bu aracı kullanmalıdır.

İşte MB’nin bugün başlayan uygulaması bu amaca yönelik.

***


Kötü gidişat hükümeti götürür

Döviz kurunun yükselmesinin iki önemli sonucu var.

Birincisi, sanayici ithal girdileri yüksek kurla alacağı için maliyeti artar. Ancak talep olmadığı için bu maliyet artışını ürün satış fiyatına yansıtamaz. İkincisi ise psikolojiktir. Döviz kuru artınca, panik başlar. Kur daha da artacak diye herkes elinde ne varsa dövize çevirmeye çalışır ve döviz daha da yükselir. Böyle bir ihtimali düşünmek istemiyorum.

Hükümetin hâlâ ekonomiye odaklanmaması, varsa yoksa mahalli seçim diye siyasete yönelmesi adeta bir intihar girişimidir.

Geçmiş hükümetleri yıkan ekonomi idi. Bu hükümet de unutmamalıdır ki, meydanlardaki rakibi muhalefet partileri değil, ekonomik gidişat olacaktır.

DİĞER YENİ YAZILAR