Döviz fiyatları yükselmeye devam edecek mi?

Haberin Devamı

ABD’de cazip gözüken konut kredileri ile sadece ihtiyaç için değil, yatırım amaçlı konut alanların neden olduğu mortgage krizi, beklendiği gibi sadece ABD ekonomisini değil tüm dünya ekonomlerini vurdu. Dünya devi gözüken bankalar ve fonlar yerle bir oldu. Dünya borsalarında önemli düşüşler görülürken, bankalar yüklü zararlar açıklamaya başladı. Faiz ve döviz cephesinde hareketlilik yaşanırken hisse senetleri beklenenden çok değer kaybetti.

Dünyadaki bu gelişmelerinin yanında iç siyasette de önemli hareketlilik yaşandı. AKP’ye açılan kapatılma davası belirsizliği daha da artırdı. Bütün bu gelişmeler karşısında İMKB’de önemli düşüş olurken, Merkez Bankası uzun süreden beri ilk kez faiz düşürme kararı almadı. 1.150 YTL’ye kadar inen dolar 1.350’lere yükseldi. Avro 1.65’lerden 2.1 düzeyine kadar yükseldi. Dövizdeki bu hareketlilik karşısında yeni bir krizle mi karşı karşıyayız diye paniğe kapılan yatırımcılar ve döviz borçlusu şirketlerin ağzını bıçak açmamaya başladı.

Şirketler döviz borçlusu

2001 krizinde açık pozisyonla yakalanan bankalar bu kez rahat. Çünkü sektörde açık poziyon yok. Tüm bankalarımızdaki açık pozisyon miktarı 500 milyon dolar gibi sembolik bir seviyedeydi. Bu da özkaynaklarının yüzde 1’ine bile tekabül etmiyor. Ancak bu kez de şirketlerdeki açık pozisyon miktarı korkutuyor. Şirketlerin döviz cinsinden borçları 100 milyar dolar gibi oldukça yüksek bir rakam. Merkez Bankası’nın yaptığı çalışmaya göre bu şirketlerin 50 milyar dolayında varlıkları olduğu hesaba katılırsa, özel şirketlerin döviz riskleri 50 milyar dolar civarında. Olası bir döviz kuru yükselmesinde bu kez bankacılık kesimi değil, reel sektör ve diğer sektörlerde faaliyet gösteren özel şirketler büyük risk altında.

Merkez Bankası’nın 14 Mart tarihi itibarı ile döviz rezervi 76.5 milyar dolardır. Yani Merkez Bankamızın kasasında 76.5 milyar dolar var. O nedenle döviz hareketlerine karşı güçlü bir rezerve sahip olduğu görülüyor.

Döviz kurları değişebilir

Öte yandan global krizin ekonomiye olumsuz yönde yansımalarından doğan bilanço zararları da düzelmeye başladı. Sıkıntı çeken bankaların FED’in likidite katkısıyla sıkıntıyı en azından şimdilik aşmış oldukları görülüyor. Bu dikkate alındığında döviz kurlarındaki yükselme eğilim trendine giriyor gibi. İçerde yaşanan siyasi gelişmelere paralel olarak da içerde son on beş günden bu yana döviz fiyatlarında hızlı bir yükseliş yaşanmaya başladı. Herkes merak ediyor, dövizdeki bu yükseliş devam edecek mi? 1.35’leri bulan dolar kuru 1.4’leri de aşacak mı... Bunun cevabını net olarak verebilmek için iç siyasetteki gelişmelerin seyrini iyi tahmin etmek gerekir. İçerde yaşanan en büyük belirsizlik, Anayasa Mahkemesi’nde açılan Ak Parti’nin kapatılması davası idi. Davanın kabulü yönünde karar çıktı. En azından şu aşamada belirsizlik yerini kısa vadede siyasette bir sıkıntı olmayacağı düşüncesine bıraktı. Ancak 6 ila 9 ay sürecek mahkeme sürecinde dövizde siyasi gelişmelere paralel olarak yükseliş ve düşüşler görülebilir. Kişisel görüşüm, dövizde kısa vadede önemli yükseliş olmayacağı, hatta bir miktar gerileme de olabileceği. Ancak mahkemenin kararının belli olması yaklaştıkça, gelişmeler karşısında yükseliş ve düşüşlerle karşılaşmak mümkün olabilir.

DİĞER YENİ YAZILAR