Gazete Vatan Logo

Aşkı uğruna Osmanlı’yı bitiren kadın: Gertrude Bell

Bu hafta vizyona giren “Çöl Kraliçesi” filmi İngiliz ajanı Gertrude Bell’in yaşamını anlatıyor... İşte Ortadoğu’da bugün akan kanın baş sorumlusu Bell’in hikâyesi...

Aşkı uğruna Osmanlı’yı bitiren kadın: Gertrude Bell

Aradan 100 yıl geçse de İngiltere onu hâlâ büyük bir kahraman olarak anıyor... Kızıl saçları, yeşil gözleriyle Ortadoğu’yu kasıp kavurdu zamanında. Arap coğrafyasını karış karış gezip haritaladı, modern Ortadoğu’yu kurdu. Kralları tahta çıkarttı, indirdi. Cetvellerle sınırları çizdi. Aşiretleri tek tek “kimden yana” diye listeleyip birbirine kırdırdı. Ülkesi için bugün bile devam eden politikaların mimarı oldu. Ve evet, tüm bunları tek bir kadın yaptı. Kimine göre Çöl Kraliçesi, kimine göre ‘el-Hatun’. O kişi İngiliz ajan, Gertrude Bell.
1- Bell, Oxford Üniversitesi’nde tarih okudu ve okuldan birincilikle mezun olmayı başaran ilk kadın oldu.
53 SAAT DAĞIN YAMACINDA HALATLA SALLANDI
1868’de İngiltere’de dünyaya geldi. Şanslı olanlardandı. Çok güzel bir hayat yaşadı. O yıllarda kadınların üniversiteye gitmesi nadirdi. O ise tarih okumak için Oxford Üniversitesi’ne girdi. Dört yıllık okulu yarı sürede hem de birincilikle bitirdi. Mezun olduktan sonra 1892’de önce İran’da büyükelçi olan amcasının yanına gitti, daha sonra iki kez dünya turuna çıktı. İsviçre’de Alplerin en yüksek noktasına tırmandı. Adı bir zirveye verildi. 1902’de Alplerde ekip olarak fırtınaya yakalandılar. Bellerindeki halatla birbirine bağlı üç kişi tam 53 saat boyunca bir yamaçta sallandılar. Ama öyle dirayetliydi ki, verdiği moralle sadece o değil, tüm ekip sağ kurtulmayı başardı.

2- 1899 yılında Kudüs'e yaptığı ziyaretten sonra Araplara karşı ilgi duymaya başladı.


7 DİL ÖĞRENDİ, AŞİRETLERLE AHBAP OLUP LİSTELEDİ
Yetmedi Ortadoğu’ya gitti. Çöllerde arkeolojik kazılara katıldı. Vaktinin çoğunu gezerek geçirdi. İngilizce’nin yanı sıra 6 dili daha (Türkçe, Arapça, Farsça, Fransızca, Almanca ve İtalyanca’yı) şakır şakır öğrendi. İslam coğrafyasını karış karış gezdi. Dil bilen güzel bir kadın olarak bütün aşiretlerle ‘ahbap’ oldu. Hem gözlemlerini kitaplaştırdı, hem de bölgeyi en ince detayına kadar haritalandırdı. Yıllarca savaşlarda onun bu gözlem kitapları ve haritaları kullanılacaktı...

3- 1902’de Arap çöllerinde seyahatler yaptı.


4- 1909’da Mezopotamya’ya bir gezi düzenledi. Ardından Irak’taki antik şehir Babil’e gitti.

BİR BURUK AŞK HİKÂYESİ
Şu hayatta en tehlikeli şey aşk işte... Helen uğruna savaş çıkmış, Şirin uğruna dağlar delinmiş. Meğer bugün Ortadoğu’nun içinde bulunduğu girdabın arkasında da bir aşk hikâyesi gizliymiş. Bell 1907’de Anadolu’daki kiliselerle ilgili bir araştırma yaptığı sırada Konya’ya da geldi. Ve o sırada hayatının aşkıyla tanıştı. İngiltere’nin Konya Askeri Konsülü Binbaşı Dick Doghty-Willie... Binbaşı evliydi. Gizli kapaklı buluşmalar ve mektuplarla sürdü bu aşk. Fakat hiç beklenmedik bir şey oldu. İngiliz Binbaşı 1915’te Çanakkale Savaşı sırasında hayatını kaybetti. İşte iddia o ki Bell o tarihten sonra Türkler’den nefret etmeye başladı.


5- Bell, 1920’de Kahire Konferansı’na katıldı.


6- T.E. Lawrence ve Bell Kahire Konferası’nda.

GELİBOLU ZAFERİ ‘YÜZÜNDEN’ ARAPLAR AYAKLANDI
Hıncını almak için Osmanlı ve Türkler’e karşı birçok faaliyette bulundu o olaydan sonra. Birinci Dünya Savaşı’nda görev almak isteyince Kahire’de görevlendirildi. Yolu, ünlü İngiliz ajan Arabistanlı Lawrence’ın yanına düşmüştü. Daha önce tanışmış olsalar da bu dönemden sonra anne-oğul gibi oldu ikili. Bell kendisine öyle resmi bir görev verilmemiş olsa da Ortadoğu’da Osmanlı’ya karşı İngiliz saflarında çalışabilecek Arap kabileleri tek tek raporladı. O rapor uzun yıllarca askeri eylemlerde kullanıldı. 1918’de Osmanlı, İngilizlerle çarpıştığı sırada, hemen her bölgede Araplar’ın ihanetiyle karşılaştı. İngilizler bu sayede Şam ve Halep’i ele geçirdi. Musul’a girmek üzerelerken Osmanlı teslim oldu ve 1918’de Mondros Ateşkesi imzalandı. Tesadüf o ki, birkaç ay sonra İngiltere Bell’e “Üstün Başarı Nişanı” verecekti...

7- Bell Arap delegelerle beraber Kahire Konferansı’nda.
ORTADOĞU’NUN KRALLARINI BİLE O BELİRLEDİ
Hicaz’ı yöneten Mekke emirinin oğlu Faysal o dönem İngilizlerle anlaştı. Mart 1920’de Suriye kralı ilan edildi. Ancak dört ay sonra devrildi. Faysal bir kez daha İngilizler’den yardım istedi. O sırada Ortadoğu’yu yeniden şekillendirmek için Churchill tarafından Kahire Konferansı düzenleniyordu. Bell de o konferansa katılan tek kadındı. Onun fikriyle yepyeni bir ülke kuruldu o toplantıda: Irak... Babasına yazdığı bir mektupta “Ofiste tüm bir günü Irak’ın güneyindeki çöl sınırını belirlemekle geçirdim,” diyecekti... Faysal ise Ağustos 1921’de Irak’ın kralı oldu. Görevde olduğu 12 yıl boyunca İngiltere ile ittifak yaptı.


8- Kral Faysal ve Bell piknik yaparken.

YALNIZLIKTAN DEPRESYONA GİRDİ, İNTİHAR ETTİ
İşleri ‘kendince’ yoluna koyduktan sonra kendini asıl işi olan arkeolojiye verdi. 2003’teki ABD işgali sırasında yağmalanan Irak Ulusal Müzesi’nin kurulması için tam 4 yıl uğraştı. 1926’da o da bitince bunalıma girdi. Bir yıl önce kız kardeşini tifodan kaybetmişti. Büyük aşkı Binbaşı Willie’nin ölümünden sonra evlenmemişti. İddiaya göre yalnızlıktan iyiden iyiye depresyondaydı. 12 Temmuz 1926’da 58 yaşındayken yüksek dozda uyku ilacı alarak yaşamına son verdi. Ortadoğu’yu pasta böler gibi bölen kadın, sessizce bir odada kendi kendine can verdi. Bağdat’taki İngiliz Mezarlığı’na gömüldü.
Nicole Kidman’ın başrolünde yer aldığı “Çöl Kraliçesi filminin yönetmenliğini Werner Herzog üstleniyor.

Haberin Devamı