Bu kez farklı (mı?)

Haberin Devamı

Beklendiği gibi, Para Politikası Kurulu faizleri değiştirmedi. Son yaptığı güçlü ve önden yüklemeli parasal sıkıştırmanın yeterli olduğunu söylüyor. Sıkı duruş sürecek, yılın ikinci yarısında enflasyon düşecek diyor. Dış açıkta belirgin iyileşme öngörüyor.

Bundan sonra ne olur? Ortodoks kesim para politikasını hâlâ gevşek buluyor. Yıl içinde faizin 2-3 puan artmasını istiyor. Çoğunluk bu düzeyde kalacağını düşünüyor. Gerginlik hafifledikçe indirileceği umudu taşıyanlar da var.

Asya krizi ile karşılaştırma

Sermaye çıkışı gelişen piyasalarda krize yol açar mı? Tartışmaya Kemal Derviş de katıldı: “Tailspin or Turbulence” (www.projects-syndicate.org). Havacılıkta ilki uçağın düşmesi, ikincisi sallanmasıdır. Benzer sermaye çıkışının yol açtığı Asya krizi (1997) ile karşılaştırıyor.

Bir: Asya’da kamu açığı (ve borcu) düşüktü. Ama kriz çıktı. Yani sağlam kamu bilançosu krize engel değildir.

İki: Asya’da finans kesimi çok zayıftı. Yaygın “gölge bankacılık” krizi derinleştirdi. Bugün kırılgan ülkelerde sermaye yeterliliği yüksektir. Not: Bu sorunla Çin cebelleşiyor.

Üç: Asya krizi sabit kur rejiminde patladı. Döviz kuru değişen koşullara uyum sağlayamadı. Bugün ise kur dalgalanıyor. Sermaye çıkışı kuru yükseltir. Dış açık kapanır. Yani sert iniş engellenir.

Özel kesim bilançoları

Gerçekten öyle mi? Kamu maliyesi sağlam ve banka sermayeleri güçlü olunca dalgalı kur ani ve sert bir sermaye çıkışına karşı yeterli sigorta mıdır? Derviş tereddütlerini açıklıyor. Reel kesim bilançolarındaki sorunlara işaret ediyor. İspanya’yı hatırlatıyor.

Mekanizma biliniyor. Özel kesim ciddi kur riski biriktirdi. Kur artınca zarar yazıyor. İflaslar başlıyor. Batıklar artınca bankalar krediyi kesiyor. Çöken iç talep yeni iflaslar getiriyor. Kısır döngü düzeltmeyi krize dönüştürüyor.

Bu süreç kaçınılmaz mı? Derviş’ten bir alıntı ile bitirelim. “Bazı ülkeler açısından ciddi tehlikeler olmasına rağmen, 2014’te yükselen ekonomilerde genel bir kriz ihtimali düşüktür.”

DİĞER YENİ YAZILAR