Pruvadan esen sert rüzgârlar

Haberin Devamı

Haziran hanehalkı iş gücü verileri TÜİK tarafından açıklandı. İşsizlik oranı yüzde 8’e, mevsim etkisi arındırılınca yüzde 8,9’a geriledi. Son yedi yılın en düşük oranlarıdır. Ekonomi yavaşlıyor ama işsizlik azalıyor. Nasıl oluyor? Ayrıntısına inmek gerekiyor.

TÜİK ve Merkez Bankası tarafından hazırlanan tüketici güven endeksi ağustos sonuçları yayınlandı. Temmuzda küçük bir artıştan sonra nispeten sert düşüş var. Kötü haberdir. Tüketicinin harcamasına en çok bugün ihtiyaç var.

Maliye Bakanlığı ağustos bütçe gerçekleşmesini açıkladı. Hazine nakit dengesinden genel resmi görmüştük. İlk sekiz ayda bütçe dengesi 10 milyar TL bozularak 8.5 milyar TL açık verdi. Faiz dışı fazla da 6 milyar TL azaldı. Konjonktürle uyumludur.

2011 gelir dağılımı verileri TÜİK tarafından yayınlandı. Eşitsizlik 0-1 arasında bir değer alan Gini katsayısı ile ölçülüyor. Sayı büyüdükçe gelir dağılımı bozuluyor. Yüksek büyüme hızına rağmen 2011’de katsayı binde 0,6 yükseliyor. İlginçtir.

Evdeki hesap...

Denizcilik terimlerine aşina olmayanlar için açıklayalım. Rüzgârın teknenin gitmek istediği yönden gelmesidir. Karşıdan sert rüzgâr yelkenliyi çok zorlar. Şu sıralarda küresel ekonomiden kaynaklanan olumsuz koşulları ifade etmek için kullanılıyor.

Bugün ekonomideki yavaşlamayı engelleyebilecek iktisat politikalarına bakacaktım. Elbette döviz kuru ve faiz başta geliyor. Ancak Para Politikası Kurulu’nun toplantı gününe rastladı. Sonucu beklemeye karar verdim.

İkinci çeyrek büyüme verileri ekonomide beklenenin ötesinde bir yavaşlamaya işaret etti. İç talebin daralmaya başlamasını özellikle vurguladık. Yumuşak inişi riske atabilir. Politika tepkisi o açıdan kritiktir.

Dış koşulların Türkiye’nin düzeltme çabasını çok zorlaştırması diğer açmazdır. Geçen yıl uyarmıştım. Düzeltmeyi zamana yaymak ilk bakışta akılcı durur. Ama yaşam sürprizlerle doludur. Bir bakarsın evdeki hesap çarşıya uymuyor...

Kısa bilanço

En olumsuz gelişme euro krizinin Türkiye’nin en büyük ihracat pazarında ciddi bir resesyonu tetiklemesidir. Bütün göstergeler AB’de talep ve üretimin daraldığına işaret ediyor. Nitekim AB’ye ihracatın azalması dış talebin büyümeye katkısını sınırlıyor.

Onu bölgede siyasi istikrarsızlığın tehlikeli boyutlara ulaşması izliyor. Suriye’de kanlı iç savaş Türkiye’yi çok yönlü sarsıyor. Hem bölgeye ihracat olanaklarını kısıtlıyor. Hem yarattığı belirsizlik içeride güven ortamını zedeliyor. Harcamalar erteleniyor.

Gelişmiş ülkelerin uyguladıkları “sonsuz likidite” (bedava para) politikası da farklı kanallardan düzeltmeye engeller dikiyor. Ham madde fiyatlarını tırmanması ticaret hadlerini bozuyor. Sermaye girişleri para politikasının etkinliğini azaltıyor.

Listeyi uzatabiliriz. Sonuç değişmez. Yelkencilerin iyi bildiği bir gerçeği hatırlatalım. Sert pruva rüzgârda dümen tutmak çok zordur. En küçük hata bile ciddi sorun yaratır. Maalesef bu benzetme Türkiye ekonomisinin bugünkü durumunu iyi özetliyor.

DİĞER YENİ YAZILAR