Sıcak gün yazısı

Haberin Devamı

Kavurucu sıcakları gene en güzel Selahattin Duman anlatmış. “Gölgede 39 demek, hissedilen sıcaklığın 45 ile 50 derece arasında olması demek...” Ben de onun gibi İstanbul dışında yazlıktayım. Kendimi Ege kıyısı daha az rutubetli diyerek avutuyorum.

Klima satıcılarının yüzü gülüyor. Hergün komşulardan biri daha evine taktırıyor. Ama beklenmedik bir sorun yarattı. Sitenin elektrik dağıtım sistemi klimaların getirdiği ek yükü taşıyamadı. Ana kablo yanmış deniyor. İki gündür elektrik yok.

Site yönetimi biraz önce duyuru yaptı. Klima kullanımına kısıtlama getirmekten söz edildi. Örneğin evleri ikiyi ayırıp (tek ve çift numara!) farklı saatler saptanabilir. Ancak denetimi adeta imkansızdır. Sorumluluk duygusu yüksek vatandaş gerektirir.

Ege Cansen’in çok sevdiği trafik açmazına benziyor. Başkaları kurallara uyarken kuralı delen karlı çıkar. Ama herkesin kuralı delmesinin sonu felakettir. Klima açmazının nasıl çözüleceğini göreceğiz.

Sonbaharın gündemi yoğun

Yaz sıcakları ekonomiyi de ikinci plana atar. Zaten okullar tatildir. Fabrikalarda üretim hattı yavaşlar hatta durdurulur. Ofisler birkaç nöbetçi ile idare edilir. Mali piyasalara bile rehavet çöker. Sonbahar beklenir.

Bu yıl sonbahar gündeminin yoğunluğu şimdiden konuşuluyor. Euro bölgesi için geleceğe kaçış olanakları tükendi. Özellikle Yunanistan’ın sayılı günü kaldı. Hikayenin sonunu çabuk öğreneceğiz.

Kasım başında ABD’de kritik bir seçim var. Obama’nın kaybetmesi zaten ciddi sorunlarla boğuşan dünya ekonomisi için ek bir belirsizlik demektir. Mali piyasaları mutlaka etkiler.

Çin ekonomisinde yavaşlama durgunluğa dönüşür mü? Soru bir süredir çok seslendiriliyor. Korku senaryoları yazılıyor. Özellikle hammadde ihracatçısı ülkeler için kötü haberdir.

Türkiye ekonomisi de iktisat politikası açısından bir yol ayırımına geldi. Olumsuz küresel konjonktürün ikinci yarıda da büyümeyi kısıtlaması ihtimali artıyor. Enflasyon düşüyor. TL değer kazanıyor. Ne yapılacak? Ne yapılmalı?

Yazılara ara veriyorum

Bir yandan sıcaklar, diğer yandan sonbahar gündeminin yoğunluğu, ben de olağan yıllık iznimi bu arada kullanmaya karar verdim. Bu süre içinde beni tatile çıktığıma pişman edecek olağanüstü gelişmeler olmayacağını umut ederim.

Haftaya Pazar günü yazmayacağıma göre, okuyucularımın Şeker Bayramı’nı peşinen kutluyorum.

DİĞER YENİ YAZILAR