Tasarrufçu ile sohbet

Son dönemde tasarrufçuyu ihmal

Haberin Devamı

Son dönemde tasarrufçuyu ihmal ettik. Yatırım enstrümanları hakkında görüş açıklamadık. Pek çok neden sayılabilir. En önemlisi, mali piyasaların benim uzmanlık alanıma girmemesidir. Benden iyi yapacak uzmanlara bırakmayı tercih ediyorum.

Ancak, döviz kuru tahminlerimle dolaylı şekilde taraf oluyorum. Çünkü ekonominin dış dengesini ve oradan döviz arz-talebini ve kuru belirleyen makroekonomik politikalar ve gelişmeler uzmanlık alanıma giriyor.

Nitekim dış denge, döviz arz-talebi ve kur en çok yazdığım konular arasında yer alıyor. Kaçınılmaz olarak döviz/TL tercihlerini etkiliyorum. O anlamda tasarrufçuya yol gösteriyorum. Daima TL'den yana pozisyon aldığım biliniyor.

Örneğin Şubat krizi ile gelen devalüasyonu öngöremedim. O tarihte çok eleştirildim. Ama 2001'in ikinci yarısında, 2002 yazında ve 2003 ilkbaharında kurda oluşan balonlara doğru teşhis koydum. Bana güvenip dövizden uzak duranlar kârlı çıktı.

Doğrusu portföy oluşturmaktır
Tasarrufçunun ilk hedefi tasarrufunu korumak olmalıdır. Gelir elde etmek arzusu hiçbir zaman koruma hedefinin önüne geçmemelidir. Bu ilke çok önemlidir. "Midyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak" özdeyişini hiç unutmayın.

O nedenle bütün yumurtaları bir tek sepete koymak yanlıştır. Doğrusu birden fazla enstrümanla bir portföy oluşturmaktır. Böylece risk dağıtılır. Makro ya
da mikro düzeyde muhtemel olumsuz gelişmelere karşı tedbir alınır. Karşılığında spekülatif kârlardan vazgeçilir.

Aktif borsa oyunculuğu amatör yatırımcılar için çok risklidir. Her fırsatta bunu ifade ediyorum. Uzun dönemde borsadan para kazanmak profesyonelleri bile zorlar. Amatörler için kelimenin tam anlamı ile olanaksızdır.

İlle borsa ile bağlantı kurmak isteyenlere tavsiyem portföylerine bir miktar A tipi yatırım fonu koymalarıdır. Onu da birkaç ayrı fona dağıtmakta yarar vardır. Son dönemde endeks fonların popüler olduğunu da belirtmeliyim.

Risk sevmeyen bir portföyde ağırlık banka mevduatı, devlet bono ve tahvili, repo, B tipi likit fon gibi sabit getirili enstrümanlarda olacaktır. Sabit getiride ise en hassas karar vade seçimidir.

Vade uzatmalı mı?
Şubat krizi tasarrufçunun risk algılamasını çok etkiledi. Büyük çoğunluk daha güvenli olduğuna inandığı dövize yöneldi. Bütün göstergeler tersine dönse bile dövizde ısrar etti. TL'de kalanlar ise çok kısa vadeye geçti. Bir türlü vade uzatmayı kabul etmedi.

Halbuki Hazine 17 Ekim'de ilginç bir enstrüman denedi. Altı ayda bir yüzde 10 faiz ödemeli üç yıl vadeli tahvil çıkardı. Vade vatandaşa uzun geldi. İlgi göstermedi. Ben portföyüme aldım. Üç ayda çok prim yapü. Faizde düşüş eğilimi, zamanında uzun vadeyi seçenlerin lehinedir. Bence koşullar portföyün ortalama vadesini uzatmaya müsaittir. Yeni enstrümanlara açık olmak gerekmektedir.

DİĞER YENİ YAZILAR