Teknolojik röntgen Türkiyesi

Sokakta özgürlük devri sona erdi. Bu kez iş devletin kapkaççıları yakalamak için yerleştirdiği Mobese'leri de aştı. Eline kameralı cep telefonunu alan "magandalar", istemeden frikik vereni kare kare çekmeye, ardından da çektiği fotoğrafları eşine dostuna maharetmiş gibi dağıtmaya başladı. Pazar Vatan, bu cinsel açlığımızı ve taciz terörünü uzmanlara sordu.

Cep telefonu çıktı, röntgencilik de iyice pervasızlaşti! Artık binbir zahmetle ağaca çıkıp ikinci, üçüncü katta soyunmakta olan kadınları izleyen röntgenciler yok Onun yerine yanında taşıdığı cep telefonuyla kamuya açık alanlarda başkalarını f otoğraflayanlar var. Ya da işi daha da ileri götürüp defilelerde mankenlerin etek altından fotoğrafını ve görüntüsünü çekenler...
Mesela Ankara'da Ece Gürsel, Didem Taslan, Nefise Karatay ve Yüksel Ak gibi mankenlerin podyuma çıktığı defilede bir grup röntgenci, cep telefonlarını podyumun üzerine koyup fotoğraf çekti ve telefonlarının kameralarını çalıştırdı.
Herhalde tarihteki ilk fotoğrafı çeken (1826) Joseph Nicephore Niepce, mucidi olduğu sanatın böylesine kötü emellere alet edileceğini hiç düşünmemişti.
Artik bir zamanlar olduğu gibi sokakta özgürce gezme devri sona ermek üzere ve "telefonuyla biri beni çekiyor mu" paranoyası başgöstermiş durumda. Psikolog tikim Öz, "teknolojik röntgencilik" konusunda şunları söylüyor:

"Teknolojinin bu kadar gelişmiş olması bizim gibi gelişmekte olan ülkeleri hazırlıksız yakaladı. Ülkemizde bu denli gelişmiş teknolojiyi; ne gençlerin ne de yetişkinlerin taşıyacak kapasitesi yok Ayrıca biz, cinsel anlamda olgunlaşmış bir toplum değiliz. Bu tür davranışlarda bulunan kişilerin, sokakta veya herhangi bir yerde çektikleri resimleri birbirlerine göstermeleri veya interneti kullanarak deşifre etmeleri teknolojinin kullanılarak yozlaşmanın ne kadar ilerlediğinin açık bir kanıti. Peki bu cesaret nereden geliyor? Yani, kadın frikik vermese bile onun zoraki fotoğrafını çekme isteğinin bana göre en önemli nedeni cinsel açlık
Buna karşı kadınların veya kızların kendilerini daha çok korumaları gerekir. Çünkü düşük bel pantolon, dekolte bluzlar ve vücudun büyük bölümünü ortaya çıkaran elbiseler cinsel açlık çeken erkeği kontrolsüz durumda bırakıyor. Elde ettiği görüntüleri internette deşifre etmesi ise tamamiyle güç gösterisi ve kendini ispat dürtüsü. 'Ben çektim, ben yaptım durumu..."
Cinsel psikiyatr Ayhan Erakay, ise, "Gençler cinselliği merak ettikleri için görüntüleri yakalamaya çalışıyor. Yaşı ilerlemiş olanlar ise istediğini elde edememiş ya da elde ettiklerini tüketmiş olduklarından bunu yapıyor. Popüler müzik gibi... Her görüntü cinsel bir obje ve tüketilmesi gerek" diyor.

CEZASI VAR MI?
"Teknolojik röntgenciler"den biri sahiplenme arzusunu şu sözlerle açıklıyor: "Normalde on saniye görüp, bir daha görmeyeceğin birini sonsuza kadar saklayabiliyorsun."
Bugüne kadar birkaç yerde fotoğraflarının çekildiğini söyleyen kadınlar ise rezillik çıkmasından çekindikleri için sadece konum değiştirebiliyor
Peki bu durumun hukuki boyutu ne? Avukat Semra Bala bir kişinin haberi olmadan çekilen fotoğraf için iki ayrı seçenekten söz ediyor: "Fotoğrafı çekilen kişi işlemden habersizse zaten bundan şikâyet edemez. Dolayısıyla suçun koşullan oluşmamıştır. Fakat bunu fark edip reddeder, karşı taraf çekmeye devam ederse bu tacizdir. Bir de bu resimlerin basın yoluyla internet de buna dahil sunulması var. Bu yeni TCK'nın hakkında ağır ceza hükümleri içerdiği bir eylem."