Gazete Vatan Logo

Halkı korku yerine umuda çağıran sıradışı siyasetçiler

Arap Baharı’ndan sonra değişim rüzgarı sert esiyor

Batı’da ekonomik kriz hükümetleri deviriyor, özgürlük talepleri Uzak Doğu’ya kadar uzanıyor. İşte varolan düzene başkaldıran iki isim: Yunanistan’da halkı korku yerine umuda çağıran Alexis Tsipras ve korkuyu tek gerçek hapishane olarak tanımlayan Myanmar’ın muhalif lideri Aung San Suu Kyi.

Birbirinden 9 bin kilometre uzakta olan iki ülke Yunanistan ve Myanmar. Yunanistan’da halk yıllardır süren ekonomik kriz yüzünden sokaklarda. Batı, yardım için onayladığı kredinin her yeni taksit ödemesi için ülkedeki kemerleri biraz daha sıktırıyor. Sokaklar tepkisini, Avrupa Birliği bayraklarını yakarak, grevler ve gösteriler düzenleyerek veriyor. Eski adı ‘Burma’ olan Myanmar’da ise durum farklı. 1962’den itibaren askeri cunta tarafından yönetilen bu Asya ülkesinde 2007 yılında demokrasi yanlısı gösteriler başladı. Askeri yönetim şiddete başvurdu, yüzlerce kişi hayatını kaybetti. Fakat demokrasi talebinin fitili ateşlenmişti bir kere. 2010’da askeri yönetim iktidarı, atadığı ‘sivil’ devlet başkanına devretti. Reformlar başladı. Bunlardan biri de son 24 yılının 15’ini ev hapsinde geçiren Aung San Suu Kyi’nin yapılacak ara seçimlere katılmasına izin vermek oldu.

Ülkesindeki direnişin sembolü 25 yılını mücadeleye adadı

Kısa boylu, ilk bakışta kırılgan görünen Aung San Suu Kyi, yıllardır ülkesindeki direnişin sembolü. Babası Myanmar’ın 1948’de İngiltere’den bağımsızlığını kazanmasını sağlayan bir kahraman. Kızı da yıllardır orduya karşı direniyor. 66 yıllık yaşamının 25 yılını bu mücadeleye adamış bir savaşçı. Ülkesi için; demokrasi, özgürlük ve daha iyi yaşam koşulları istiyor. Saçına taktığı beyaz çiçekler de bunun sembolü. 1969’da Oxford Üniversitesi’nin Felsefe, Siyaset ve Ekonomi bölümünden mezun olduğunda böyle bir hayatı olacağını büyük olasılıkla hiç düşünmemişti. 1988’de iki oğlu ve kocasını İngiltere’de bırakıp hastalanan annesini ziyarete Myanmar’a koşmuştu. Fakat ülkesi kötü bir dönemden geçiyordu. Ordu ve hükümetin başında olan General Ne Win görevini bırakmış, halk, diktatörlüğe karşı ayaklanmıştı. Suu Kyi demokrasi hareketinin başına geçti ve muhalefetin liderliğini üstlendi. Ancak bunun bedeli ağır oldu. Ordunun sert müdahalesi ve izleyen kanlı darbe 3 bin kişinin hayatına mal oldu. Suu Kyi ev hapsine mahkum edildi.

Aung San Suu Kyi

Mamatha Gandhi ve Nelson Mandela’yı örnek aldı

Bir yıl sonraki seçimlerde partisi büyük bir başarı kazandı. Fakat ordu sonuçları tanımadı. Suu Kyi’nin demokrasi mücadelesini ev hapsindeyken de sürdürdü. Taraftarlarını bir tek sözle cuntaya karşı harekete geçirebilecek güce sahipti. Ancak o Mahatma Gandhi ve Nelson Mandela gibi barışçıl yollardan özgürlüğe kavuşulacak günü hayal etti. 1991’de Nobel Barış Ödülü’nü kazandı. Ödülünü almak için Norveç’e gidemedi. 1999’da kocası öldüğünde de cenazesi için İngiltere’ye gidemeyecekti. Serbest bırakılması için uluslararası diplomatik ve sivil baskılar yıllarca sürdü. Hakkında kitaplar yazıldı, filmler çekildi, yüzlerce gösteri düzenlendi. Bunun sonucunda iktidar geçen ay yapılan ara seçimler için Suu Kyi’nin adaylığını koymasına izin verdi. Seçimde Suu Kyi’nin partisi 43 sandalye kazandı. 25 yıllık siyasi mücadelenin ardından bu onun için yepyeni bir başlangıçtı. Yıllar sonra pasaportunu aldı ve 29 Mayıs’ta ilk kez yurtdışına çıktı. Suu Kyi, 16 Haziran’da Norveç’te 21 yıl gecikmeli de olsa Nobel Barış Ödülü’nü alacak. Böylece yıllarını orduya direnmeye adayan bu kadın, sembolik de olsa yeni bir dönemi başlatacak.

Alexis Tsipras

15 yaşından beri bir komünist

Yunanistan’daki direnişin ismi 38 yaşındaki Alexis Tsipras. İnşaat mühendisliği, üzerine ekonomi okumuş. Ancak 15 yaşından beri aktif olarak Yunan siyasetinin içinde.

O dönemde eğitim reformlarından rahatsız olan öğrencilerin okulları işgal ettiği protestoların liderliğini üstlenmiş. Kariyerindeki sıçrama 2006 yılında gelmiş. Atina Valiliği için adaylığını koyduğunda kimse yüksek bir oy oranına ulaşmasını beklemiyormuş. Fakat partinin umulmadık bir başarıyla yüzde 10.5 oranında oy alması gözleri de Tsipras’a çevirmiş.

Tsipras bugün ise Yunanistan’daki aşırı solcu Syriza koalisyonunun başında.

Karikatür seven lider

Kravat takmaya dayanamayan, diğer liderler lüks otomobillerle gezerken toplantılara BMW marka motosikletiyle gelen, karikatür dergilerini okumayı seven ‘farklı’ bir lider Alexis Tsipras. Pek çok kişi onun 17 Haziran’da yapılacak seçimlerden başbakan olarak çıkacağına inanıyor. Zira partisi 6 Mayıs’taki erken seçimlerde yüzde 17 oranında oy alarak büyük bir çıkış yaptı. Yeni Demokrasi Partisi’nin ardından 2’nci sıraya yerleşti. Ta Nea gazetesi için yapılan son ankette, Yeni Demokrasi’nin oy oranı yüzde 26.1 iken, Syriza’nın oylarının yüzde 25.8’e kadar yükseldiği görülüyor. Tsipras, Avrupa Komisyonu, IMF ve Avrupa Merkez Bankası’ndan oluşan Troyka’nın ülkesi için yazdığı tasarruf reçetelerine uymak istemiyor.

Ona göre Yunanistan’ın kurtuluşu, bu formülleri reddetmekte yatıyor. Yunanistan’ı Euro’dan çıkarmak gibi bir niyeti yok. Ancak Avrupa’daki ekonomik krizin Yunanistan’a mâl edilmesi ve ellerindeki tüm özgürlüklerin alınmasına tepkili. Asgari ücreti artırmayı, fakirlerden vergi almak yerine zenginlerin vergilerini yükseltmeyi vaat ediyor. Son olarak Türkiye’ye “Askeri harcamaları azaltalım” çağrısı bile yaptı.

Fakir ve işsizlerin desteğini aldı

Syriza Partisi, 6 Mayıs’taki seçimlere kadar yüzde 4-5 oranında oy alabiliyordu. Hatta parti işsiz, fakir ve gençlerin oy verdiği parti olmakla itham ediliyordu. Ancak son yıllarda Yunanistan’da yaşananlar Syriza’yı da gündemin üst sıralarına taşıdı. Ekonomik kriz nedeniyle maaşlar düşmüş, çoğu işyeri kapanmış, işsizlik ve fakirlik hızla artmıştı. İşsizlik oranı yüzde 22’lere tırmanırken gençler arasındaki oran yüzde 50’yi geçiyor. İşte tüm bunlar da Syriza’yı ve lideri Alexis Tsipras’ı Yunan siyasetinin baş aktörü yapıyor.

Haberin Devamı