Gazete Vatan Logo

Göbeğimizi eritme derdindeyiz

Bu akşam Fox TV’de yayınlanacak “Bir Dilek Tut” isimli yarışma programının sunuculuğunu üstlenen Pınar Altuğ ve Cenk Eren çok heyecanlı. Fazla kilolarından kurtulmak için sürekli aç gezdiklerini söyleyen ekranın yeni ikilisi “Sahnede beş para etmeyen insanlar var. Biz seçkin program yapacağız” diyor

Fox TV, geçtiğimiz hafta yeni programlarıyla yayın hayatına başladı. Pınar Altuğ da kanalın gözde kadını seçilmiş. Hafta içi her gün sabahları “Sizi Böyle Alalım” isimli kadın programıyla çıkıyor izleyici karşısına... Bu akşam ise Cenk Eren’le birlikte bir yarışma programı sunacak: Bir Dilek Tut... Programın adından da anlaşılacağı gibi yarışmacılar, yarışma başlamadan önce bir dilek tutuyor. Tek şart, güzel şarkı söylemek. Bu şartı yerine getiremeyen kişi eleniyor. 8 hafta sonunda birinci olan kişinin dileği gerçekleştiriliyor. Programın jürisi ise Deniz Seki, Emrah ve Şenay Düdek gibi usta isimlerden oluşuyor. Ayrıca programda her hafta ünlü bir isim de konuk jüri olacak.

- “Hayırlı olsun” dedikten sonra ilk önce Pınar Hanım’a sormak istiyorum. Sabah programlarının bu kadar eleştirildiği, halkın “yeter artık” dediği bir dönemde bir sabah programına başlamak ne kadar hayırlı acaba? Riskli değil mi?
Pınar Altuğ: Diğerlerinden ayrıcalıklı olduğunu düşündüğüm bir proje. Konuklarımı aldığım, şarkıların söylendiği, yemeklerin yapıldığı, ülke gündeminden bahsedildiği seçkin bir program yapmayı başardık. Şu anda yapılan sabah programlarından biraz farklı bir yapısı var.
Cenk Eren: Biraz değil tamamen farklı ve seçkin bir yapısı var. Hakkını yeme yaptığın programın.
Pınar Altuğ: Ben söylediğimde yanlış algılanıyor, diğer programlara söz hakkı düşüyor, ayıp oluyor. Bu yüzden izleyici değerlendirmeli. Zaten izleyicilerden çok fazla görüş aldım ve söylenen ortak söz “Artık sabahları izleyecek bir programımız var” şeklinde oldu. Bu yüzden daha fazla mutlu ve heyecanlıyım.

- Gelelim birlikte sunacağınız “Bir Dilek Tut” yarışmasına... Seyirciler nasıl bir program izleyecek?
Cenk Eren: Anlat canım...
Pınar Altuğ: Cenk hep böyle yapıyor. Programda da her şeyi bana yaptıracak biliyorum. Kendisi de iki şarkı söyleyip geçiştirecek (gülüyor). İşin şakası bir yana, aslında bu bir şarkı yarışması. Bizim derdimiz yarışmacılardan bir star yaratmak, albüm yapıp piyasaya yeni isimler eklemek olmayacak. Yarışmacıların hayatta kendine ait hikâyeleri ve hayalleri var. Örneğin yarışmacılarımızdan 19 yaşındaki gencin gözleri tavuk karası, yüzde 10 görebiliyor ve tedavi edilemediği takdirde 25 yaşında görme yeteneğini tamamen kaybedecek. Eğer bu yarışmayı kazanırsa, istediği tedaviyi yaptıracağız.

- Yani yarışmacılara para değil, hayallerini veriyorsunuz?
Pınar Altuğ: Para vermek yerine yarışma başlangıcında tuttuğu dileği gerçekleştirip, bu örnekte verdiğim gibi, tedavisi için hepimiz seferber olup gözlerini sağlığa kavuşturacağız.

- Sadece sağlık sorunlarıyla ilgili dilekler mi var, yoksa aralarında “Beni evlendirin” diyenler de var mı?
Pınar Altuğ: Bir tanesinin annesi kanser ve tedavi edilmesini, bir diğerinin annesi alzheimer hastası, onu bundan sonraki hayatını iyi yaşaması için kolaylıklar istiyor. Veteriner, hayvan barınağı açmak, bir başkası ise Kanser Vakfı’na 100 milyarlık bağış yapmak niyetinde... Toplamda sekiz yarışmacımız var ve sekiz hafta sürecek bir program.
Cenk Eren: Bir yarışmacı adayı, Çırağan Sarayı’nda düğün, ünlü bir modacıdan da gelinlik istedi. Onu seçmedik. Daha elle tutulur bir hikâyesi, amacı olan kişilerin hayallerini gerçekleştirmek istiyoruz.

- Kriter nedir peki? Sesleri olmayan kişilerin güzel şarkı söylemeleri olanaksız. Sahneyi doldurmalarından mı puan alacaklar?
Pınar Altuğ: Sahnede güzel durması kriter değil. Bugün sahnede güzel görünen ancak beş para etmez bir sürü insan ve karakterler var. Hafta boyunca ünlü partnerleri ve koçlarıyla bir şarkıya çalışacaklar. Hafta boyunca sürdürdükleri performans, işi ciddiye alıp almadıkları, disiplinleri ve ortaya gayretleriyle çıkan sonuç bakılan kriterler arasında olacak.

- Nükhet Duru kızmasın başka bir partneriniz olduğuna... İzin aldınız mı?
Cenk Eren: Dört senedir Nükhet’le birlikte şarkı söyledik. Çok severim onu ancak bu sefer sunuculuk yapacağım. Kızmadı tabii, aksine çok mutlu oldu. Sürekli benim giyeceğim kıyafetlerle ilgileniyor ve büyük destek oluyor.
Pınar Altuğ: Nükhet beni paralayacak!
Cenk Eren: O paralamaz genelde zehirler adamı. Bizim tek sorunumuz Yağmur (Atacan). Köşeye çekti konuştu benimle, “Yanlış olmasın şiişt” diye. (Gülüyor)

Takılarım asla sahte olamaz
- Pınar Altuğ’un bu yarışmada sizinle birlikte olması sizi rahatlatmış, neden?

Cenk Eren: Bu benim ilk sunuculuk işim. Yapabilir miyim bilemediğim için 10 senelik arkadaşım ve en önemlisi işini iyi yaptığını bildiğim Pınar’la çalışıyor olmam beni rahatlatacaktı. Ancak ses tonuma, iyi Türkçeme ve diksiyonuma güveniyorum.
Pınar Altuğ: Cenk çok heyecanlıdır, her şeyi panik yapar. Sabah erkenden yayına girecekse, gece uyumaz. Gece yayını varsa sabahın en erken saatinde kalkar hazırlıklarını tamamlar. Yapısı öyle, panik halde dolaşıyor, olan bana oluyor.

- Partner seçme hususu zor bir şey galiba, herkesle yapılamıyor mu bu iş?
Pınar Altuğ: Bana göre partner olmanın en önemli özelliği, başın sıkıştığında yanındaki kişinin seni kurtarıyor olmasıdır. Cenk iyi bir şarkıcı, program yapınca güzel olabilir ancak sunuculuğunu göreceğiz. Endişelenmesine gerek yok çünkü orada olacağım. Ben sunuculuğuma çok güveniyorum bu konuda da tevazu gösteremem.
Cenk Erdem: Dört yıl boyunca Nükhet’le birlikte iş yaptım. Bir kez bile birbirimize karşı sesimizi yükseltmedik, saygısızlık yapmadık. Partner olmak, birlikte iş yapmak, nezaket ve saygı ister. Pınar çok güvendiğim bir arkadaşım, onunla olmak güven veriyor.

- Programa nasıl hazırlandınız?
Pınar Altuğ: Biz çok süslüyüz, kıyafet baktık sürekli. Çok şık olacağız programda. Diyet yapıyoruz, bu yüzden sürekli aç dolaşan bir ikili olarak göbeklerimizi eritme derdindeyiz. Benim kendime ait kurallarım vardır, olmazsa olmazlardan. Üç yıldır kemik bir ekibim var, makyözüm, ayakkabıcım, kıyafet tasarımcım ve kuaförüm belli isimlerdir. Onları kullanmak isterim. Asla hazır kıyafet giymem özel olarak dikilmelidir. Taktığım takılarım sahte olamaz. Kuyumcum bana özel mücevherleri korumalarla getirir, program bitiminde korumalarıyla aldırır. Zümrütler, pırlantalar, elmaslarla programa çıkmak isterim. Cenk ise, İtalya’ya giderek kıyafetlerini kendi elleriyle gezip dolaşıp aldı. İşin en keyifli tarafıda bu galiba. Biz birlikte geçekten çok eğleniyoruz.

CENK EREN
Bir kadınla iş yapacaksan erkek arkadaşını tanı

Yağmur’la tanışmak geçen salı kısmet oldu. Ben şuna inanıyorum, eğer karşı cinsten bir arkadaşınızla iş yapacaksanız onun erkek arkadaşı çok önemlidir. Ondan pozitif elektrik almanız lazım ki her şey yolunda ve huzurla gitsin. Yağmur’da çok dost canlısı, iyi elektriği olan bir insan ve tabii ki olumlu ve sıcak karşıladı bu durumu. Zaman zaman yapacağımız esprileri kaldırabilecek düzeyde aklı başında biri olduğunu gördüm. Bu yüzden içim artık çok daha rahat olacak. Dizi teklifleri de geldi ama dizi zor iş. Haftanın 6 günü sette yoğun bir tempoyla çalışıyorlar. Birden bire her şeyi yapayım durumunda değilim. Sunuculuğun üstesinden geldikten sonra düşünebilirim.


PINAR ALTUĞ
Başımı eğmem çünkü aşkımı yaşıyorum ben
İlişkimiz artık kabul gördü. Zaten ortada abartılacak bir durum yoktu. Bir şeye takmak istediler ve yaş farkına kancayı attılar. Yağmur’a çocuk muamelesi yapmalarına çok sinirlenmiştim sadece. Kim 25 yaşındaki genç bir adama çocuk muamelesi yapabilir ki. Sırf aramızda 8 yaş fark var diye söylenmeyen kalmadı. Haddini bilmezlikten başka bir şey değil. Bu konuda başımı asla önüme eğmeyeceğim, çünkü aşkımı yaşıyorum. Buzda Dans programını sunmak istemedim. Fatih Aksoy’la oturup konuştuk ve birlikte sunmamamızın daha doğru olacağına karar verdik. Behzat Uygur’la aramızda hiçbir kırgınlık, küslük yok. Zaten meslektaşız elbet başka bir projede yollarımız kesişecek.



Haberin Devamı