Gazete Vatan Logo

Efsanevi şarkılarla sahnede parlıyorlar

Sahnede sanki Frank Sinatra, Dean Martin Sammy Davis, Barbra Streisand var

Las Vegas altın yıllarını yaşarken sahnede ise Frank Sinatra, Dean Martin ve Sammy Davis Jr harikalar yaratıyordu. Dönemin en büyük otellerinden biri olan Sands Hotel’de çekilen Oceans Eleven filminin ardından canlı performanslara imza atan üçlünün gösterisini adı ise The Rat Pack Show (Sıçan Sürüsü)’du. Taşlama mizahı ve unutulmaz şarkılarla seyirciyi büyülen bu gösterenin tribute’ü ise şimdilerde Hyatt Otel’in sahnesinde. Ünlü hava durumu yorumcusu Gökhan Abur (Frank Sinatra), oyuncu-müzisyen Recep Aktuğ (Dean Martin), Nebi Birgi (Sammy Davis Jr) ve İpek Dinç (Barbra Streisand)’in sesleri ve sahne şovu ile Our Soul of The Rat Pack Show’u günümüze Haldun Dormen’in kreatörlüğünde uyarlandı. Gösteri seyirciyi 1960’lara doğru bir yolculuğa götürüyor.

* The Rat Pack Show hafızanızda nasıl kalmıştı, sizin için de efsane miydi?

Gökhan Abur: En beğendiğim sanatçılar bu gösterenin içindeydi. O kuşakta hep bir numara olmuşlar. Şarkı söylememe neden oldukları için de ayrı bir yeri vardır. Prodüktörümüz Suat Kamçılı’nın büyük hayaliydi. Biz de o hayali gerçekleştirmeye çalışıyoruz.
İpek Dinç: Bu şov klasik haline gelmiş. En önemlisi ölmeyen parçalar ve karakterler... Caz söylediğim için gösterideki repartuvar muhakkak öğrenmem gereken standart parçalardı. Bu şarkılarla yetiştim ve şimdi de sahnede şarkıları söylüyorum.

* İki ayrı kuşak sahnede. Kadronun bir araya gelmesi zor muydu?

Recep Aktuğ: Mesela aramızda bulunan Nebil aslında çok önemli bir dansçı. Fakat bize şarkı söylüyor. İpek tartışılmaz iyi bir ses. Gökhan ise hava durumunu şarkı söyler gibi sunuyor. Bu kişilerin birleşmesinde önemli nokta müzik tutkumuz. Bir anda gösterinin içinde buldum kendimi ve sahenede bize yol gösteren Haldun Dormen’i de görünce “Bu iş tamamdır” dedim. Bu gösteri alışagelmiş müzikal tiplemesi içinde yer almıyor. Orijinalinde de devamlı olan üç kişi bir arada. Zaman zaman konuklar girip çıkıyor. Boby Dylan, Barbra Streisand gibi... Şarkı söylemenin dışında bunlar çok iyi dostlar ve aralarında şakalar da yapıyorlar. Bu eğlence insanları da çekiyor. Gösteriyi izlemeye gelmiş kişilerin katılımı sağlanıyor. Böyle bir şey olduğu zamanda, gösterinin içine doğaçlama giriyor. Bir hafta borsacılar bizi izlemeye geldi, biz de hemen mesleklerine göre esprilerimizi yaptık. Kendilerine yakın tabirleri sahnede kullanan adamlar var karşılarında. En önemlisi de bilindik şarkıları söylüyoruz.
Nebi Birgi: Bizim gibi gençler için böyle şovların olması çok önemli. Sahnedeki repartuvarımız her hafta mutlaka değişiyor. Bana da hem oyunculuk yapma hem de şarkı söyleme yolu açılmış oldu.

İş adamları yorgunluklarını 60’ların müziği ile atıyor

* Rat Pack 60’larda mafyanın koruması altında olan bir grup muydu?

R. Aktuğ: Bir gün bir galadan çıkıyorlar ve evde toplanıyorlar. Bir arkadaşları bu gruba Rat Pack yani Sıçan Sürüsü ismini koyuyor. Parasız kalma sıkıntısı yaşayınca, rol ve müzikal yeteneklerini sahneye taşıyorlar. Las Vegas ve Chicago’daki otellerin barlarında şovlarını yapıyorlar. İşin içinde aşırı bir komedi var. Sammy Davis’in girdiği yerde komedi olmazsa olmaz. Deen Martin de uçuk bir adam. Bu adamlar öldükten sonra hayranları tribute şovlarını yapmaya başlıyor ve ölümsüzleşiyorlar.

* “İş adamları yemeklerini yedikten sonra eğlenmek için buraya geliyor” demişsiniz. Bu ister istemez statüsel bir alan yaratmıyor mu?

R. Aktuğ: İş adamları toplantı yapıyor ve sonrasında eğlenmek istiyor. Bu yüzden özel kulüpler kiralıyorlar. Onların yorgunluklarını ve stresini 60’ların dansları ve şarkıları ile dindirmek istiyoruz. İzleyicinin şekline göre gösteriyi yönlendiriyoruz. İnsanların arasına girip, çıkıp gösteriyi canlandırıyoruz. Eski ve yeni jenerasyon aynı sahnede. Her yere her şekilde oturtulacak bir gösteri, statüsel de bir durum yok.

* Çalan şarkılar sırasında ağlayanlar oluyormuş. Sahnede nelerle karşılaştınız?

R. Aktuğ: Geçmişi hatırlayıp duygulanıyorlar.
G. Abur: Repartuvarın içinde değişik şarkılar var. Eğlendikleri, kalkıp dans ettikleri şarkılar da var.
R. Aktuğ: Frank Sinatra’nın Sway’ini bilmeyen ve dans etmeyen bir insan yok. İyi veya kötü anıları var o şarkıların içinde. My Way’de enerji tamamen yükseliyor. Oturduğunuz yerde ben yanınıza gelip Gökhan’ı sizinle beraber dinleyebiliyorum. Seyirciyi yerinden kaldırıp dans ettiriyoruz. Birebir ilişki kuruyoruz.

* Sahne kostümlerini giydiğiniz an nasıl adamlar oluyorsunuz? Direkt role bürünüyor musunuz?

G. Abur: Sadece şarkılarımızı bu kostümlerle söylüyoruz. Yoksa herkes kendi kişiliğinde.
R. Aktuğ: Gösterinin içinde sayılan isimler sadece şarkılarını okuduğum adamlar. O ambiyansın içerisinde seyirciyi yakalamak önemli. The Rat Pack denince akla bazı isimler geliyor ve bu yüzden o görüntü ile sahnede olmalıyız.
İ. Dinç: Yabancılaşmak yerine insanlara sempatik yaklaşmak önemli. Sahnede rol yapsam, hiç samimi gelmez.

Eğer bu isimleri bilmiyorlarsa hiç nesildirler

* Haldun Dormen bu sahnede nasıl bir iz bıraktı?

İ. Dinç: Danslardan bütün bu skeçlere kadar, oyunun şeklini çizdi.
G. Abur: Şablonunu ve yapmamız gereken her şeyi o söyledi. Tabii ki bu oyun spontane geliştiği için, o zaman gündemde ne varsa hemen sahnede geyiğini yapıyoruz. İşin özünü bozmadık ve üzerine katkıda bulunduk.

* Seyirciden beklentiniz ne yönde?

İ. Dinç: Eğlenmeyen seyirci bizi rahatsız eder.
R. Aktuğ: Zaten eğlenmeme gibi bir şansları yok. Yanına gidip “Niye eğlenmiyorsun” diye soruyorum. Bir keresinde sahneden seyircinin yanına indim. Karı koca gelmişler. Kadın devamlı eğlenirken adam ise sinirli, bizi izliyor. Adama “Dansa kaldır eşini” dedim hemen havaya girdiler. Gençler cep telefonu ile mesaj çekmeye başlıyorlar, o durum sıkıcı.

* Buraya gelecek olan seyirci, gösteriden tat alması için bu adamları tanıması gerekiyor değil mi?

R. Aktuğ: Orta yaş grubunun bu isimleri tanımaması olanaksız. Genç grubun da tanımaması olanaksız. Eğer bu isimleri bilmiyorlarsa onlara yeni nesil değil hiç nesil demek lazım. Dünya ile ilgisi yok anlamına gelir. Tepkileri düzenlemek ise bize kalıyor. Onları memnun göndermemiz gerekir.

GÖKHAN ABUR: Şarkı söyleyerek rahatlıyorum

Bir sürü uğraşım var ve bu kadar yoğun çalışma arasında müziğe vaktim kalmıyordu. “Hafta sonları şarkı söylesem rahatlarım” diye düşünüyordum. Suat Kamçılı, “Abi sen Frank Sinatra olacaksın” diye yanıma geldi. Başlangıçta Suat’ın hayali diye düşündüm. Ardından profesyonel bir hal almaya başladı. Haldun Dormen de aramıza katıldı. Daha iyi iş bilen insanlar olduk. Her geçen gün gösteri daha iyi bir hal almaya başladı.

Haberin Devamı