Aileyle sofraya oturmak çocuğu obeziteden koruyor
Obezite çocuklarda hızla artıyor. Çocuk psikolojisi denince akla gelen ilk isimlerden Klinik Psikolog Dr. Olcay Güner ile konuştum.
Son yıllarda sadece erişkinlerde değil, çocuklarda da obezite hızla artıyor. Çocuk psikolojisi denince akla gelen ilk isimlerden olan Klinik Psikolog Dr. Olcay Güner bakın neler söylüyor:
Son yıllarda obezite çocuklarda da çok görülüyor. Bunun psikolojik nedenleri nedir?
Kentleşme sonucu oluşan aceleci yaşam tarzı her anımızı hazır, hızlandırılmış ürünlerle donatıyor. Bu ürünler her defasında doğallığımızdan bir parçayı daha alıp götürüyor. Genellikle bu yaşam tarzımızı çocuklarımıza da yansıtıyoruz. Zamana karşı yarışan çocuklar hızlandırılmış kalıplarla düşünmeye alıştırılıyorlar. Kullanma talimatı hazır verilen araçlar, kalıp halinde ezberlenen dersler, nasıl oynanacağı tarif edilen oyunlar ve hazır, hızlı tüketilebilen ürünlerle zamana karşı yarışan yetişkinler ve onları model alan çocuklar... Aslında çocuklar doğaları gereği bu tutumları model almaya gönüllü olmasalar bile, ailelerinin kendilerine sunduğu yaşam biçimini benimsemeye adeta mecbur bırakılıyor.
Hangi çocuklar daha şişman veya şişmanlamaya meyilli?
Elbette bazı çocuklar genetik mirasları sonucu daha kolay şişmanlayabiliyorlar. Ancak bir de aileleri tarafından “Aman çocuk mutlu olsun!” kaygısı ile yetiştirilen çocuklar var. Bu çocuklar da çevrelerindeki yetişkinler tarafından “haz” odaklı olarak yetiştiriliyorlar. Sürekli onlara keyif veren oyuncaklar, aktivitelerle donatılıyorlar. Yiyeceklerde bu çocuklara keyif ve haz unsuru olarak veriliyor. Birçok çocuk aileleri tarafından kendilerine sunulan çikolata, kurabiye, kek, sosis, hazır hamburger, pizza, makarna, ketçap, mayonez, pasta, şeker, cips gibi bol şekerli, unlu, tuzlu, yağlı yiyeceklerden başka şey yememeye başlıyor. Bol yağ, şeker ve tuz tadına o kadar alışıyorlar ki diğer yiyecekler onlara tatsız gelmeye ve haz vermemeye başlıyorlar. Bu çocuklar da yıllar içinde düzenli olarak kilo almaya başlıyorlar.
DUYGULARINIZI PAYLAŞIN...
Çocuk kaç yaşından itibaren diyetisyene götürülebilir? Bu çok hassas bir konu. bazen ters de tepebiliyor.
İşini iyi bilen ve çocukla iletişim kurma becerisi yüksek bir diyetisyen çocukları küçük yaşlardan itibaren yakalayabiliyor ve kolayca yönlendiriyor. Çocuklar hareket etmeyi, doğayı, yarışmayı sever! Onlarla hareketli oyunlar oynamak, doğaya çıkmak, yürüyüş yapmak, yarışmalı sporlara yönlendirmek de zayıflamaya azımsanmayacak bir katkıda bulunacaktır.
Eskiden çocuk üç öğün aileyle sofraya otururdu. Şimdi metropol yaşamında bu nerdeyse imkansız. Anne-baba eve geç geliyor, çocuk çoktan yemiş oluyor. Bu durum çocukları nasıl etkiliyor?
Ailecek sofraya oturmak, annenin ellerinden çıkan bir yiyecekle beslenmek, sohbet ederek yavaş yemek, birbirinin yüzüne bakmak, duyguları anlatabilmek, duyguları yüzden okuyabilmek nelere iyi gelmez ki! Ailenin bağlarını arttırır. Duygusal açıdan doymayı ve duygusal açlık krizlerine yakalanarak abur cuburla beslenmeyi önler. Sosyal beceriyi arttırır. Duygu paylaşımını normalize eder (pek çok çocuk ebeveynleri duygularından söz etmediği için, duygu paylaşımının uygunsuz olduğunu düşünüyor). Ait olma duygusunu artırır. Kendine güveni geliştirir. Çocuğa ailesiyle birlikte sağlam bir zeminde yaşadığı hissi verir. Ebeveynler aynı sofrada oturarak çocuklarına sağlıklı beslenme konusunda örnek olabilir ve çocuklarının neyi ne kadar yediğini gözlemleyebilirler, eksik aldıkları besinleri bir sonraki yemekte takviye etme imkanı bulurlar. Çocuklarından ayrı yiyen anne ve babalar sağlıklı beslenme yerine “doyma” meselesine odaklanıyorlar. Eve geldiklerinde de suçluluk duyguları ile çocukları reklamlarla cezbeden şekerli, tuzlu, yağlı yiyeceklerle mutlu etme çabasına girdikleri oluyor. Tüm bunlar da çocuk obezitesini arttırıyor.