Gazete Vatan Logo

AK Parti'de kritik gün

Başbakan ve Ak Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, bugün düzenlenecek törenle seçim beyannamesini açıkladı.

Ankara Arena Kapalı Spor Salonu'nu partililer doldurdu. Katılım fazla olduğu için salona giremeyenler de oldu.

Başbakan Davutoğlu, salona girmeden dışarıdaki kalabalığa seslendi.

Davutoğlu eşi Sare Davutoğlu ile salona girdi. Partilileri selamladı. Davutoğlu, salona girdiği anda Erhan Güleryüz'ün seslendirdiği yeni seçim şarkısı da partililere dinletildi. AK Parti'nin 'Bize her yer Türkiye' şarkısı Ankara Arena'da tanıtıldı.

İşte şarkının sözleri:

Mazlumun boynuna muhteşem bir mazi

Bütün bu cihanda özgürlüğün nefesi

Gazze, Somali Bosna kalbimde

Kafkasya, Kerkük kardeş benimle

Ben Türkiye'yim büyük Türkiye

Ben Türkiye'yim yeni Türkiye

Biz Türkiye'yiz yeni Türkiye

Biz Türkiye'yiz yeni Türkiye

Bize her yer Türkiye

Uğur Işılak'ın hazırladığı 'Söyle var mısın?' şarkısıda salondaki kalabalığa dinletildi.

Toplantının açılış konuşmasını, Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şentop yaptı.

Her seçim önemlidir ama bu sçeimde 7 Haziran'da Türkiye'nin kaderini belirleyecektir. Biz bunun şuurundayız. Bu yoldan geri dönüş yoktur. Hedeflerimize ulaşıncaya kadar bu yoldan dönmeyeceğiz.

Haberin Devamı

Başbakan Davutoğlu konuştu:

* Anadolu'nun dört köşesinden gelenlere selam olsun. AK Parti'nin gönüllü neferlerine selam olsun. Bugün sizin huzurunuza beyaz kefenini giymiş Alparslan gibi çıkıyorum.

* Size Sayın Erdoğan'ın selamlarını da iletiyorum. Kendisiyle dün gece telefonda görüştüm.

* AK Parti erdemliler hareketidir. AK Parti kadroları erdemliler hareketi mensubu olduklarını her seferinde gösterdiler.

* 3 döneme takılan ama canla başla çalışan abilerinizi selamlayın. Ayağa kalkıp onları selamlayın. Ben her birine şükran ve minnetlerimi sunuyorum. Onlar partimizde çalışmaya devam edecekler. AK Parti'nin ferdi olmak milletvekili olmak kadar önemlidir.

* Reklamcısını Amerika'dan getiren, emirlerini yurt dışından alanlara dur demeye var mısınız? Siz varsanız biz de varız.

* Büyük Türkiye'ye doğru yürüyoruz. Biz erdemliler hareketi olarak ortaya vizyon koyarken CHP, HDP ve MHP ne yapıyor?

* 13 yıldır bizi dünya alkışlıyor. Onun konuşacak sözü olmadığı için alkışlıyor. Ama bizim sözümüz söz. Onlar konuşur AK Parti yapar. Bizim ecnebi propaganda tekniklerine ihtiyacımız yok.

Haberin Devamı

* CHP içindeki ön seçimi kazandı ve çok mutlu oldu. Seçim CHP içinde olsa Kılıçdaroğlu hep kazanacak. Ama ne yazık ki 7 Haziran milletin seçimi milletin. Onun babayiğitliği nereye kadar biliyor musunuz, yüzde 35’e kadar. En büyük hedefi yüzde 35. Ben ise sizin bir neferiniz olarak, yüzde 35’i burada telaffuz etmektense bu görevi bırakırdım.

* Televizyon programında sordular, hedefiniz nedir diye. Yüzde 55 desem, yüzde 45’in gönlüne giremem anlamına gelir. Bizim hedefimiz açıktır, 77 milyonun gönlüne girmek. Kılıçdaroğlu’na söylüyorum, var yüzde 35 hayalleriyle uğraş, bizim hayallerimize yetişemezsin. Kılıçdaroğlu gönlün küçük gönlün. Almıyor milleti. Onun için onlarca vilayette CHP milletvekili çıkaramıyor.

* Demirtaş'a sesleniyorum. Bukalemun siyasetini bırakın. HDP'ye sesleniyorum tavrınız açık olsun. Demirtaş bu teröristlere hiçbri şey söylemiyor dönüyor bizi komplo kurmakla suçluyor. HDP demokratik partiyse çıksın hiçbir silahlı baskıyı kabul etmiyoruz desin. Baskı çalışmalarını kabul etmiyoruz desin.

Haberin Devamı

AK Parti neferlerine sesleniyorum Sandıkları korumaya var mısınız? Sandıkların başında nöbet tutmaya var mısınız?

* Son olarak Bahçeli'ye sesleniyorum. Her seçim öncesi bir şehit haberi gelir de tepki oylarıyla kazanabilir miyim peşinde. Sayın Bahçeli vizyonla gelin vizyonla. Kimin milliyetçi olduğunu herkes iyi biliyor.

* Tarihi olayları konuşmaya hazırız. Ama kimse bunları milletimize hakaret etmek için kullanmasın.

100 MADDELİK SÖZLEŞME

Vatandaşlara, rakibimiz olan siyasi partilere, STK’lara, Türkiye’nin entelektüel camiasına aydınlara yönelik olarak 2023’e giderken yeni Türkiye sözleşmesini onlara takdim ediyorum. işte AK Parti vizyonunun 2023 Yeni Türkiye sözleşmesi. Bu sözleşmeyi buradan bu kürsüden okuyacağım. Çağrıda bulunacağım, ya bu sözleşmeyle ilgili kanaatlerinizi bildirin, yada kendi sözleşmenizi çıkarın. Ta ki 77 milyona hitap eden ortak bir metinde anlaşalım.

Haberin Devamı

100 maddeden oluşan sözleşmeyi okuyacağım.

"EN TEMEL İLKE İNSAN ONURUNUN KORUNMASIDIR"

Her siyasal düşünce ve düzen insana hitap etmek ve belli bir mekana dayanmak zorundadır. İnsana hitap etmeyen hiçbir siyasal düzen kalıcı olamaz. Yeni Türkiye cumhuriyetimizin yüzüncü yılına yürürken insana zamana ve mekana hakkıyla hitap eden kapsayıcı bir yenilenmenin, yeniden inşa sürecinin eseri olacaktır. Yüz yıl önce anadolu’dan rumeli’den ortadoğu’dan gelerek sömürgeciliğe karşı mücadele eden dedelerimiz için de, Güneydoğu Asya’dan Afrika içlerine kadar, dualarla destekleyen milletler içinde İstiklal Savaşı sadece bir milletin varolma savaşı değil, kutsal bir mücadeleydi. Bugün de Türkiye Cumhuriyeti devletinin en temel ilkesi insan onurunun korunmasıdır.

"KİMSE AYRIMCILIĞA MARUZ BIRAKILAMAZ"

İnsan onurunu zedeleyen hiçbir uygulama ve politika meşru görülemez, gösterilemez. İnsan onurun ile taçlandırılan Türkiye cumhuriyeti vatandaşlığı kimliği taşıyan hiç kimse hiçbir makam ve güç tarafından tahkir edilemez. Dili, ırkı siyasi düşüncesi, felsefi anlayışı ve hayat tarzı sebebiyle ayrımcılığa maruz bırakılamaz. Nefret söylemine muhatap kılınamaz. Ortak tarihdaşlık, ve hak hukuk adalete dayalı eşit vatandaşlıktır. Ortak vatandaşlık, ortak kadim geçmişimizi ve geleceğe yönelik kader bilincimizi de yansıtmaktadır.

"YENİ ANAYASAL DÜZENİMİZİN EN TEMEL İLKESİ İNSAN ONURU"

Eşit vatandaşlık ilkesi, çağdaş siyasal meşruiyetin temelidir ve bu temel hiçbir gerekçeyle zayıflatılamaz. Bu temel üzerinde cumhuriyetimizin 100’ncü yılına yürürken önceliğimiz ülkemizin katılımcı çoğulcu sivil bir anayasayla yönetilmesini sağlamaktır. Yeni anayasal düzenimizin en temel ilkesi ahlaki referansı ve ruhu insan onuru olacaktır.

Canın, aklın, neslin inancın ve mülkün korunması, kamunun sorumluluk alanlarını dokuyan evrensel insan hakları beyannamesi ise vatandaşların özgürlük alanlarını tanımlar. Düşünce inanç ifade özgürlüğü insan onurunun ayrılmaz bir parçasıdır ve anayasal koruma altında olacaktır. Bu özgürlükleri sınırlayan yegane unsur, diğer vatandaşların özgürlük alanlarıdır.

"ÖZGÜRLÜK- GÜVENLİK DENGESİNİN UYUMU..."

Kamu düzenini, insan hak ve özgürlüklerinin hayat alanı olarak görüyor, özgürlük-güvenlik kavramlarını tamamlayıcı unsurlar olarak değerlendiriyoruz. Özgürlük güvenlik dengesinin uyumunu siyasal meşruiyetin temeli olarak görüyoruz. Egemenliğin kaynağı da denetleyicisi de sadece ve sadece eşit vatandaşlardan oluşan millettir.

"ORTAK TAVIR ALACAĞIZ"

Amir olan millettir, memur olan devlettir. Meşruiyetini milletten almayan ve milletin denetimine açık olmayan hiçbir gücün, vesayetin, paralel yapının külli yada kısmi egemenliği kabul edilemez. 27 Mayıs 12 eylül gibi doğrudan, 28 şubat 27 nisan ve paralel yapı oluşumları gibi müdahaleleri kınıyor, ilerde olabilecek girişimlere karşı ortak tavır alacağımızı ilan ediyoruz.

Seçme ve seçimle hakkı en temel vatandaşlık hakkıdır, bu hak sınırlandırılamaz, yok sayılamaz, iptal edilemez.

Temsili demokrasi korunurken, yeni katılım kanalları genişletilerek, yerinden yönetim ilkesi tabana yayılacaktır.

"DENETLEMEYEN HİÇBİR GÜÇ KALMAYACAK"

Güçler ayrılığı ilkesine dayanan anayasal ilkemizde, denetlenmeyen hiçbir güç kalmayacaktır.

Millet tarafından doğrudan seçimle iş başına gelen TBMM, yasama görevini yaparken hiçbir güç tarafından baskı altına alınamaz.

Ülkemizin bütün siyasi partilerini STK’larını bu uzlaşının oluşumunda katkıda bulunmaya davet ediyoruz.

"YARGI BAĞIMSIZLIĞI ESASTIR"

Demokratik hukuk devleti ilkeleri çerçevesinde yargı bağımsızlığı esastır. Bu bağımsızlık, kendi içinde oluşabilecek örgütlenmelere karşı korunacak. Yani yargıçlar iktidarı benzeri oluşumların önüne geçilecektir.

Darbe dönemlerinde milli iradeyle iş başına gelen hükümetleri sınırlamak için yapılan müdahaleler sonucu, parlamenter sistem zayıflatılmış, cumhurbaşkanlığı makamıyla, başbakanlık makamı arasında 2001 krizine yol açan krizler yaşanmıştır. İdari yapının yürütme erkinin yeniden düzenlenmesine ihtiyaç vardır.

"MİLLETİMİZ KENDİ YÖNETİCİLERİNİ SEÇMEYE DEVAM EDECEK"

2007 yılında yapılan anayasa reformunun ilk uygulaması olarak, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle birlikte, idari yapının başklanlık sistemi yönünden yeniden yapılandırılması, hesap verilebilirliğin tesisi için gerekli görmekteyiz. 2014’te milletimiz doğrudan cumhurbaşkanını seçmiştir, bundan sonra da milletimiz kendi yöneticilerini seçmeye devam edecektir.

"BAŞKANLIK SİSTEMİNİ YASAMA VE YÜRÜTMENİN ETKİN OLDUĞU..."

Başkanlık sistemini, anayasal çerçevede yasama ve yürütmenin etkin olduğu, demokratik kontrol mekanizmalarının ön görüldüğü bir yönetim modeli olarak tasavvur ediyoruz. Bütün partileri, STK’ları, bu yeniden yapılandırma sürecine katkıda bulunmaya davet ediyoruz. Yürütme erki de yasama ve yargı erki gibi anayasal denetime açık olacaktır. Sivil ve askeri bürokrasi, ehliyet ve liyakat esaslarıyla, çağdaş bürokrasinin kurallarıyla yapılandırılırlar. Hesap verme makamında bulunan ve milli iradeyle göreve gelmiş sivil otoritete tabiidirler. Bürokrasi hiçbir gerekçeyle yatay yada paralel örgütlenmelere izin verilmez.

Devlet düzenini bozan uygulamalara karşı gereken tedbirler alınır.

Bugün bütün çağdaş örneklerde görüldüğü gibi ekonomik kalkınma ile demokratik hukuk devleti arasında doğrudan bir irtibat söz konusudur. Açık ve şeffaf hukuk kurallarının olmadığı ülkelerin, sürdürülebilir kalkınma gerçekleşmesi mümkün değildir.