Gazete Vatan Logo

"Türk sinemasında dört değil beş star vardı beşinci bendim" (2)

Kartallar Yüksek Uçar'ın Hanımağa'sı, Asmalı Konak'ın Sümbül Hanım'ıydı. 35 yıllık sinema oyuncusu Selda Alkor, şimdi Çağan Irmak'ın yönettiği Çemberimde Gül Oya'nın Yurdanur Hanım'ı. Dizide, solcu kocasıyla 12 Eylül öncesinde yaşadıklarını kızına anlatarak onun bir dergide hazırladığı yazı dizisine ilham veren anneyi canlandıran Alkor, Türkan Şoray, Fatma Girik, Filiz Akın ve Hülya Koçyiğit'in "sinemanın dört starı" sayıldığı günlerde bir starın daha olduğunu hatırlatıyor

* Sinemayı bıraktıktan 10 yıl sonra "Kartallar Yüksek Uçar" dizisindeki "Hanımağa" tiplemesiyle ikinci çıkışınızı yaşadınız. Bunca yıl sonra nasıl oldu bu?
1985'ti. Rahmetli Sadri Alışık'ın oynadığı, Attilâ İlhan gibi bir ustanın senaryosunu yazdığı bir diziydi. TRT'nin ilk önemli dizilerinden. Türkiye'yi yerinden oynatmıştı.

* Birdenbire Selda Alkor yeniden gündeme geldi. Kaç yaşındaydınız o günlerde?
38 falan. Selda Alkor olarak oyunculuğumu gösterebileceğim rolü bulmuştum. O heyecanı önce ben hissettim. Seyirciye de bunu aktardığımı zannediyorum.

Şarkıcı dizilerinde oynamam
* Sonra tekrar suskunluk dönemi geliyor. Ta ki Asmalı Konak dizisine kadar. Neden bu iniş çıkışlar?
Tam yanıtını veremem. Sanat hayatımda dönüm noktalarım vardır. İlki, 1965 yılında Ses dergisinin yarışmasını kazanmam. 1985'te Hanımağa tiplemesiyle ikinci dönüm noktasını yaşadım. Son olarak da Asmalı Konak. Bana ilk teklif ettiklerinde Özcan Deniz oynuyor dediler. "Ben şarkıcı dizilerinde oynamam" dedim. Ama sonra Özcan'ın sahne hayatı kadar oyunculukta da kendi durumundaki birçok arkadaşından çok farklı ve başarılı olduğunu gördüm. Nurgül Yeşilçay'ı da, Öz-can'ı da evladım gibi seviyorum. Asmalı Konak'ta çok güç bir iş başardık. İki sene Ürgüp gibi bir yerde, ortak bir hayat yaşamak kolay değildi.

* 36 yıl bu sinemanın içinde olup böyle saygın bir durumu korumak kolay değil. Bugün baktığımızda yeni oyuncuların özel hayatları dahil pek çok şeyleri milyonlarca insanın gözü önünde. Bugün dönen bu çark sizin döneminizde de olsaydı nasıl davranırdınız?
İnsanlar gençken hata yaparlar. Ama o hatalardan ders almasını bilmek lazım.

* Var mı öyle bir hatanız?
Dönüp baktığımda büyük hata diyebileceğim hiçbir şey yok. Bugünkü gençler tabii ki birtakım hatalar yapıyorlar. Özellikle medyanın içinde devamlı varolmak onların kendi arzuları diye düşünüyorum.

* Nurgül Yeşilçay ile uzun süre birlikte çalıştınız. O nasıl bir insan?
Nurgül'ü çok seviyorum. Ama o da genç, hataları olacak. Diliyorum ki o hatalarından dersler alsın. O ve onun gibi olanlar hep bunları yaşayacaklar. Bizim zamanımızda belki basın bu kadar magazine düşkün değildi. Şimdi bakıyorum herhangi birinin yok göğsü görünmüş, yok bacağı görünmüş, beş bininci sevgilisiyle beraber... Bunlar beni ilgilendirmiyor. Herkesin kendi yaşamı kendini ilgilendirir. Hayat bir lütuftur, değerini bilmek lazım.

* İnsanlar ekranda sizi niye seviyorlar?
Ben onlara çok sıcak bakıyorum. Kızdığım sinirlendiğim sahnelerde bile onlar kendilerinden bir şeyler buluyorlar bende. Hep bir amatör gibi çalışıyorum ve öyle hissediyorum. Seyirciye o ruhla baktığımda bunu fark eder. Sıcak bir yüzüm var. Kendimi seyrettiğim zaman çok zengin bir yüzüm olduğunu görüyorum. Estetikle filan uğraşsaydım belki bu kadar zengin bir yüzüm olmayacaktı. Her bir çizgimi, yüzümdeki her kırışıklığı çok seviyorum, onlar benim yaşanmışlıklarımı gösteriyor.

Ben de devrimci olabilirdim
* Siz 1974'te evlendikten hemen sonra Türkiye siyasi cinayetlerle çalkalanmaya başladı. Sağ sol çatışmaları, öğrenci hareketleri... Yani şimdi oynadığınız dizideki günler. O zamanlar, o gençlere anarşist gözüyle mi bakıyordunuz?..
İnsanlar, ideolojileri uğruna her türlü savaşı vermelidir. Yeter ki ideolojilerini oluştururken bilinçli ve doğru yönlensinler. Çünkü birçoğu da hiçbir şey bilmeden bu işe girmiştir. Beni onlar rahatsız eder. Ülkesine zarar veren insanlar rahatsız eder.

* O günlerde, onları ülkesine zarar veren insanlar olarak mı görüyordunuz?
Ben öyle görmedim. İdeolojileri uğruna savaş veren insanları her zaman kalben desteklerim.

* Böyle bir gence aşık olur muydunuz?
Onu bilemem. Benim ortamım çok değişikti. Bir vatandaş olarak dışarıdan olayları izleyebiliyordum. Ama üniversitede öğrenci olsaydım, bütün bu olayların içinde bulun-saydım, belki her şey başka olurdu. Ben de bir devrimci olabilirdim. Çünkü her zaman bu tip ideolojilerin içerisinde birbirlerine destek olan, kendi ülkeleri için bir şeyler yapmayı isteyen insanlara sıcak bakıyorum.

* O günlerde iki ayrı kutup vardı. Ülkücüler ve devrimciler. Siz hangi gruptan olurdunuz?
Devrimci olurdum.

* Çok geç sayılmaz. Şimdi de başlayabilirsiniz.
Artık çok geç. Zaten Türkiye'nin politikası farklı bir yerde. Bugün olsa bir Deniz Gezmiş, bir Adnan Menderes asılır mıydı?

* Ama o günlerde Halk Partisi'ne gönül vermiş pek çok insan Menderes'in asılmasına taraftardı. Siz onlardan mıydınız?
Bazıları istedi. Ben istemezdim. O yargılama süresi içinde tanıdığım bir çok Halk Partili, idamların yanlış olduğunun bilincey-di. Belki seslerini yükseltmediler. Ama bu bir ülke politikasıydı. Ve bu politikayı ben yürütmüyorum.

* Siz olsaydınız, bu idam kararlarını vermezdiniz o zaman?
Vermezdim. İdam bana çok ters. Manisa'da bir meydanda suçluları idam ederlerdi. Bir sabah okula giderken, asılmış bir adamı gördüm. Kaldırmamışlardı daha.

* Kaç yaşındaydınız?
13. O günden beri, insan öldürmeyi ve idamları aklım almaz. İnsanların birbirlerine bağırmasını bile bir acz olarak görüyorum.

Haberin Devamı