Gazete Vatan Logo
Magazin 'Ayarlarımız bozulmuş durumda'

'Ayarlarımız bozulmuş durumda'

En son olarak NTV’de hazırlayıp sunduğu Zaman Yolcusu adlı belgeselle kadim Türklerin izini süren ve daha birçok belgeselde imzası bulunan Ahmet Yeşiltepe ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik...

'Ayarlarımız bozulmuş durumda'

Ahmet Yeşiltepe ile belgeselcilik üzerine!

Yeni Medya kavramını terk ediyoruz. Yeni dediğimiz mecralar medyanın bizzat kendisi haline geldi. Gazeteler kağıt baskılarını sürdürecektir, ama genç kuşak bilgiyi dijital mecralardan alıyor

- ‘Zaman Yolcusu-Türklerin İzinde’, ‘Müze Ziyaretçisi’ gibi kaliteli, özgün ve takip edilen belgesellere imza attınız. Bu başarının arkasında yatan sebeplerden bahseder misiniz?

Başarının temel nedeni, pofesyonel hobi olarak gördüğüm ve aktüel gelişmelerini yakından takip ettiğim alanlarda üretmek. Özellikle klasik arkeoloji, tarih ve sanat tarihi gibi alanlarda bilimsel özü kaybetmeden herkesin anlayacağı dil ve üslup ile belgesel metni hazırladığımız için ilgi görüyoruz. Bildiğimizi sandığımız ama aslında kulaktan dolma bilgilere sahip olduğumuz geçmişimizle ilgili sarsıcı, dikkat çeken ve doğruluğu tartışılmayacak bilgiler veriyoruz. Bunlar belgesellerimizi izlenir kılan etmenler.

Örneğin her gün önünden geçtiğimiz bir müzenin içinde dünya tarihini değiştiren bir obje ya da eser bulunuyor, çoğumuz bunu bilmiyor ya da önemsemiyoruz. Halbuki bu kültür mirası Türkiye algısına dünya ölçeğinde değer kazandıracak bir hazinedir. İşte, “Müze Ziyaretçisi”nde bu değerlere dikkat çekiyor, varlıklarını hatırlatıyoruz.

Haberin Devamı

- Türkiye’de yapılan belgesellerin standartlarını nasıl buluyorsunuz? Sizce bu alanda daha ileri bir noktaya varabilmek için nelerin yapılması gerekir?

Ülkemizde üretilen özellikle tarih ve arkeoloji konulu belgesellerin en büyük sorunlarından biri bu; anlaşılır olamamak. Ya çok akademik, ağdalı, tatsız tuzsuz bir dil ya da içi boş, klişe ifade ve yaklaşımlara teslim olmuş sıradan, seyahat programı benzeri işler. Diğer yandan, belgeseli çekici kılacak canlandırma, dijital modellemeler gibi yardımcı unsurları yüksek bütçeler nedeniyle pek kullanamıyoruz. Özetle, elinize kamerayı alıp “ben belgesel çekmeye gidiyorum”, demekle olmuyor. Bana göre, iyi konu kadar iyi planlama ve koordinasyon, mali kaynak ve doğru metinler daha etkili belgeseller üretmenin temel koşulları.

Haberin Devamı

- Uluslar arası seviyede yapılan belgesel projeleriyle ülkemizde yapılanlar arasındaki temel farklar nedir?

Görsel açıdan dünyayı iyi takip ettiğimiz söylenebilir. Televizyonculukta referans yapımlar çoğunlukla BBC, History Channel, Discovery Channel, PBS için üretilenler. Bizim görsel yönden bu yapımlardan aşağı kalır yanımız yok. Yine de, konuya bakış açısı, işleyiş şekli, metin gibi alanlarda standartlarımızın söz konusu referans yapımlardan uzak olduğu kanaatindeyim. Bir de, “post production” olarak tanımlanan safhada teknoloji kullanımı henüz yeterli değil. Mesela, hala izlenebilir, anlaşılır bir bilim belgeseli üretemememiz canımı yakıyor.

- Türkiye’de yaşayan insanların tarihe olan bakış açısını nasıl buluyorsunuz?

Son dönemde biraz sorunlu. Herkes kendi cephesinden, kendi meşrebinden bakıyor haliyle. Tarafsız bir yaklaşımla kişi, olay ve olguları belgesele dönüştürme çabasında olanlar bu dönemde çok yıprandılar. Çünkü ürettiğiniz yapımda sarf edilen bir kelime bazen birileri için “kanıt” haline dönüşüveriyor. Siz aslında farklı bir konunun altını çizmişsiniz, ama “aşırılar” genellikle konuları kendi cephelerinden görme ve değerlendirme eğilimindeler. Şimdi “zamanın ruhu” bizi umulmadık yerlere sürüklüyor, tarih algımız gibi sayısız konuda ayarlarımız bozulmuş durumda.

Haberin Devamı

“İki yeni projem var!”

“Zaman Yolcusu – Türklerin İzinde” belgeseli ekrana gelmeye devam edecek, üçüncü sezonda Selçukluların izini süreceğiz. Sürprizlerle dolu bir sezon olacak

İki büyük proje üzerine çalışıyorum. İlki, Fırat nehrinin batısından Amanoslara kadar uzanan bölgede yer alan arkeolojik varlıklar hakkında dört bölümlük bir belgesel. Gaziantep’i merkeze alan proje bence bir ilk, çünkü söz konusu alanda yapılan arkeolojik çalışmalar Zeugma dışında fazla bilinmiyor. Yakın tarih belgeselleri üretmeyi seviyoruz. “Çanakkale Savaşı - 7 İnsan 7 Öykü”, “İstiklal Yolu” ve “Zafer Yolu” isimli belgeseller müthiş beğeni topladı. Bu tepkiler elbette cesaret verici. Özellikle Kurtuluş Savaşı’nın az bilinen cephelerini ve isimlerini işlemek istiyorum. Kısacası, izleyenlerimizi hayli heyecanlı belgesel öyküleri bekliyor, diyebilirim.

Haberin Devamı

“Gazeteciliği bırakmış ya da kopmuş değilim!”

Tarihe ve arkeolojiye olan ilgim ABD’nde yüksek lisans eğitimi alırken arttı. Bu konulardaki ilgim katıldığım seminerler ve kurslar sayesinde derinleşti, Amerikalıların ifade ettiği şekliyle “profesyonel hobi” haline geldi. Özellikle Anadolu’daki arkeolojik kazı ve araştırmalara ilişkin zengin bir kütüphanem var. Gazeteciliği bırakmış ya da kopmuş değilim, sadece kariyerimin bu döneminde belgesele yoğunlaştım. Güncel haber takibi ve değerlendirme konusunda reflekslerim hala güçlü, bir gün mutlaka haber merkezine geri döneceğim.