Gazete Vatan Logo

'Almanya’daki aşırı sağcı terör...'

Türk cinayetlerini araştıran başkan konuştu

Almanya’da 8 Türk, 1 Yunanlı ve 1 kadın polisi öldüren aşırı sağcı "Nasyonalsosyalist Yeraltı" (NSU) adlı terör hücresinin cinayetlerini araştıran Federal Meclis Araştırma Komisyonu’nun başkanı Sebastian Edathy, Almanya’da aşırı sağcı terörün olmasının kendisini şaşırtmadığını söyledi.

Edathy, Tempelhof semtinde Paulus adlı Protestan kilisesinde düzenlenen ve Sosyal Demokrat Parti (SPD) Federal Meclis Üyesi Mechthild Rawert ile aşırı sağ uzmanı Tagesspiegel gazetesi muhabiri Frank Jansen’in de katıldığı bir toplantıda, çalışmaları hakkında bilgi verdi.

Komisyonun çalışmalarının en önemli konularından birinin, bu kadar çok güvenlik biriminin bulunmasına rağmen 3 kişilik bir terör hücresi grubunun, 13 yıl boyunca yer altında faaliyet göstererek 10 cinayet işlemesinin, 14 banka soygunu ve 2 saldırı düzenlemesinin ve izlerine rastlanamamasının nasıl mümkün olabildiğinin araştırılması olduğunu ifade eden Edathy, bu kişilerin ortaya çıkartılmasının ancak bir banka soygunundan sonra bir vatandaşın polise küçük bir ipucu vermesiyle mümkün olabildiğine dikkati çekti.

"Almanya’da aşırı sağcı terörün olması beni şaşırtmadı" diyen Edathy, 2003 yılında Münih’te bir kişinin aşırı sağcı terör örgütü kurma suçlamasıyla yargılandığını hatırlattı.

Cinayetlerin aydınlatılması için güvenlik birimlerinin, olay yerlerinde iz bırakılmaması ve cinayetlerin hiç kimse tarafından üstlenilmemesinden dolayı 2 teori üzerinde yoğunlaştığını belirten Edathy, ikinci cinayetten sonra hep aynı silahın kullanıldığına işaret etti.

Güvenlik birimlerinin, katilleri öncelikle organize suç ve uyuşturucu çevrelerinde aradığını, ancak 7. cinayetten sonra bu cinayetleri aşırı sağcıların yapmış olabileceğini düşündüğünü ifade eden Edathy, "Araştırmalarda iki yöne de ağırlık verilmesi gerekirdi. Dosyalara bakıldığında bunun böyle olmadığına dair bir intiba edindik. Aşırı sağ konusundan çok, organize suç konusuna çok daha fazla önem verilmiş" diye konuştu.

Polisin failleri bulmak için bir döner büfesi bile işlettiğini ve buraya Türk muhbir yerleştirdiğini anlatan Edathy, aşırı sağcılar ile ilgili sorulan sorulara Bavyera eyaletinin ancak 8 ay sonra yanıt verebildiğini kaydetti.

Aşırı sağ olasılığına neden fazla önem verilmediğinin araştırılması gerektiğini, yabancılara karşı toplumda bulunan ön yargıların güvenlik birimlerinde de olduğunu tahmin ettiğini belirten Edathy, güvenlik birimlerinin, bu cinayetleri araştıran komisyonlara verilen "Bosporus" (Boğaziçi) ya da "Halbmond" (Hilal) gibi isimlerin de bu cinayetlerin Almanlarla ilgisi olmadığının gösterilmesine yönelik olduğunu söyledi.

Son günlerde okuduğu polis dosyalarında, kurbanların yakınlarının her şeyi söylemediğinden şüphe edildiğini gördüğünü ifade eden Edathy, "Polis 2 Türk kökenli muhbir görevlendirmiş. ’Belki daha fazla bilgi alabiliriz’ diye. Bunlar yeniden kurbanların eşlerine gönderilmiş. Bu muhbirler kendilerini Türk dedektifler olarak tanıtmışlar. Bir kurbanın eşi bunun üzerine polisi aramış ve ’Bu kişilere her şeyi anlatabilir miyim?’ diye sormuş" dedi.

Cinayetlerin aydınlatılmasında güvenlik birimlerinin işbirliği konusundaki tutumunu da eleştiren Edathy, bir eyalet içindeki birimler arasında bile rekabet olduğunu ifade etti.

Edathy, NSU üyesi Uwe Böhnhardt’ın 19 yaşına girdikten 1 hafta sonra otomobiliyle yolda giderken polis tarafından durdurulduğunu ve aracın arkasının silah dolu olduğunun tespit edildiğini de belirten Edathy, "Burada daha dikkatli olunsaydı, bu kişinin sorunlu bir yanı olduğu anlaşılırdı" diye konuştu.

Komisyon olarak daha çalışmalarının başında olduklarını ve konuyla ilgili olarak 10 bine yakın dosyanın incelenmesi gerektiğini ifade eden Edathy, komisyon çalışmalarının gelecek yıl tamamlanmasını hedeflediklerini sözlerine ekledi.

Jansen de uzun yıllardan beri aşırı sağ üzerine çalıştığını belirterek, yaptıkları çalışmalar sonucunda iki Almanya’nın birleşmesinden bu yana 148 kişinin aşırı sağcılar tarafından öldürüldüğünün tespit edildiğini söyledi.

Jansen, bu kadar cinayetten sonra yabancıların da aşırı sağcılar tarafından öldürüldüğünün uzun süre düşünülmemiş olmasının utanç verici olduğunu kaydetti.

Haberin Devamı