Dağların dile geldiği an

TRT 2 deki "Okudukça" programında büyük şairimiz Fazıl Hüsnü Dağlarca'yi gördüm

Haberin Devamı

TRT 2 deki "Okudukça" programında büyük şairimiz Fazıl Hüsnü Dağlarca'yi gördüm.

Dedi ki: "İnsanın şiiri, onun almyazısıdır."

Dedi ki: "Şiir yazarken terden sırılsıklam olurdum, gömleğimi çamaşırımı çıkarır sıkardım."

Dedi ki: "Allahım bana bir şiir yazdır, ondan sonra canımı al diye yalvarırdım."

Dedi ki: "İşte böyle seveceksin şiiri, o zaman şiir de seni sever."

Ve dedi ki: "Bir aile daha büyük bir eve taşınmak istiyorsa şiir okusun şiir yazsın."

Ekranda kelimenin tam anlamıyla bir şair konuşuyordu.

Saygıyla dinledim.

Sözleri içimi ürpertti.

Çünkü büyük şair artık konuşmuyor, şiir yazıyordu. Ya da hiç şiir yazma kaygısına düşmeden sadece konuşuyordu. Herkesin gelişigüzel savurduğu kelimeler onun dilinde bambaşka bir derinliğe kavuşuyordu.

Dil onun için anlaşma değil, göğe yükselme aracıydı.

***


Büyük şairi tanıdığım yıllara gittim birdenbire.

On yılı geçti herhalde: Hollanda'nın Rotterdam kentindeki şiir festivalindeydik. Merkezdeki Santral Oteli'nde kalıyorduk.

Bir gün oteldeki odamda büyük ustaya saz çaldım. Beni dinlerken oradaki bir kağıdı çekti önüne, bir şeyler yazdı, imzaladı ve uzatti.

Baktim ve şu satirlan gördüm:

"Saz çaldın mı

Sağ elin geçmiştedir

Sol elin

Gelecekte."

Altına "Hibedir" yazmış ve imzasını atmıştı: Fazıl Hüsnü Dağlarca.

Ömrüm boyunca yaşadığım en onurlu anlardan biriydi bu. Beni layık olmadığım bir büyük şiirle ödüllendirmişti.

Bir başka anım da 1978 yılında, Cem Yayınevi'nde. Değerli dostumuz Oğuz Akkan hikâye kitabımı basacaktı. Kitabın ismini konuşuyorduk. Büyük şair de oradaydı. "Eve sığmayan ev" olsun dedi. Nedense başka isim koyduk kitaba: "Arafat'ta Bir Çocuk" .

O günden beri "Eve sığmayan ev" diye bir kitap yayınlamak isterim.

Dağlarca'nın çağdaşı olmak, onunla aynı dili konuşmak, aynı havayı solumak başlı başına bir mutluluk.

Kelimeleri kanatlandıran büyük şaire selam olsun!

DİĞER YENİ YAZILAR