Baş örtülü kızlarımız Powerpoint öğrenirken...

Haberin Devamı

Pazar günü beni çok mutlu eden bir ziyaret yaptım.

İzmir’de EÇEV’in (Ege Çağdaş Eğitim Vakfı) iki kampüsünden birisine gittim.

Zaten VEDA filminin İzmir galası da bu vakfın yararına yapıldı.

Sevgili dostlarımız Serap Kayhan ve Zarif Pekol’un birçok arkadaşıyla emek vererek yürüttüğü bu muazzam çaba gerçekten gözlerimi yaşarttı.

(Şeyh-ül muharririn Selahattin Duman Bey’e not: Beyefendi, Zarif hanım sizin öz kız kardeşiniz. Onun bu muazzam çabasını görmek için niçin İzmir’i teşrif buyurmuyorsunuz? Baki selam.)

Üniversitelerden gelen gönüllü öğretmenler, yüzlerce çocuğu ve yetişkini birçok dalda eğitiyor. Bugüne kadar on bin çocuğumuza eğitim vermişler. Çeşitli okullara beş yüz bilgisayar dağıtmışlar.

Çeşitli barakalardan oluşan kampüse girdiğimde gözüme ilk çarpan şey; temizlik, güler yüz ve karşılıklı anlayış havası oldu.

Pırıl pırıl, aydınlık, harika bir eğitim kurumu.

Bir sınıfta çocuklar koro halinde Güneş Topla Benim İçin şarkısını söyleyerek karşıladılar bizi.

Gel de ağlama, gel de heyecanlanma.

Dudaklarımı sıkıyorum, derin nefes alıyorum olmuyor.

Tiyatro salonunda gençler Kuvayı Milliye Destanı’nı canlandırırken bu çabadan da vazgeçtim.

Çünkü ağlamak insanca bir şeydir; gülmek kadar doğaldır; ağlayamayan insanlara acırım ben.

Bir sonraki durağımız bilgisayar kurslarıydı.

Gencecik pırıl pırıl bir öğretmen, çoğu baş örtülü olan gencecik kızlarımıza ders veriyordu.

Hepsinin önünde bir ekran.

Word programını öğrenmişler, Excel ve Powerpoint’e geçmişler.

Biraz sohbet ettik.

Gözlerindeki sevinci, aydınlığı, bir şey öğreniyor olmanın mutluluğunu anlatamam size.

Belli ki kursu bitirdikten sonra bu bilgileriyle iş bulacaklar, kendi geçimlerini sağlayacaklar ve özgürleşecekler.

EÇEV’deki elleri öpülesi insanlar, geleceğimiz adına çok önemli işler yapıyorlar.

Onları ne kadar kutlasak, ne kadar teşekkür etsek azdır.

DİĞER YENİ YAZILAR