Şu İzmir deli etti beni, divane etti

Haberin Devamı

Evet biliyorum, seçime gidiyoruz.
Evet biliyorum, adaylar ortaya çıkıyor.
Evet biliyorum, sağdan sola, soldan sağa transferler oluyor.
Evet biliyorum, bunların hepsi çok önemli!

Ama ben bugün hiçbirinden söz etmeyeceğim.

Çünkü yüreğim çok dolu; neredeyse sarhoşum diyeceğim ve bugün köşemi İzmir’e teşekkür etmek için kullanacağım.

Hani Nazım’ın bir dizesi vardır: “Şu Varna deli etti beni divane etti!” diye.

Bugün ben de ustamdan ödünç alarak aynı sözü İzmir için söyleyebilirim:

“Şu İzmir deli etti beni, divane etti!”

Gündoğdu alanını dolduran on binler, bana ömrümün en güzel gecelerinden birini yaşattılar.

Nazım, Orhan Veli, Lorca, Eluard, Aragon, Yaşar Kemal, Ülkü Tamer, Sabahattin Ali dizeleri, gök gürültüsü gibi İzmir’in gökyüzüne yayıldı.

Zaten ben bir şey yapmadım: İzmirliler söyledi. Benim şarkılarımı söylediler bile diyemiyorum artık.

Çünkü artık bu şarkılar benim değil; İzmirlilerin, Egelilerin, Anadoluluların, Trakyalıların malı.

***

Konser vermeyi bırakmıştım.

Artık kenara çekilmenin vakti geldi diye düşünüyordum. Bestelerimi yapayım, solist arkadaşlar söylesin diyordum.

Zaten kendimi hiçbir zaman bir şarkıcı ya da sahne sanatçısı gibi görmemiştim ki.

Âşık Veysel nasıl kendi parçalarını söylüyorsa, ben de karınca kararınca benimkileri dillendiriyordum.

Şarkılarımı dünyanın ve Türkiye’nin en güzel seslerinden dinliyor olmanın mutluluğu içinde, kendimi bestelere vereyim diyordum.

Ama haftalar önce İzmir’den gelen daveti kabul ettim.Çünkü 36 yılı bulan müzik hayatımda ilk kez bir esnaf kuruluşu beni çağırıyordu.

İzmir Esnaf Odaları Birliği’nin başkanı Mehmet Ali Susam, Gündoğdu Meydanı’nda İzmir halkına bir konser vermemi istiyordu.

Kabul ettim. İyi ki de etmişim.

Baktım ki ben bu şarkıları bestelediğim zaman henüz doğmamış olan on binlerce genç, bu şarkılarda birleşiyor, devleşiyor, yere göğe sığmıyor.

Dünyanın her yerinde solist söyler, kitleler dinler. Bizde tersi oluyor; ben dinliyorum, onlar söylüyor.

Kısacası dostlar; heyecanımı mazur görün, İzmirlilere teşekkür etme isteğimin önüne geçemeyişimi bağışlayın. Bırakın bu köşe, bir günlüğüne özel bir mektup niteliği taşısın.

Sağ olun İzmirliler, var olun!

Ve konserde size söylediğim sözü hiç unutmayın:

“Mikrofon bir kişinin elinde diye susmayın, elindeki çok güçlü bir mikrofon olsa bile halk herkesi susturabilir. Hiç kimse halktan daha güçlü değildir.

En büyük halktır!”

*****

Not: Bu ülke ne yazık ki mutlu olmamıza olanak tanımıyor. Akşam saatlerinde başkenti vuran bomba, ne kadar tehlikeli bir ortama sürüklendiğimizi bir kez daha gösterdi. Çocukluğumda, gençliğimde güven içinde gezdiğim o bildik, tanıdık Anafartalar Çarşısı Orta Doğu’nun acı içinde kıvranan ülkelerine benzer bir görünümde. İçim kan ağlıyor. Yazık oluyor bu memlekete, çok yazık oluyor.

DİĞER YENİ YAZILAR