Bırakın yürüsünler, koşsunlar, tırmansınlar...

İşim gereği birçok öğrenci ve dolayısıyla bir o kadar ebeveyn ile bir aradayım. Birçoğundan aynı sözler kulağıma çalınıyor zaman zaman.

Haberin Devamı

- Dur çocuğum!

- Atlama, düşersin.

- Koşma dedim sana!

- Bak yine çarpıp bir yerini kıracaksın!

Bunlar çoğaltılabilir tabii. Her ne kadar artık bilinçli ebeveynler çocuklarını sınırlamamaya çalışsalar da, belki de farkında olmadan onların günlük hayatlarında, doğalarından gelen hareketlerine bir sınırlama getiriyorlar. Oysa önemli olan onların hareketlerini kısıtlamak değil, bu hareketleri doğru şekilde yönlendirebilmek.

Her çocuğun fiziksel, zihinsel, toplumsal ve ruhsal gelişimi birbirinden farklı. Küçük yaştan itibaren çocukların evde ya da sokakta sergiledikleri aşırı hareketliliği sınırlandırmadan, doğru kanallara yönlendirerek onlara ilerisi için önemli faydalar sağlamak bizlerin elinde.

Özellikle okul öncesi dönemde yürüme, koşma, fırlatma, yakalama, ip atlama, seksek gibi oyunlar çocukların fiziksel gelişimleri için önemli yer tutuyor. Bununla birlikte erken yaşta özellikle jimnastik tenis, yüzme gibi sporlarla tanıştırma çocuğun sorumluluk duygusunu arttırmakla birlikte, öfke kontrolü, saldırganlığı frenleme gibi sorunlarla da baş edebilmesini kolaylaştırıyor.
Spor yapan çocuklar enerjilerini bu sayede boşalttıkları için derslerinin başına oturduklarında daha verimli çalışabiliyorlar. Onlar yaşıtlarına göre daha az hastalığa yakalanıp daha çabuk iyileşebiliyorlar.

Spor yapmak, çocukların bedensel enerjilerini dışa vurmalarına yardımcı olurken, duygusal anlamda da kendilerini geliştirmelerine yardımcı oluyor. Spor yapan çocuklar kendi güçlerinin farkına varıyorlar ve bu sayede özgüvenlerinde beklenen artış hızla görülüyor.

Gökkuşağının renklerini düşünün. Bu muhteşem renkler birbirlerinin üstünde yerlerini alırken nasıl bir ahenk ve uyum içinde öyle değil mi? İşte erken yaşta sporla tanışan çocuklar da ileri dönemlerde, bir önceki dönemin izlerini tıpkı bu gökkuşağı gibi taşıyor olacak.

Küçük yaşta sporla bilinçlendirilen ve spor disiplinini alan çocuklar ileride öğrendikleri bu kurallar bütünü ile bir çerçeve içinde kalabilmeyi daha kolay öğrenebiliyor. Kurallar dahilinde hareket etmeyi öğrenen çocuklar kazanma ve kaybetme durumlarında duygularını kontrol edebiliyor ve onlarla baş etmenin yollarını daha kolay bulabiliyorlar.

Zaman zaman Bağdat Caddesi’nde yürüyüş yaparken öğrencilerimle karşılaşıyorum. Bazılarının hala pusetle gezdirildiğini görmek beni o kadar üzüyor ki… Bu noktada anne babalarımıza söylemek istediğim tek bir şey var:
“Bırakın yürüsünler! Bırakın koşsunlar! Çocuklarınıza sağlıklı bir gelecek hazırlamak istiyorsanız, onları bugün pusetten indirin ve hareket etmelerine izin verin.”

www.bedenatolyesi.com
http://facebook.com/Ebrukaradumanbedenatolyesi
https://twitter.com/bedenatolyesi

DİĞER YENİ YAZILAR