Türk popunun inceliğe ihtiyacı var

Son albümünüz “Gök Nerede” geçen sene dinleyicilerle buluştu. Yeni projelerden bahsedebilir misiniz?

İlerleyen haftalarda “Gök Nerede” albümünde yer alan “Fena Halde Bela” adlı şarkımın remake’lerinden oluşan mini bir dijital albüm yayınlayacağım. Yine ilerleyen haftalarda Youtube kanalım üzerinden yayınlamayı düşündüğüm bir başka proje de “Gece, Mabel ve Bizim Çocuklar” adlı video performans serisi. Bir de dördüncü albümüm var tabi. Ön hazırlıklarına yeni yeni başlıyorum onun.

Şarkılarınızın söylerken sahnede karşınızda gördüğünüz tam olarak ne?

Sahnedeyken karşımda gördüğüm şey tam olarak memleketin hali. Hikayemiz de acımız da kahkahamız da bol bizim. Her kesimden, her fikriyattan insan görüyorum. O alanda ne olursa olsun müzik aracılığıyla bir araya gelmek şahane bir şey.. Bu beni umutlandırıyor. Umuda ihtiyacımız var. İyiliğe güzelliğe olan inancımızı her gün tazelemeye ihtiyacımız var.

Şarkıcılıktan ziyade içimdekileri dışarı fırlatmakla ilgileniyordum

Müziğinizin kabul görmesi çok mu geç oldu?

Şarkıcılıktan ziyade içimdekileri dışarı fırlatmakla ilgileniyordum. İlk albüm şarkılarına bakarsak, o şarkıları küçük bir çocuk ile genç bir adam sesi arasında sıkışıp kalmış tuhaf bir tondan söylediğimi görürüz. Bence esas kabul ve rahatlama, ben bunu farkettikten sonra başladı. O çocuğu anlamak hiç kolay bir şey değil.

“Türk popunun yeni jenerasyonu” haberlerine ne diyorsunuz?

Türk popunun daha çok şiire ve inceliğe ihtiyacı var. Bir şeyleri övmek için başka şeyleri dışarıda bırakan ve asıl söylenecek hiçbir şeyi söylemeyen haberleri şahsen sahiplenemiyorum.

Özgür ve aşk dolu bir dünyayı inşa etmek için çabalıyorum

İnsanlar, Mabel Matiz’i, farklı bir konumda görürler... Kendinizi nasıl tanımlarsınız?

Tanım sevmiyorum. Bazı anafikirlerim oldu. Özgür ve aşk dolu bir dünya istiyorum işte. Bunu inşa etmek için çabalıyorum. Her şeyin birer yaradan kaynaklandığını farkettiğimden beri biraz daha hafif biriyim sanırım. Hayatın anlamı o yaraların çok arkasında bir yerde. Ya orayı sevip anlayıp geçip kendi esas cennetimizi kuracağız ya da yıllar yılı aynı kızgın tekerlemeleri söyleyip duracağız kendimize. Bir süredir ilki üzerine düşünüyor, çaba harcıyorum. Sevdiklerimi, müzik dilimi ve dinleyicimi de buna ortak etmek istiyorum.

Şarkılarınızda “Arabesk” unsurları da bulmak münkün..

Müziğim bir sürü şeyin karışımı. Arabesk yanım zaman zaman ağır basacaktır elbette. Çünkü ben de pek çok kimse gibi özümde arabeskim ve bu şahane bir şey. Önce bunu kabul etmeliyiz sanki. Sürekli bir inkarla geçmiş on yıllar. Öze ulaşmak çok zaman alıyor bu yüzden. Benim müziğim o öze ulaşma derdinde bir müzik. Benim kendi kavgamın dili.