Gazete Vatan Logo

Türk kadını 'Hazır'a çabuk alıştı!

Mutfaktan çıkmayan Türk kadını ‘Hazır’a çabuk alıştı

TÜRK insanı hazır çorbaya ödediği yıllık 165 milyon TL ile dünyada tüm ülkeler arasında en iyi müşteri grubunu oluşturdu. Türkiye hazır çorbada Almanya’yı geçip birinci olurken,endüstriyel dondurma tüketiminde de Avrupa lideri, dünyada ABD’nin ardından ikinci oldu.

Türk kadınının mutfaktaki hamaratlığı meşhurken, hayatın yoğun temposu, ekonomik ve son derece lezzetli yeni
ürünlerin çıkması, hazır çorbada Türkiye’yi dünya liderliğine taşıdı.

Türk hazır çorba piyasasının yüzde 60’ına sahip olan Unilever’in CEO’su İzzet Karaca, hazır çorbanın tek başına 110 milyon olara yakın bir pazar büyüklüğüne ulaştığını belirterek “Bu rakamlar Türkiye’yi dünyanın en büyük pazarı yapıyor. Bu alanda Almanya’nın birinciliği vardı ancak Türkiye son rakamlarla Almanya’yı yakalayıp geçti” dedi.

En çok tüketilen hazır çorba çeşidinin Ezo Gelin olduğunu belirten Karaca, pazarın büyümesi ile birlikte daha önce ithal edilen domates tozunu Türkiye’de ürettirdiklerine de dikkat çekti.

Domates tozu üretmek için en az 2 milyon dolarlık bir
yatırım gerektiğini belirten Karaca bir tedarikçilerine bu
yatırımı daha küçük bir miktarla yaptırmayı başardıklarına da dikkat çekti. Unilever hazır çorba alanında Knorr markası ile yer alıyor.

Karaca’nın tüketimle ilgili verdiği istatistiki bilgilere göre, hazır çorbanın yanı sıra ev dışı çubuklu dondurma kategorisinde de Türkiye 200 milyon TL’nin üzerinde bir
pazar büyüklüğüne ulaştı ve bu alanda da Avrupa liderliğini aldı. Algida markası ile yaklaşık 20 yıl önce Türkiye piyasasına girildiğinde kişi başı tüketimin 0.5 kilogram
seviyesinde olduğunu belirten Karaca bu rakamın 3 kilograma ulaştığını belirtti.

Karaca hazır çorba ve dondurmanın yanısıra 170 ülkeden oluşan Unilever dünyasında Domestos’ta ve Cif’te de dünya birincilikleri olduğuna dikkat çekti.

Çay tüketimi 2 kat artar

Unilever Türkiye Tedarik Yönetim Direktörü Aynur Çolpan da şu anda Unilever’in dünyada 400 bin ton çay satın aldığını, 10 yıl sonra ise 800 bin ton çay satın almak isteyeceğine
dikkati çekerek, “Şu anda böyle bir çay yok. Bizim çayda
kaynak yaratmamız gerekiyor.

Dünyada bununla ilgili ekipler kuruldu. Nerelerde çay
kaynakları yetiştirilebileceğine dair çalışmalar yapıyor. Bununla ilgili Karadeniz’de bir çalışmamız başladı” şeklinde konuştu. Türkiye’de yılda 220 bin ton çay çıktığını ve şu anda yaklaşık 220 bin çay tüketildiğini belirten Çolpan, “Çay bitkisine sürdürülebilir şekilde
yatırım yapacağız” dedi.

Unilever’de üretim 2 katına çıkarken ayak izi azalacak

UUNNILEVER Türkiye CEO’su ve Ünilever Asya, Afrika, Orta ve Doğu Avrupa Başkan Yardımcısı İzzet Karaca, dünyada 2020 yılına kadar gerçekleştirmeyi taahhüt ettikleri hedefleri
içeren “Unilever Sürdürülebilir Yaşam Planı” çerçevesinde, hem şirketin büyüklüğünü 2 katına çıkaracak, hem de çevresel etkilenmeyi azaltacak yeni iş yapış yöntemleri geliştirdiklerini, bu kapsamda ürünlerinin çevresel ayak izini yarı yarıya azaltacaklarını bildirdi.

Karaca, daha az enerji ve su tasarrufu gibi özellikleriyle ön plana çıkan “Unilever Yeşil Ofis”te düzenlediği basın
toplantısında yaptığı konuşmada, binada yüzde 31 daha az elektrik ve yüzde 50 daha az su kullanıldığını, yağmur suyu ve klima yoğuşma suyunun depolandığını, yağmur suyunun tuvaletlerde kullanıldığını, gün ışığından maksimum yararlanıldığını anlattı.

Karaca, “Unilever olarak 2020 dünya vizyonu üzerinde çalıştık. Ben de bu vizyonu belirleyen ekip içinde yer aldım.

Dünyada 2020 yılına kadar gerçekleştirmeyi taahhüt ettiğimiz sosyal, ekonomik ve çevresel hedefleri içeren
Unilever Sürdürülebilir Yaşam Planı’nı oluşturduk. Bu plan çerçevesinde, hem şirketin büyüklüğünü 2 katına çıkaracak, hem de çevresel etkilerimizi azaltacak yeni iş yapış yöntemleri geliştiriyoruz. Bu kapsamda ürünlerimizin çevresel ayak izini yarı yarıya azaltacağız. Bu şu demek;
gelecekte 100 ayak izi yerine 50 ayak izi bırakacağız” dedi.
Dünyadaki siyah çayın yüzde 12’sini, domatesin yüzde 6’sını, soğan ve sarımsağın yüzde 5’ini Unilever’in satın aldığının altını çizen Karaca, kaynakların sürdürülebilir
olmaması halinde Unilever’in işinin de gelecekte tehlikeye
gireceğini söyledi.

Krizde otomobil olamayan dondurma ile mutlu oluyor

UUNNILEVER’’İNN finansal sonuçları ile ilgili bilgi veren İzzet Karaca, dünyada 43.1 milyar euro ciroya ulaşan şirketin Türkiye’de de 2.9 milyar TL ciroyu yakaladığını, 2010 yılının 3 milyar TL’nin üzerinde bir ciro ile
kapanacağını söyledi. Karaca, 264 fabrika 163 bin çalışana ulaştıklarını Türkiye’de de 7 fabrikada üretim yaptıklarını belirtti. Karaca üçüncü çeyrek büyümesinin yüzde 11.4
olduğuna işaret etti.

Karaca, 2007 yılında 2 milyar 74 milyon TL olan cironun 2008’de 2 milyar 610 milyon TL’ye çıktığını da belirtirken bir soru üozerine “Finansallar gösteriyor ki hızlı tüketim sektörü, krizde daha iyi sonuçlar alıyor. Ev alamayan otomobil alamayan kişisel bakımına özen göstererek, bir dondurma alarak kendini iyi hissediyor, bu da FMC pazarını büyütüyor” dedi.

Ön yıkama yapmayın

Titiz Türk kadınının çamaşırda ön yıkamadan vazgeçmediğine ancak yeni geliştirilen deterjanlarla ön yıkamaya aslında gerek olmadığını söyleyen Karaca, şu çarpıcı örneği verdi:

“Bir yıl boyunca konsantre Omo kullanılması halinde 62 futbol sahası büyüklüğünde bir ormanın temizlediği havayı dünyaya geri veriyoruz. Son olarak da likide geçtik. Eğer 2009’da satılan tüm Omo deterjanları toz değil sıvı olsaydı 1.041 hektar orman alanını kurtarmış olacaktık. Bundan dolayı kendi aleyhimize olan tüketimi azaltacak ’ön yıkama yapmayın’ gibi mesajları paketlerin üzerine taşıdık”

Haberin Devamı