Adı gibi kendi tatlı sevgi

Dün sevgililer günüydü. Yemekler yendi dün gece, kadehler kalktı aşka, hediyeler verildi aylar öncesinden planlanmış, günler öncesinden alınmış. Güzel ve özeldi. Bizimdi, özendiğimiz, beklediğimiz heyecan duyduğumuz, her gün yaşadığımız sevgi üstünde belki de en açık konuştuğumuz gündü. Hatta haftaydı desek yeri var. Aşk haftası başladı diye mağazalar indirime girdiler, farklı promosyonlar verdiler. Bir hareketliliktir yaşandı. Her yer kırmızıydı. Kalpler, balonlar, kurdeleler, süsler, elbiseler, dudaklar... Felsefe okumaya başlarken Nermi Uygur’un Yaşama Felsefesi adlı kitabını almıştım. On yedi yaşındaydım. İçinde şahane denemelerin ve hayat üstünde insanı düşündüren cümlelerin olduğu kitaptan bir bölümü hatırladım sevgililer gününde sevgi üstüne düşününce:

Sev beni seveyim seni diyen sevgiye pazarlık karışmıştır. Sevgi ne güzel şey... Adı gibi kendi tatlı sevgi...

Bugün haftanın son gününde sevgili denen kişileri düşündüm. Aşkımız, annemiz, babamız,evladımız ve dostumuz... Hayatımız boyunca birçok arkadaş ediniriz. Sokağımızda, yuvada, okulda, işte... Bambaşka evlerde, bambaşka ailelerde, bambaşka kültürlerde yetişmiş olsak da birbirimize sımsıkı bağlanarak yaşam yolunda yan yana yürümekten zevk alırız onlarla...

Haberin Devamı

Küçük hataları büyütmemek

Adı gibi kendi tatlı sevgi

Bu çok arkadaşların içinde bazıları vardır ki sonsuza kadar yanımızdadırlar.

Ne olursa olsun, bizi yanlış anlamadan, bizi olduğu gibi kabul ederek hep yanımızda olurlar.

Bu kalabalık arkadaş grubu içinden parlayarak ayrılırlar, biz onların adına “dost” deriz.

Hep vardırlar, iyi günümüzde, kötü günümüzde, başımız sıkıştığında ordadırlar, sormadan, sorgulamadan.

Sen daha az sevdin, ben daha çok sevdim demeden...

Küçük hataları dev gibi büyütmeden...

İşin içine pazarlık katmadan...

Sadece bizi sevdikleri için...

Gerçekten sevdikleri için...

İlk çalıştığım yerde tanıdım ben de en yakın dostumu...

Tanışınca bir sokak arayla oturduğumuzu, aynı lisede okuduğumuzu, aynı yerlerde alışveriş yaptığımızı, aynı terbiyeyle yetiştiğimizi anlayıvermiştik.

Haberin Devamı

O gün, bugündür yan yanayız.

Yaşadığımız ne var ne yok, hep bildik; hep haberdar olduk birbirimizden...

Tatiller yaptık, beraber ağladık, birlikte güldük, birlikte umut ettik, birlikte sevdik hayatı.

Hakiki dostu olmalı insanın

Sevgileri, hayal kırıklıklarını, iniş çıkışlarımızı anlattık birbirimize...

Bayramlar kutladık beraber, yemekler yedik ailece... Annelerimize anneler gününde sürprizler hazırladık.

O evlendiğinde ben, ben evlendiğimde o; mutluluğumuzu doya doya paylaştık.

Hiç sorgulamadık birbirimizi, hiç kırılmadık birbirimize...

Hep emin olduk sesimizden de sessizliğimizden de... En büyük kararlarda, en zor zamanlarda, en eğlenceli anlarda ve en umulmadık olaylarda yan yana olduk.

Tanrı’nın birbirine armağan ettiği kız kardeşler olduk.

Yirmi iki sene oldu, hiç değişmedi bu duygu. Hayatta hakiki bir dostu olmalı insanın. Sevginin adını adına yakışır şekilde koyacağı.

Hiç vazgeçmediği ve hiç vazgeçilmediği bir dostluğu olmalı.

Hayat ancak o zaman anlam bulur...

Ve işte o zaman sanal olan her şey silinir gider, gerçek dostluk adını bulur.

Haberin Devamı

Yaşanının adı gerçekten dostluk olur. Sevgililer günü yalnız aşkla değil,onun yanında arkadaşlıkla da kutlanır olur.Sevgiliniz varsa tadını çıkarın hayatın.Ama sevmek fiiline gerçek anlamını veren dostlarınızı da unutmayın. Aşkın yanına en çok sevgi yakışır çünkü.

DİĞER YENİ YAZILAR