Şubat ayının tarihteki izleri...

Haberin Devamı



Bugün 1 Şubat. Kar geliyor haberlerini duyuyoruz ve biliyoruz ki İstanbul’un kışı şubat ayında başlıyor. 17. yüzyılın başında İstanbul Boğazı donmuş şubat ayında, o kadar soğuk geçmiş kış.

Boğazın iki yakasını birbirine bağlayan Boğaziçi Köprüsü’nün temeli de 1970 yılının Şubat ayına rastlıyor. Hoş bir tesadüf... Üç yüz yıl sonra, bir zamanlar donmuş olan bu denizin üstüne havadan yol yapılıyor.

Şimdiki soğuk havalar da şanssız aslında. Soğuk hava kütlesi olduğunuzu düşünün. İstanbul’un üstüne çökmeye çalışın, nereye çökeceksiniz? Her yer bina, her yer plaza. Çöküp soğutacağınız tek yer, yüksekler olacaktır, o kadar.

Bu sene şubat ne kadar soğuk geçecek, bilmiyorum ama tarihteki şubat ayları pek de sıcak geçmemiş satırlara... Bir sevgililer günü var, içimizi ısıtan, bir de sinemanın icadı. İlk sinema 1895 yılında sessiz ve siyah beyaz olarak yayınlandığında bütün dünyada olay olmuş. Daha eskiye gidersek bizde 1. Meşrutiyetin ilan edildiği yılda yani 1876’da, Avrupa’da telefon icat edilmiş. Yine şubat ayında. Graham Bell telefonu soğuk bir şubat günü icat ettiğinde tek amacı varmış o da sevgilisi Allessandra Lolita Oswaldo ile konuşmak. Hayatımıza bu genç kızın ad ve soyadının baş harfleri olan ALO sözcüğü sözcüğünün girişi de yine şubat ayına rastlıyor.

Bize gelirsek 1918’de Osmanlı’nın en baskıcı padişahlarından biri olan 2.Abdülhamit 10 Şubat 1918’de vefat etmiş. Osmanlı halkı buna çok üzülmüş müdür bilmiyorum çünkü tahtta olduğu ve adına İstibdat dönemi denen, sansürün en yoğun yaşandığı dönem. Ve tam bir Selanikli ve gönülden Ankaralı olan Sevgili Mustafa Kemal’imizin İstanbul'un fahri hemşehrisi oluşu 1927 yılının şubat ayında gerçekleşiyor. Hayata gözlerini yumacağı gözleri gibi olan bu mavi şehirle arasındaki gerçek bağ, soğuk bir şubat gününe rastlıyor.

1937 yılında yine şubat ayında, anayasanın ikinci maddesinde bir değişiklik yapılmış. Buna göre: “Türkiye Devleti, Cumhuriyetçi, Milliyetçi, Halkçı, Devletçi, Laik ve İnkılapçıdır. Başkenti Ankara şehridir” Bu önemli değişiklikle Atatürk ilkeleri anayasanın değişmez maddeleri arasına girmiş oluyor.

Bu değişikliklere bakınca insanın elbette içi sıcacık oluyor soğuk şubata rağmen.

Biz tarihi araştırmayı çok sevmiyoruz.Belki de bu sebeple söylenen her şeye çok çabuk inanıyoruz. Halbuki uzun kış gecelerini verimli hale getirmenin en güzel yolu, tarafsız tarih kitaplarının sayfaları arasında güzel bir yolculuğa çıkmak. O zaman telefonu, sinemayı, Abdülhamit’i, ilkeleri ve Atatürk’ü buluyor insan benim gibi... Sonra da bunları şubatın ilk gününde sizinle paylaşıyor.

DİĞER YENİ YAZILAR