Hz. Ömer'den ders alınacak davranışlar

Hz. Ömer, zimmet halkından (Hristiyan tebaadan) yaşlı bir adamın yiyecek dilendiğini görünce ona, "Biz sana insaflı davranmadık

Haberin Devamı

Dünden devam

Hz. Ömer, zimmet halkından (Hristiyan tebaadan) yaşlı bir adamın yiyecek dilendiğini görünce ona, "Biz sana insaflı davranmadık. Gençliğinde senden cizye (vergi) aldık. İhtiyar halinde seni böyle perişan ettik" demiş ve çoluk çocuğu olan bu adama Beytü'lmal'den (Hazineden) yeterli derecede maaş bağlatmıştır.

Bir gece kentin halini yoklamak üzere gezerken, kenar mahallede bir çadır içinde ağlayan çocuklarını avutmaya çalışan bir kadın görür. Kadının, çocukları avutmak için ateş üstündeki çömlek içinde yemek pişirilmiş gibi davrandığını, aslında sadece suyu karıştırdığını görünce gider, sırtına yiyecek yüklenip kadına getirir. Kendisine yardım etmek isteyen arkadaşına, "Bu benim sorumluluğumdadır. Bu yükü benim taşımam gerekir" der. Getirdiği azığı eliyle pişirip çocukları doyurduktan sonra ertesi gün, dairesine çağırdığı kadına maaş bağlatır. Hz. Ömer'in, devletin mumunu kendi özel işinde kullanmadığı meşhurdur.

Hiç inandırıcı değil
Yöneticiler, milletin her bireyinden sorumludur. Sizler, halkın bindiği geminin kaptanısınız. Kaptan tehlike anında önce kendi canını değil yolcuları kurtarır, sonra kendisini. Ne işiniz var öyle şatafatlı gezilerde? Millet nasıl giyiyorsa öyle giyinin, ne yiyorsa onu yiyin. Halkı temsil etmek nasıl olur başka türlü? 1973 yılında Mısır'da bir Osmanlı prensinden dinlediğim şu fıkra ne kadar anlamlıdır: "Babam öldüğü için annemle beraber dedem Sultan Reşad'ın yanında kalıyorduk. Enver Paşa, teyzemin kocası. Bir gün teyzem bizi davet etti. Paşa'nın evinde güzel yemekler yedik.

Ertesi gün acıktım. Annem sarayda bulunan sade yemeği getirdi. Ben, ille Enver Paşa'nın evinde yediğimiz yemekten isterim diye ağlamaya başladım. Sesime gelen dedem, neden ağladığımı öğrenince dedi ki: Evladım, Enver Paşa kendi çocuklarının babasıdır. O, çocuklarına istediğini yediriyor. Ama ben bütün milletin babasıyım. Millete ne yediriyorsam çocuklarıma da ancak onu yediririm."

İşte yönetici böyle olmalı, milletin yaşadığı gibi yaşamalı, lüks içinde değil. Hem dinden, adaletten söz edip hem de padişahlar gibi yaşamak inandırıcı olmaz. Bizden söylemesi. Bunlar sizin ağırınıza gitse de yine dost sözüdür. Dost bazen acı söyler!

DİĞER YENİ YAZILAR