Ağrı mı Cudi mi?

Haberin Devamı

SORU: Kısa bir süre önce bir grup Çinli bilim adamı, Ağrı Dağı’nda Nuh’un gemisinin kalıntılarını bulduklarını ve içine girdiklerini idddia etti. Eğer haber doğru ise Kur’ân’da geminin Cudi Dağı’nda olduğu beyanıyla çelişmez mi? (Göker Önen)

CEVAP: Çinli bilim adamlarının bulduğu kalıntıların Nuh’un gemisinin kalıntıları olduğu nereden belli? Tevrat geminin Ararat dağlarına, Kur’ân-ı Kerîm ise Cudi’ye oturduğunu söylemektedir. Tevrat’ta tufanın 40 gün 40 gece sürdüğü, geminin su yüzünde 150 gün kaldığı belirtilir. Peki, bu 5 ay içinde acaba başka gemiler de başka yerlerden gelip Ağrı Dağı’na oturamaz mı? İnsanlığın ikinci atası olan Hz. Nuh’un yaşama tarihi 4-5 bin yıl ötesiyle sınırlandırılamaz. Kim bilir Nuh’tan bu yana kaç 10 bin yıl geçti. Nuh’un gemisinin bulunduğu hakkındaki spekülasyonların bilimsel olmadığı kanısındayım. “Ağrı mı Cudi mi?” sorununa gelince: Hz. Peygamber döneminde geminin Cudi üzerine oturduğunu söyleyen bazı Tevrat nüshalarının var olduğu anlaşılmaktadır. Aksi takdirde Kur’ân’ın, Cudi üzerine oturduğu hakkındaki ifadesine Medine’de yoğunluklu olan Yahudiler itiraz ederlerdi. Böyle bir itirazdan söz edilmiyor. Yakut el-Hamevi, bu konuda Arapça’ya çevrilen bir Tevrat metnini kaydetmiştir: “... Yağmur suyu yeryüzünde 150 gün kaldı. Gemi, tufanın 7. ayının 17. gününde Cudi’ye oturdu. Nuh’un ömrü 601 yılına varınca 1. ayın 1. gününde su yeryüzünde azalmaya başladı. 2. ayın 27. gününde de yer kurudu. Nuh ve beraberindekiler gemiden çıktılar. Nuh bir mescit ve Allah için kurban yeri yaptı ve kurban takdim etti” (M. Strech İslâm Ansiklopedisi Cudi Dağı maddesi).

Yakut’un vefat tarihi miladi 1229’dur. Demek ki miladi XIII. asra kadar geminin Cudi’ye oturduğunu söyleyen Tevrat nüshası vardı. Cudi Dağı, Şırnak ilinin 32 kilometre kuzeydoğusunda, 2100 metre yükseklikte bir dağdır. İslâm Ansiklopedisi’nin yazdığına göre X. asra kadar birçok Ermeni yazarının ve daha başkalarının eserleri, Ararat’ın tufanla bir münasebeti olmadığını gösterir. Esasen Kitab-ı Mukaddes, geminin Ararat Dağı’na değil Ararat Diyarı’nın dağları üzerine oturduğunu söylemiştir. Yöredeki dağların en yükseği Masik (Masis) olduğundan, geminin oraya oturduğu sanılmıştır. Ancak geminin Masik (Ararat’ın zirvesi) Dağı’na oturmuş olduğu XI. ve XII. asır Ermeni edebiyatında yer almaya başlamıştır. Bundan eski tefsire göre geminin, Cudi yahut Hıristiyan yazarlarına göre Gordyene, (Süryanice Fardu, Ermenice Kordukh) denilen dağlara oturduğu kabul edilirdi. Geminin Cudi (Kardu veya Kordukh) üzerine oturduğu,Tevrat’ın Arami dilindeki tefsirinde (Targumlar) görülmektedir. Eğer Ararat (Asurca Urartu) adı, Van Gölü güneyinde bulunan toprak parçasını içerdiği varsayılırsa Nuh gemisinin, iki geleneksel karaya oturma yeri olan Masik (Büyük Ararat) Dağı ile Cudi Dağı’nın her ikisine de Tevrat’ın yazdığına uygun olarak Ararat adı verilebilir.

DİĞER YENİ YAZILAR