Gazete Vatan Logo

Sinemanın yapamadığını 'Hatırla Sevgili' yaptı

Türkiye'nin yakın tarihini 'prime-time'a sokan diziyi yaratıcısı anlattı

Politik zor yıllar çemberinden defalarca geçen bir ülke olsak da yakın tarihimize
ilişkin politik sinema konusunda ciddi bir filmimiz hatta gayretimiz yok. Geçmiş
yıllarda birkaç politik film çekilmiş olsa da, bu örnekler insanları politik film
mevzusuna yakınlaştıracağına daha da uzaklaştırdı. Politik içeriklerinden ziyade cesur sahnelerin altından kalkan kadın oyuncularıyla anıldı. Toplumsal belleğimiz giderek zayıflarken televizyon ekranlarında bir dizi film yakın politik tarihimizi anlatmaya başladı. Hem de sevdirerek; "Hatırla Sevgili".

Adnan Menderes'in idam edilmesiyle sonuçlanan politik tarihimizi anlatarak önce evimize oradan da gündemimize girdi. Türkiye'nin politik tarihini anlatan bir
filmimiz olmadığından duruma alışmamış bünye, "dizideki oyuncu Adnan Menderes'e benzemiyor" eleştirilerinden öte bir şey söyleyemedi. Fakat tarih kronolojik olarak işlenmeye başladığında, insanlar kelimenin tam anlamıyla televizyonun karşısında mıhlandı kaldı. Yakın tarihimiz o kadar gerçekçi bir biçimde ekranlardaydı ki, izleyici sadece diziyi izlemiyor yakın geçmişe ait hafızasını da yeniden tazeliyordu.

Yakın geçmişin bugünündekiler, Deniz Gezmiş'i, Adnan Menderes'i ya da Mahir Çayan'ı yeni kuşaklara anlatmaktan kaçınıyor ya da isteseler de anlatamıyorlardı. Varsayalım ki anlattılar, bu gayret anlatılanları dinleyenlerin gözünde canlandırmaya yetmiyordu elbette. Ama "Hatırla Sevgili" dizisiyle birlikte Adnan Menderes'in yani Türkiye'nin bir başbakanının idam edilmesini, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam sehpasına çıkmalarını, Mahir Çayan ve arkadaşlarının Kızıldere'de öldürülmelerini ve yakın tarihimize "Kızıldere katliamı" olarak geçmesini televizyon ekranlarından -hem de prime time denen, tv için altın kadar önemli bir kuşakta- yer yer belgesel görüntülerle izlemeye başladık. Özellikle 1 Mayıs 1977'de Taksim Meydanı'ndaki büyük miting ve sonrasında meydana gelen olaylar tam da 1 Mayıs arifesinde bütün
gerçekliğiyle karşımızdaydı işte. Etap Marmara'dan miting alanına açılan ateş, sol fraksiyonlar arasındaki sürtüşmeler ve büyük bir mitingin faciaya dönüşmesi. "Hatırla Sevgili"yle yeniden hatırladık. Sonra da dizinin mimarlarından ve senaristi Nilgün Öneş'i aradık. Merak ettiğimiz ve öğrenmek istediğimiz her şeyi sorduk.

"Ihlamurlar Altında"dan "Hatırla Sevgiliye"


"Hatırla Sevgili"den önce "Ihlamurlar Altında" dizisinin senaryosunu yazan Nilgün Öneş, o dizi bir yıllık bir süre için planlanmış olduğundan bir yılın sonunda diziden ayrılmış fakat dizinin yapımcısı onlarsız da olsa devam etme kararı almış.

Daha sonra? Sonrasını Nilgün Öneş'ten dinleyelim: "Ihlamurlar Altında projesinde Tomris Giritlioğlu'yla birlikte çalışıyordum. Proje bittikten sonra Tomris bana 1960'lı yıllarla ilgili bir proje yapmak istediğini söyledi. Adnan Menderes dönemini anlatan bir proje. İdamların konu alınacağı bir intikam hikâyesi düşünüyordu. Ben de Tomris'e 'Bunu daha geniş tutabiliriz. Darbeler ve sonuçları gibi bir konsepte oturtup 12 Eylül'le bitirebiliriz' dedim. Böylece geniş bir biçimde Türkiye panoraması çıkarabilirdik. Ama aradan geçen uzun yıllar bir intikam hikâyesini taşımazdı. Bir aşk hikâyesi ve fikir ayrılıkları üzerine inşa edersek uzun soluklu bir proje yapabiliriz diye düşündüm ve hikâyeyi kurdum."
Demokrat Partili bir ailenin kızıyla, CHP'li bir ailenin oğlunun birbirine âşık
olması ve sonuçta savcı olan bir babanın diğer babanın idam hükmünü imzalayanların arasında bulunmasına kadar giden büyük bir fikir çatışmasının ortasında başlamış hikâye. Sonra bir sağcı ailenin oğluna âşık olan sol görüşlü ailenin kızı girmiş devreye. Ve böylece "Hatırla Sevgli"nin müdavimleri de yavaş yavaş artmaya başlamış. "Aslında daha önce bunun çok da farkında değildik. Seyircinin ne ölçüde siyaset izleyeceğini tahmin edemiyorduk. Çünkü politik sinema ya da diziler insanımızın alışık olduğu bir şey değil. Sıkılabilirler diye düşündük. Ama aşk hikâyesiyle başladığımız için ilk önce hikâye dikkatlerini çekti. Ama ne zaman ki 27 Mayıs oldu, idamlar ve arkadan gelen Kayseri cezaevi hikâyesiyle izlenme oranımız hızla yükselmeye başladı. O zaman anladık ki böyle bir ihtiyaç var. Zaten istediğimiz, kendi kahramanlarımız üzerinden dünden bugüne Türkiye'nin halini anlatmaktı. Yeni dönemde de fraksiyon ayrılıklarının arasında filizlenen bir aşk öyküsü üzerinden fikir çatışmalarını anlatacağız."

Sinema başka televizyon başka


Politik filmler konusunda sinemada sınırlar daha özgür olsa da televizyon için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Nilgün Öneş'le Tomris Giritlioğlu birlikte böyle bir proje hazırlarken bunun televizyondan yayınlanacağına inançları var mıydı? Öneş'ten dinliyoruz. "ATV bize hiçbir şekilde karışmadı. Yazdığımız tek bir satırı bile değiştirmedi. Çok büyük desteklerini gördük, başta reytinglerimiz düşüktü, ona rağmen bizi desteklediler. Kanalın bu projenin bu noktaya gelmesinde çok büyük bir payı var. Hatırla Sevgili, sinema filmi olur elbette ama konuyu bu kadar uzun anlatamayız orada. Bu ancak bir diziyle çözülürdü. Televizyon olması bu nedenle çok önemli. ATV'nin böyle bir projeyi kabul etmesi de ayrıca çok önemli bir gelişme."

Birçoğumuzun yaşı yetmese de izleyiciler arasında o yılları yaşayan, bilen hatta
bilfiil olayların içinde olan birçok insan var. O yüzden izleyiciden diziye olumlu
ya da olumsuz birçok eleştiri de yöneltiliyor. Örneğin Kızıldere'den sağ olarak
kurtulan tek insan olan Ertuğrul Kürkçü'nün Kızıldere sahnesini izlediği zaman nasıl bir tepki verdiğini merak ediyoruz. Öneş merakımızı gideriyor: "Ertuğrul Kürkçü ile konuştuk. Kızıldere için ne yapılmalı konusunda görüşlerini aldık ve bu görüşleri kullandık. Bizim danışman grubumuzda THKP-C'li bir danışmanımız da var. Danışman grubumuzda o dönemi temsil eden her fraksiyondan, her görüşten bir kişi var. Bizim
için objektif olmak çok önemli. Döneme ait her fikri değerlendirdik. Herkesin sözünü
söyleyebileceği bir ortam yaratmak istiyoruz, bu bizim için önemli. Biz 2008'den
geçmişe bakıyoruz. Görüşlerimiz bir miktar değişti, ona rağmen ister istemez yine bir tarafta duruyoruz ama diğer görüşlere de yer vermeye çalışıyoruz."
Dizi danışmanlarının bazen değişmesi dışarıdan bir anlaşmazlık gibi görünse de işin içyüzünün öyle olmadığını söylüyor Nilgün Öneş. "Danışmanların bazen değişmesi, anlattığımız dönemle ilgili bir durum. Döneme ilişkin insanlarla çalışıyoruz. Ama hiç değişmeyen danışmanlarımız da var. Yılmaz Karakoyunlu, Ferhat Kenter ve Mümtazer Türköne hep vardı. Ama Deniz Gezmiş'lerin dönemini anlatırken yani 12 Mart öncesini anlatırken bu defa Mustafa Yalçıner, Fahri Aral katıldı. İsmini görmediğiniz ama o dönemi iyi bilen 68 kuşağından insanlar da var ekipte. Onların da çok emeği geçti.

Danışmanlar tamamen dönemleriyle değerlendirildi ve değişti. Başka bir nedeni yok." Hatırla Sevgili'nin senaryosu Nilgün Öndeş ve birlikte çalıştığı iki senaristin elinden çıkıyor. Danışmanlardan işlenecek konuyla ilgili araştırmalar isteniyor ve bu araştırmaları temel alarak hazırlanan senaryo danışmanlar tarafından inceleniyor. Görüşler alınıp değerlendirildikten sonra da Nilgün Gündeş izleyiciyi ekranın karşısına mıhlayan senaryoyu yazıyor. Diziye ilişkin olarak yapılan önemli eleştirilerden biri de hikâyenin kahramanlarının asıllarına benzemiyor olması ve Deniz Gezmiş'lerin idam sehpasına giderken söyledikleri son sözlerin tamamının ekranlara yansımaması. İzleyiciler sözlerin neden kesildiğini merak ediyor. İnternetteki platformlarda en son tartışılan konulardan biri de bu. Biz de bu soruları Nilgün Öneş'e ilettik, işte cevabı: "Biz hiçbir şeyi sansürlemiyoruz. Ben olduğu gibi yazdım o sözleri, zaten kesmem mümkün de değil. Kendi adıma şunu söyleyebilirim, biz orada Deniz Gezmiş'in vasiyetini yerine getirdik; ona idam gömleği giydirmedik, tam istediği gibi parkası ve postallarını giydi ve Rodrigo'yla uğurladık. Son sözlerini kesmemiz mümkün değil. Ama burası bir televizyon kanalı. Bir sinema filmi olsaydı elbette kesilmezdi ama televizyon yayınlarında böyle şeyler yaşanıyor."

Yeni bölümlerinde hangi olayları izleyeceğiz?


Maraş Katliamı, Fikri Sönmez'in belediye başkanlığındaki Fatsa ve Nokta
Operasyonu.12 Eylül darbesine giderken Türkiye'nin yaşadığı yakın politik tarih
diğer bölümlerde olduğu gibi hafızalarımızı tazeleyecek mi? "12 Eylüle doğru
giderken Türkiye'nin yaşadığı çok önemli olaylar var" diyor Öneş. "16 Mart Katliamı, Maraş Katliamı, Fatsa ve Nokta Operasyonu gibi önemli olayları biz kendi kahramanlarımız üzerinden işleyeceğiz. 12 Eylül'e geleceğiz ve 12 Eylül'de yapılan idamları görüp bitireceğiz."

Emre Ünsallı/Aktüel

İLGİLİ HABERLER

Yılın dizisi ödülü Hatırla Sevgili'nin

Liseli kızların yeni sevgilisi

78 kuşağı geliyor

Hatırla Sevgili'de yeni dönem

Haberin Devamı